İBRAHİMİ DİNLER PROJESİ Sevgili dostlar uzun zamandır yazılarıma bazı sebeplerden ötürü ara vermiştim. Lakin kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah. Beni yakından takip eden dostlar bilirler ki, uzun zamandır Vatikan üzerine çalışmalar yapıyorum. Bu konuda sayısız makaleler yazdım ve dahi 2020 yılında Kadim Sırların Güç Merkezi ‘’VATİKAN’’ adlı önemli belge ve bilgilerin olduğu bir de kitap çıkardım. Bu yazmış olduğum kitapta Vatikan ile ilgili ilk defa duyacağınız bilgiler de var lakin özellikle Dinlerarası Diyalog konusunda detaylı bilgiler var. Vatikan'ın 3. bin yıl hedefi olan ''Dinlerarası Diyalog ve Ilımlı İslam'' projesini pek çok defa anlattık ama bu sefer işler farklı bir hal aldı ve projeyi günümüzde farklı bir güncelleme ile yeniden ele aldılar.  Bu güncellemede ise daha çok İbrahimi dinler kavramı ön plana çıkmaktadır.

1962-1965 yılları arasında gerçekleştirilen II. Vatikan Konsili ile “İbrahimî dinler” düşüncesi, bir anlamda olgunlaşma ve Kilise vasıtasıyla resmîleşme sürecine girmiştir. Adı geçen konsilde “İbrahimî dinler” düşüncesiyle eş zamanlı olarak ortaya çıkan “dinlerarası diyalog” fikri, “İbrahimî dinler” kavramsallaştırmasının günümüze kadarki akacağı mecrayı belirlemiştir. II. Vatikan Konsili’nden itibaren kullanım alanı ve yaygınlığı giderek artan “İbrahimî dinler”, zamanla akademik çalışmalarda da kendisine müracaat edilen bir terim haline gelmiştir. Bu çerçevede, “İbrahimî dinler” lafız olarak ilk kez, 1979 yılında Amerikan Din Akademisi’nin gerçekleştirdiği kongrede kullanılmıştır. Kongrede sunulan bildiriler daha sonra “Trialogue of the Abrahamic Faiths (İbrahimî Dinlerin Diyaloğu)” adıyla kitaplaştırılmıştır. O tarihten günümüze bilimsel içerikli pek çok çalışma ve toplantıda “İbrahimî dinler” ve “dinlerarası diyalog” temaları birlikte ve birbiriyle ilişkili olarak kullanılmıştır. Lakin Siyonizm üst akıl olarak bu projenin en başından beri planlayıcısı konumundaydı. Vatikan’ın görevi ise bunu yaymak ve olgunlaştırmaktı… Bunun için Ortadoğu’da ve Asya’da kurmuş olduğu yapay Tarikatlar ve cemaatlerle (Kesnizani, Kadiyanilik, Fetö vs.) uygulamaya çalıştı. 

Ortadoğu'da "İbrahimi dinler" adıyla yürütülen bu projenin uygulayıcısı BAE, derinlerdeki üst aklı ise Siyonizm’dir… Bahreyn, Fas ve BAE'in İsrail ile normalleşmesinden sonra gündeme gelen projede İslamiyet, Musevilik ve Hıristiyanlık karması bir din öngörülüyor...  Ortadoğu'da sözde kalıcı barışın sağlanması için 'İbrahimi' dinin yayılması gerektiği mesajını veriyorlar. İsrail ile normalleşmenin çerçevesini genişletmek için bu hususun yapılması önemlidir. Bu projenin derininde Siyonist üst akıl var... İsrail özellikle Türkiye ile de normalleşme istiyor. Bunu istemesinin de derinin de yatan husus bu projeye Türkiye’yi de dahil etmek. Zaten Türkiye Vatikan’ın Dinlerarası Diyalog projesi konusunda merkez seçtiği bir yerdi. Bu sefer de İbrahimi dinler adı altında İslam’ı farklı açılardan ele alıp 3 dinin karışımı farklı bir anlayış ortaya koymak istiyorlar. Bu sefer 3 dinin diyaloğundan ziyade direk karıştırıp farklı bir din elde etme amaçları var. Özellikle İslamiyet’e karşı yoğun bir tahribat amaçlıyorlar. Bu sayede şuursuzlaştırılmış bir Müslüman hedefine daha hızlı ulaşmak istiyorlar.

