Attığımız her adımda kendi yaşam kalitemizi sorgulamak için veya tutarlı olup olmadığımız bizim davranışlarımıza analitik yaklaşımımızla mümkündür.

Tutarlılık dediğimiz; kendi kavramlarımızın doğruluğundan ziyade, 

Genel geçer doğruların hesaba alınıp alınmadığından öte, 

Sizin ne kadar bunları takmayıp, 

Sorgulayıp, 

Sizde ki ifadesi olan sizi taşıyacak olan doğruları, 

Temel alarak, yaşam denilen yolda size düşen payı,

Âmâsız,

Fakatsız,

Lakinsiz,

Yaşamda ki “koro” da ki yerinizi bulup,

Hayat romanında ki sayfanıza dalmanız ile

“Yaşadım hissini ter ile yoğurarak” bir duruş sergilemeniz mümkündür.

Aslında hepimiz “büyük orkestrada büyük çalgı aleti” olmak isteriz,

Hayattaki duruşumuzu hep 

“Büyük olmak,”

Ve 

“Önemli olmak”,

Üzerine kurgulandığı için,  

“O olgulara” biat etmek için

Yarışır dururuz.

“Önemli olmak.”

“Büyük olmak.”

Bizim hayata karşı yoğrulmamızda tadımızı bozan,

Ve özümüzden uzaklaşmamızı sağlayan kavramlardır.

Asıl olması gereken; 

Hayatta ki işlevimiz, 

Bazen küçük bir “es”, 

Bazen bir “nota”,

Veya

“Bir kitabın başlangıç cümlesi olduğumuzu kavramamızdır.”

“Yaşam denen senfonin müziği” ,

Her kişi için duymayı hak ettiği ve konumlandığı,

 “Yaşam damarlarından” ,

Süzülerek yazılır, 

Her kişi için “Farklı bir eser” meydana gelir.

Eğer yerinizi iyi bir şekilde tespit ederseniz, 

Yaşamın size çalacağı müzik,

Kulağınızı tırmalamaz.

Yüreğinizi sıkmaz.

Duyduğunuz ezgi size,

Âmâsız, 

Fakatsız,

Lakinsiz,

“Toplumla oturup kendi sözleşmesini imzalatır.”

Bilir ki; “İçin” yardımlaşmayı, “rağmen” fedakârlığı göğüsler.

(UTANMAMAK “İÇİN” VE BUNLARA “RAĞMEN” DEMEKTEN VAZGEÇMEMELİYİZ.)

Saygıyla