İstanbul Kocamustafapaşa’dan Sayın AHMET DURAN ÖZBAY soruyor:

SORU: Geçtiğimiz yıllarda bir televizyon programı izlemiştik.

Programda bazı kitabevlerinin Hristiyanlık propagandası yapmak için kitap ve kaset dağıttıklarını, büyük şehirlerde yüzlerce evin kiliseye dönüştürüldüğünü ve buralarda vaaz veren kişilerin Kur’an-ı Kerim’de pek çok çelişki bulunduğunu iddia ettiklerini belgelerden öğrendik.

Bazı genç kızların ev-ev dolaşarak İncil dağıttıklarını, bazı gazetelerin de bedava İncil dağıtmakta olduğunu da biliyoruz.

Ülkemizde yapılmakta olan Hristiyanlığı yayma çalışmalarına karşı ne tedbir alınmalıdır?

Bir diğer sorum; Milli Eğitim Bakanlığının Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde Kur’an-ı Kerim derslerinin İlkokul, Lise ve dengi okullarda zorunlu ders olarak okutulacağı ile ilgili…

Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacağı söylenmektedir..

Sizce okullarda Kur’an-ı Kerimin ders kitabı olarak okutulması uygun mudur?

CEVAP: Hristiyanlık propagandası ile ilgili soru köşemize gönderilen Hristiyanlık propagandası ile ilgili 10’larca sorudan sadece birinin özetidir.

Geçmiş yıllarda yayımlanan Hristiyanlık propagandası yapan kişilerin görüntülerini ben de izlemiştim. .

O dönemlerde Ulusal bir gazetede yayımlanan makalede olayı ayrıntılarıyla anlatmaya çalışmıştım.

Makale ’de ortaya koyduğum şekliyle yapılmakta olan Hristiyanlık propagandası yüzyıllardır devam eden “Misyonerlik” ve “Yehova Şahitleri” adıyla ortaya çıkan örgütün çalışmalarının hızlandırılmış şeklidir.

Gerçekte bazı il ve İlçelerde şık giyimli kadın ve kızlar ev-ev dolaşarak İncil dağıtmaktadır.

Büyük şehirlerimizde yüzlerce Ev'de toplantılar yapılmakta sözde Müslümanlıktan ayrılan, Hristiyanlığı benimseyen kimseler ateşli konuşmalar yaparak saf Müslümanları kandırmaya çalışmaktadırlar.

Kitabevlerinden bazılarında çuvallar dolusu, koliler dolusu kitaplar ve kasetler bedava dağıtılmaktadır.

Bu kaset ve kitaplar Hıristiyanlık propagandasına yöneliktir.

İzlediğimiz programın en üzücü yanı yurt dışından gelen bir Misyoner 'in eline Kur’an-ı Kerimi alarak Kur’an-ı Kerimin içinde çelişkiler olduğunu, İncil’de ise hiçbir çelişkinin bulunmadığın söylemesidir.

Sorunun 2. bölümünde bu konu da dile getirilmiştir.

Çinli mi, Japon mu olduğunu anlayamadığımız adını bile duymadığımız bu konuşmacıyı dinleyince insanın aklına şu soru geliyor.

Acaba bu sayın konuşmacı Kur’an-ı Kerimin yüce fikirlerini görerek müslümanlığı kabul eden Geothe, Puşkin, Tolstoy, Roger Garaudv, Zef-Clement, Prof. Dr. Maurice Buceiie, Margaret Marcus, jacouses Yves Cousîeau (Kaptan Kusto), Leopold Wess, Cecilia Cannoiy, jim Clinging, Maurice Bejart, Stevia VVonder, Mary Weld, juii Torralbo Tamara… ve daha yüzlerce ünlü’den daha mı bilgili?

İslamiyet hoşgörü dinidir.

Müslüman çevresine hoşgörü ile bakan, çevresi ile iyi geçinen ve kendisi ile iyi geçinen kimsedir.

Ancak Kur'an-ı Kerime sözle sataşan zihniyete karşı hoşgörülü davranma şansı da kalmamıştır.

