Bilenleriniz, ilgili olanlar, tanır ve bilir “İbrahim Müteferrika” yı, Türkçe kitap basan ecdadımızdan, aydınlarımızdandır kendileri, 1674 ve 1747 yılları arasında yaşamıştır. Hayır, biyografi bilgilerinden öte o döneme ait Osmanlının neden geri kaldığına dair saptama, tespitlerini yazıp günümüzle kıyasla yapmak istedim, günümüzle kıyas yapıp birlikte düşünelim.
Türkçe kitap basan ilk kişi olan İbrahim Müteferrika 1731 yılında yazdığı kitapta Osmanlı’nın neden geri kaldığını şu maddelerle anlatıyor;
- Rüşvet
- Memuriyette adam kayırma
- Bilim adamlarına tahammülsüzlük
- Orduda disiplinsizlik
- İsraf
- Dış dünyadan habersizlik
İbrahim Müteferrika’nın 18.yy da Osmanlı İmparatorluğunun geri kalmasına hatta gerilemesine dair tespitlerini, saptamalarını 2024 Türkiye’si ile karşılaştırıp kıyaslayalım. Bahis konusu altı maddeden hangileri günümüz içinde geçerli, hata, yanlış diye kabul görülenlerin hangilerine devam ediliyor.
Rüşvet; 2024 Belediye seçimleri ile başkanlıkların el değiştirmesi ile alenen ortaya dökülenler ve öncesi okuduğumuz, izlediğimiz, öğrenip hukuk devleti olan ülkemizin mahkemelerinden edindiğimiz bilgiler rüşvet uygulamasının var olduğunu kanıtlıyor.
Memuriyette adam kayırma; Atama, görevlendirme, yetkilendirme gibi hareketler sonrası liyakatsiz, bilgisiz, deneyimsizliklerin olması ile birlikte kayırma yapıldığı gözlerimizin önünde alenen yapılmakta.
Bilim adamlarına tahammülsüzlük; Tamamıyla aynı, birebir olduğu kabul edilemez, söylenemez de, akademik unvanların bol keseden dağıtıldığı, yandaş hareketleri olmayan akademisyenlerimize karşı ise mobbing yapıldığı alenen gözlerimiz önünde yapılmaktadır.
Orduda disiplinsizlik; Ordumuz disiplinsizdir der isek büyük haksızlık yapmış oluruz da, disiplinli ve tam seviyesinde, muazzam bir çalışma sergiliyor der isek yine hata etmiş oluruz. Büyük, güçlü, örgütlü bir ordumuz var ve kuruluşu asırlar öncesinden günümüze kadar uzanıp kahramanlıkları ve cansiperane vatan müdafaası devam etmektedir. Sorun vardır, tümüne, ordumuzun, silahlı kuvvetlerimizin tümüne yayılmamış olsa da mobbing, yandaş, taraftar uygulamaları gölge oluşturmaktadır.
İsraf; israf konusu çok enteresan hale gelmiş durumda, devletimiz ve üst düzey yöneticilerimiz israf edilmemesi için söylemler geliştirip genelgeler yayınlasalar da bazı kurum ve kuruluşlarımız ve yine bazı yöneticilerimiz devlet malı, devlet parası, devletimizin sunduğu imkânlar ile israfın zirvesini yaşamaktadır.
Dış dünyadan habersizlik; Kanımca negatif ya da eksik puan veremeyeceğim tek konu budur. Dış dünyadan da ülkemizin her yöresi, bölgesinden de habersiz kalmamız da, yönetim ve erkin haber alamaması da mümkün değildir. Bildiğiniz üzere bilim ve teknoloji imkânları en gelişkin haldedir. Biz sıradan yurttaşların dahi anında dünyamızın en uzak coğrafyasından ve insanlarından, olup bitenden haberdar olması mümkündür ve imkân dâhilindedir ki, devletimizin sahip olduğu alet, cihaz ve uygulamalar en gelişkini en muazzamıdır. Bu noktada şöyle bir dip not düşebiliriz; haberdarız da müdahil olmamız gerekenler ya da müdahil olmamız gerekmeyenler konusu uzman kişilerce gözden geçirilmeli, gereksizlikler ya da geç kalmalar yaşıyoruz.
Son paragrafta ise İbrahim Müteferrika’nın Osmanlı’nın geri kaldığı tespiti ve günümüz Türkiye Cumhuriyetini kendi bakış açımla yorumlayayım. Ülkemiz o asrın, yılların kıyaslaması, bakış açısına göre geri kalmamıştır. Ülkemiz geri kalmamıştır ama bilinçli, mantıklı bakış açısıyla bakılıp düşünüldüğünde istediği seviyeye de ulaşamamış, depar atamamış, sürat yapamamıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bahsettiği müreffeh ülkeler seviyesine ulaşmak için mutlak depar atmamız gerek, normalin üzerinde bilimsel ve kültürel çalışmalar yapıp tükettiğimizden misli misli fazlasını üretmeliyiz.