Vatikan'da çağın misyonerliği anlayışı ile hareket ederek Hıristiyanlaştırmaktan ziyade, hakiki İslam'dan uzaklaşmış Ilımlı Müslüman istiyordu. Bunun için de önemli görüşmeler yapıldı ve BAE üzerinden plan tıkır tıkır işlenmeye çalışılıyor...  Mısır da bu konuda etkin rol oynuyor. Özellikle El-Ezher imamı Şeyh El-Tayyib de bu konuya sıcak bakanlar arasında. Zaten kendisi Vatikan'ın en güçlü Kardinali olan Dinlerarası Diyalog Kurulu Başkanı Jean Louis Tauran ile yakın ilişki içinde... Ayrıca Irak’ta İbrahimi Dinler projesine sıcak bakan ve uygulama içindeki devletlerden biridir. Hatta Papa I. Francis’in Irak’a yaptığı ziyaretten itibaren aylar sonra İbrahimi dinler toplantısı da yapıldı. Erbil'de toplanan Iraklı Şii-Sünni Arap ve Kürt 312 isimin katıldığı konferansta "İbrahimi değerler ortaklığında İsrail ile ilişkilerin geliştirilmesi" talep edildi. Bu talebin "İbrahimi değerler ortaklığında" ifadesiyle 'dinlerarası diyalog' vurgusuyla yapılması ve İsrail ile ilişkilerin geliştirilmesi detayı da çok önemlidir…

İşin bir de ilginç yanı ise İbrahimi dinler projesinin son halinin (Yani Dinlerarası Diyalog’dan ziyade direk dinlerin karması olan yeni bir anlayış)  2016’da Harvard Üniversitesi'nde hazırlandığı öne sürülmektedir. Rockefeller ailesinin bu yeni din projesine para desteği sağladığı da önemli iddialardandır. Son günlerde Arap dünyasında artan İbrahimi din tartışmalarına dikkat etmek gerekmektedir.

Bu projenin önümüzdeki günlerde daha da çok konuşulacağını düşünüyorum. Türkiye'de de bu yeni oluşturulmaya çalışılan İbrahimi dinler projesini savunan sözde din adamları da var. Gelecek dönemde Dinlerarası Diyalog konusunun güncellenmiş hali daha da belirginleşecektir... Bu arada son zamanlarda BAE’nin değişen Türkiye tutumu, Türkiye’nin İsrail ile ilgili normalleşme olabilir söylemi ve Yahudilerin ilginç bir şekilde Türkiye’ye birden önem vermesi Türkiye için özel dualar edinmesi ve gelecekte yeni anlaşmaların olma ihtimalini iyi idrak etmek lazımdır. Türkiye daha önce Fetö ile bu projenin ilk hali olan Dinlerarası Diyalog konusunda sıkıntılar İslamiyet’i tahribat konusunda sıkıntılar çekmişti. Acaba 2016’da (Bu tarih de bizim için önemli 15 temmuz darbe girişimin olduğu tarih) güncellenen bu projeyi Türkiye’de hangi Cemaat/Tarikat yürütecektir işte bu da başka bir önemli konudur. Bunun için kulağımıza ilginç bazı bilgiler geldi ve bu bilgiler aratarak devam etmektedir. Bakanlar değil, görmesini bilenler; duyanlar değil, idrak edenler ne demek istediğimi anlayacaktır. 

Ve son söz: ‘’Derin Düşünmeyen Devletler, Sığ Sularda Boğulmaya Mahkumdur’’