Kur’an Allah sözüdür.

Kur’an üslubu, söyleyişi, özlü ifadeleri ile bütün çağların ve zamanların kitabıdır.

Bütün tabiat kanunlarının sırları Kur'an'da gizlidir.

Keşfedilen bütün icat ve keşiflere işaretler vardır.

Kur’an; Kâinatın yaratılışını Embiya suresinin 30’uncu ayetinde,

Dünyanın dönüşünü Yasin suresinin 40’ıncı ayetinde,

Dünyanın yuvarlak olduğunu Rahman suresinin 33’üncü ayetinde,

Çekim kanunun Rad suresinin 2’inci ayetinde,

Kâinatın genişlediğini zariyat suresinin 47’inci ayetinde,

Yukarıya doğru çıktıkça oksijenin azaldığını en’am suresinin 125’inci ayetinde,

Atmosferin fonksiyonunu embiya suresinin 32’inci ayetinde,

Rüzgarın aşılayıcı olduğunu Hİcr Suresinin 32’inci ayetinde,

Atomun varlığını Yunus suresinin 61’inci ayetinde,

Her şeyin çift yaratıldığını Zariyat suresinin 49’uncu ayetinde haber veriyor.

Yine Kuranda; Uzayın fethinden, kutuplardan, elektrikten, kömürden, radyo, telgraf, telefondan bahseden ayetler vardır.

Müspet ilimler ilerledikçe insanların yapacağı icat ve keşiflere yön verecek olan Kur'an-ı Kerime dil uzatmaya kimsenin hakkı olmasa gerektir.

Hele-hele Cenab-ı Allah bir tane İncil göndermişken birbirine uymayan Matta İncili, Yuhanna İncili, Markos İncili, Luka İncili’ni benimseyen ve bu 4 ayrı İncil’deki çelişkileri görmemezlikten gelen sözde Hristiyanların Kur’an’ı Kerimde çelişkiler bulunduğunu söylemeye hiç hakları yoktur.

Kuran-ı Kerim ilk gönderiliş şekliyle bir tek harfi bile kaybolmadan günümüze kadar gelmiştir.

Oysa her 4 İncil’e de insan sözlerinin karıştığı ilmen sabittir.

Hristiyanlık propagandasına karşı alınacak tedbirlerin eğitimden geçtiğine inanıyoruz.

Yüce İslam dininin her kesimden insanlarımıza çok iyi öğretilmesi gerekmektedir.

Devlet olarak ülkeyi maddi yönde kalkındırma hamlelerine girişirken manevi yönde yapılması gerekenlerde ihmal edilmemelidir.

Milli Eğitim Bakanlığımız konuya el atmış ilkokul, lise ve dengi okullarımızda Kur’an öğrenilmesi için yeni bir model geliştirmiştir.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde Kur’an-ı Kerim dersleri için çok olumlu çalışmalar yapılmış ve kararlar alınmıştır.

Alınan kararlarda özetle şu görüşlere yer verilmiştir:

‘’ Kur’an-ı Kerim, Allah kelamı olup vahye dayanır.

İnsanları dünyada ve ahirette mutluluğa götüren ilkeler içeren bir kitaptır.

İslam dininin temel kaynağı olması itibarıyla hem bütün Müslümanların hem de milletimizin başucu kitabı olmuştur.

Müslümanlar; hayatı anlamlandırmada, inanç ve ibadetlerinde, ahlaki davranışlarında ve gündelik yaşamlarında Kur’an-ı Kerim’deki ilkeleri esas alırlar.

Onu hem kendi varoluşlarını konumlandırmada hem de toplumsal değerler dünyasını şekillendirmede ana referans olarak kabul ederler.

Müslümanlar; Kur’an-ı Kerim’i okuma, anlama ve yaşama gibi ödevlerle yükümlüdürler. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim’in tanınması ve öğrenilmesi bir Müslüman için vazgeçilmez bir ödev hâlini almaktadır.

Kur’an-ı Kerim, okunması ibadet olan bir kitaptır.

Namaz ibadeti başta olmak üzere birçok dinî görevde ve kültürel merasimde Kur’an-ı Kerim okunur.

