Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milleti için yaptıklarını, neler yapıp nasıl bir mücadele verip de başarıya ulaştığını yazmama hiç gerek yok. Türk milleti biliyor, dünyanın en ücra köşesindeki insanlar dahi ya biliyor ya da bilme, öğrenme gayretinde, dünyanın neredeyse tüm tarih kitapları yazıp, anlatıyor. Bu büyük, muazzam, emsalsiz başarıyı illaki tek mefhumda tarif etmek gerekirse, benim şahsi kanaatim iki kelimede, akıl ve sevgi. Atatürk emsalsiz bir akıl sahibidir, biliriz ki dünya tarihinde çokça akıllı, emsalsiz düşünürler yaşamıştır. Akıl sevgiyle birleşmedikçe başarı bir yana büyük sıkıntı ve çöküntülere de sebeptir. Evet, akıl ve sevgiyi devam ettirmek mümkün, olası, çalışkanlık, cesaret, strateji, doğru tercihler, yüksek öngörü kabiliyeti, kültür, bilgi sahipliliği, sürekli araştırmacı, sorgulayıcı olma, an’a uygun hareket etme kabiliyetine sahiplilik. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, devrimci, deha, Gazi Mustafa Kemal Atatürk için ne yazarsam yazayım, değil birkaç sayfa, ciltlerle kitap da yazsam eksik kalacaktır. Bu yazımda ki konu, yazının kahramanı ise “Mahatma Gandhi”dir.

..

Mahatma Gandhi Londra'da hukuk okurken Peters soyadlı, kötü niyetli ve kibirli bir hocası vardı. Gandhi onunla her karşılaştığında hiç boyun eğmedi, hep dik durdu ona yanıt verirken. Bir gün Peters üniversite kantininde bir şeyler atıştırırken Gandi tepsisini alıp yanına oturdu. Hocası kibirli bir ifadeyle şöyle dedi:

- "Gandi, anlamıyor musun? Hiçbir zaman bir domuz ve bir kuş yan yana oturamaz."

Gandi "Sakin olun hocam, ben uçuyorum öyleyse!" deyip bir başka masaya geçti.

Profesör Peters öğrencisinin kendisini domuz yerine koymasına çok içerledi. Bunun acısını çıkarmak amacıyla yapacağı sınavda ona bir ders vermek istedi ama Gandi soruların hepsini doğru cevapladı. Sıra can alıcı soruya gelmişti.

- "Gandhi, yolda yürürken iki çanta görüyorsun, biri akıl diğeri para dolu. Hangisini alırdın?"

Gandhi hiç tereddüt etmeden şu yanıtı verdi:

-" Para olanı hocam!

-" Ben, senin yerinde olsam diğerini alırdım. Sence de öyle olması gerekmez mi?" dedi hocası.

Gandhi'nin yanıtı şu oldu:

-"Herkes ihtiyacı olanı alır!"

Profesör öyle kızmıştı ki sınav kâğıdına "APTAL" yazıp Gandhi' ye kâğıdı uzattı. Gandi bir yere oturup birkaç dakika düşündükten sonra profesöre dönüp şunları söyledi:

-"Kâğıda imzanızı atmışsınız ama bana bir not vermemişsiniz!"

..

Mahatma GANDHİ 10 Kasım 1938’de Atatürk’ün ölümünden sonra bakın ne demiş: “Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar Tanrı’yı da İngiliz’in yanında zannediyordum.”

Mahatma Gandhi gibi bir “guru” İngilizlerin “asla yenilmez” olduğuna o kadar inanmış ki..

“Bu -adeta- ebedi yenilmezlik, bu üzerinde güneş batmayan imparatorluk kudreti ancak Tanrı’nın himayesiyle mümkündür” inancındaymış.

Zorluklar çok büyük, sıkıntılar emsalsiz boyutlarda olabilir, akıl var ise sevgiyle harmanlayıp vatanını ve milletini seviyorsan, bilim, sanat, kültürden yana olup ezber ve dogmalardan tamamıyla uzaksan, cesaret ve çalışma insanı başarıya götürür.