Anlamlandıramadığımız bir rituel içerisinde mücadele veriyoruz/verdiriliyoruz?.
Muazzam bir bilgi kirliliği içerisinde yaşamaya zorlanıyoruz..
Enformatik baskı üzerimizde ilencin bir kara büyüsü gibi.
Bilinç düzeyimizi geriye çekmek için adeta canhıraş bir mücadele veriyoruz.
Derinliğini kavrayamadığımız kara büyünün tesiriyle dengesiz hareketler sergiliyoruz.!
Karmaşık ve kaos ortamı bizi sarmalamış tabiri caizse.
Neyiz, niçiniz ve ne olmaklığımızın gerekliliğini hiç araştırmıyor ve önemsemiyoruz.?!
Niçin böylesine kırılgan bir devinim yaşıyoruz?
Şüphesiz, sebepler sayamayacağımız kadar çok.
Ancak, enformatik kirlilik bizi büyük yanılgıların meçhul girbabına çekmiş ve çekmeye devam ediyor. Zihinsel ve duygusal formatta rahatlayamıyoruz.
Sağlıklı düşünme yetimizi kaybetmek üzere bir hâldeyiz.
Sağlıklı düşünmememiz için bütün şer odakları silahlarını kuşanmışlar; ve bizi alevden bir cendere içerisinde adeta kuşatmışlar.
Nefes alamıyoruz ve doğrulamıyoruz. Toplum olarak bedensel ve fikirsel bir travma yaşıyoruz.
Eğri ağacın düz gölgesi olamayacağını bile bile. Doğru ve isabetli karar ve yaklaşımlarda bulunamıyoruz.
Tahmin ve tespitlerimiz hep günübirlik, yanlış ve yanılgılı olmaktan ileriye gitmiyor.
Her karşı duruşu, her farklı fikri aykırı ve öteki bulup, hırçınlaşıyor, kızıyor ve yüksek debide sinirlenerek, sertleşiyoruz, tavırlanıyoruz.!
Bu durumu isteyen şer düşünceler/kötü niyetliler, bu hâlimizden büyük haz alıyorlar ve bizi, birbirimize daha fazla düşürücü, ara bozucu kinlerine yeni yöntemler ilave etmenin gayretine giriyorlar..
Niçin bu haldeyiz.? Ve ne yapmalıyız?.
Okumuyoruz. Okumayı sevmiyoruz. Entellektüel kaygı taşımıyoruz.
Karşıt görüşü ikna edici, fikirsel eylem ve içeriğimiz yok. Muhtevamız/bilgisel içeriğimiz son derece zayıf. Alternatif beyinsel ivmeye hız kazandıramıyoruz.
Günübirlik ve menfaat ölçekli düşünmenin/egoist ve bencil yaşam travmasının hâl ve hareketini sergiliyoruz. Açık bahaneler bularak/üreterek.
Bahane standartlarımız çok net:
"Açız, parasısız, ekonomik imkansızlar içerindeyiz vs.!"
Evet yaşam adına doğrulukları tartışılmayan gerçekler bunlar ama hepsi bu mu?
Şüphesiz değil. En zengin kütüphanelere sahibiz ve üstelik bomboş, dünyanın en az gazete okunan (ve içler acısı makaleleri hiç okumayan) bir millet haline gelmişiz.
Fildişi kulelerimize/fikirlerimize kimseyi yaklaştırmıyoruz.
Oysa pekâla biliyoruz ki dünyanın en çok eser vermiş bir milletinin torunlarıyız.
Ekonomik zorluklar hiçbir zaman bilimin, ilmin önüne geçemezler.
İlmin yüceliğine ve kutsallığına hiçbir şey erişemez.
Kendimizi kandırmayalım.
Kendimizi, ellerimizle yönlendirdiğimiz bu kaos girdabının içerisinden bir an evvel çıkarmanın heyecanını ve zaferini yaşamak için uğraşı vermeliyiz, acilen bilgi kuşanmalıyız. Buna mecburuz.
Bizden sonra gelen masum nesil için mecburuz. Kendimizi kurtarma adına mecburuz. Çevremiz ve hayat adına mecburuz.
Derhal ve hemen ilmin aşkına sarılmalıyız.
G8’lerin ekonomik ve askeri oyuncağı olmama adına,
İlmin kutsal yüceliği adına,
Geleceğin hür ve müreffeh/her düzeyde aydınlanmış insan olma adına..
Sağlam ve inanç temelli bilincimizi yükseltme adına;
Mecburuz, mecburuz, mecburuz…
Kısmetse devam edeceğim... İnşaallah.