Kur’an-ı Kerim’i aslına uygun ve doğru biçimde okuyabilmek, onun alfabesini ve ona özgü okuma yöntemi olan tecvit kurallarını bilmeyi gerekli kılar.

Ayrıca bazı ibadetlerin yapılabilmesi ve çeşitli merasimlerin usulüne uygun yerine getirilebilmesi Kur’an-ı Kerim’in bazı sure ve ayetlerinin ezberlenmesini gerektirir.

Bu gereksinimlere bağlı olarak ortaöğretim Kur’an-ı Kerim dersi temelde ilahi kitabın doğru biçimde okunması ve ezberlenmesi için gerekli olan bilgi ve becerileri öğrencilere kazandırmayı amaçlar.

Kur’an-ı Kerim okumanın bir sonucu olarak onun anlam içeriğinin öğrenilmesi ve verdiği mesajların kavranması gerekmektedir.

Kur’an-ı Kerim ayetlerinin anlamlarının öğrenciler tarafından kavranması, doğru bir Türkçe ile aktarılması, Kur’an-ı Kerim okumayı tamamlayıcı bir unsur olarak bu dersin amaçları arasında yer almaktadır.

Ortaöğretim Kur’an-ı Kerim Dersi Öğretim Programı; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli esas alınarak belirlenen kavramsal becerileri, sosyal-duygusal öğrenme becerilerini, okuryazarlık becerilerini ve eğilimlerini Kur’an-ı Kerim okumanın öğrenilmesi süreci ile bütünleştirmek için tasarlanmıştır.

Bu Program’da, Kur'an-ı Kerim'in okunmasıyla ilgili öğrenci merkezli ve beceri temelli öğrenme esas alınmıştır.

Bu öğrenme modelinde temel becerileri ön planda tutan, öğrenme sürecinde öğrencinin aktif katılımına ve öğretmen rehberliğine imkân veren, öğrencilerin araştırma yapabilecekleri, çözüm ve yaklaşımlarını paylaşabilecekleri ortamların sağlanmasına ihtiyaç duyulur.

Bundan dolayı Program’da, öğrencilerin gelişim düzeyini göz önünde bulunduran, onların ön bilgilerini ve eğilimlerini harekete geçiren anlamlı öğrenmelerin gerçekleşmesi hedeflenir. Program’da yer alan tema konuları işlenirken uygulamaya dönük olarak öğrencilerin seslendirme, yüzünden okuma, bulma, ezberleme, bilgi toplama, çözümleme, yorumlama, özetleme, gözlemleme, yapılandırma, karşılaştırma, sınıflandırma, sorgulama, genelleme ve yansıtma becerilerini kazanmaları amaçlanır.

Ortaöğretim Kur’an-ı Kerim Dersi Öğretim Programı; ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilere Kur’an-ı Kerim’i tecvit kurallarına uygun olarak yüzünden okuma, içerik çerçevesinde verilen ayet ve sureleri ezberden okuma, anlama ve yorumlama becerilerini kapsayacak şekilde yapılandırılmıştır.

Ortaöğretim Kur’an-Kerim Dersi Programı’nın temel amacı; öğrencilerin, Kur’an-Kerim’i tanıma, okuma ve anlamalarına yardımcı olacak bilgi, beceri ve değerlerle donatılmasını sağlamaktır.''

Milli Eğitim Bakanlığımızın bu çalışması Hristiyanlık propagandasına karşı verilecek en güzel cevap olmuştur.

Hristiyanlık Propagandasına karşı Diyanet İşleri Başkanlığı da her eve bir Kur'an-ı Kerim ve Kur'an'ın Türkçe açıklamasının hediye edilmesi kampanyası başlatmalıdır.

Hayır kurumlarımızı, Vakıf ve derneklerimizi, hayırsever vatandaşlarımızı kampanyaya katılmaya davet ediyoruz.

Bu açık ve net tedbirler son günlerde yaygınlaşan Hıristiyanlık propagandasına verilecek en güzel cevaptır.

Hoşça kalınız.