Bugün yeni bir yıla daha girdik. Bugün dahil heryıl bu günlerde en çok tartışılan konu ise “Noel” ile “Yılbaşı” kavramlarının içerik kargaşasıdır.

Türkiye’de bazı kesim Yılbaşı’nın Hazreti İsa’nın doğum günü kutlaması olan, “Noel Bayramı” olduğunu savunup karşı çıkarken ; bazı kesim ise Yılbaşı kutlamalarının  Noel ile bir alakasının olmadığını söylese de; bu kesim de Noel Ağacı ve Noel Baba ritüelini kullanarak Yılbaşı ile Noel’i birbirine karıştırdığının farkında bile olmadan Yılbaşı’nı böyle kutlamaya devam eder.. Çünkü Noel Ağacı(Cennet Ağacı) ve Noel Baba; Noel Bayramı ritüeli unsurudur. Yani bu tartışmalar her yıl böyle tekrarlanmaya devam eder durur.

Peki, nedir bu Noel: Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde Hazreti İsa'nın doğumunun kutlandığı “Hıristiyan bayramı, Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milât Yortusu” demektir.                                

Hazreti İsa, Roma İmparatorluğu’nun Yahudiye eyaletinde kendisi de bir Yahudi olan Hazreti. Meryem'den dünyaya gelmiştir. Hıristiyanlık’ta ve İslamiyet'te Allah tarafından babasız doğduğuna inanılır. Hazreti İsa'ın doğumundan Kitab-ı Mukaddes'te yalnızca Luka ve Matta İncillerinde bahsedilir. Ayrıca Kur’an’a göre Meryem, hurmaların taze olduğu bir zamanda doğum yapmıştır.. Hazreti İsa'nın doğumu Kuran-ı Kerim’de ayrıntılı bir yer belirtmezken sadece İsa'nın doğu bölgelerinin birinde dünyaya geldiğini söylüyor. İncil'de ise; Matta ve Luka İncilleri İsa'nın bugünkü Filistin topraklarında hatta Beytüllahim kentinde doğduğunu iddia ediyor. Markos İncili ise İsa'nın doğum yeri olarak yine Filistin topraklarındaki Nasırıye kentini gösteriyor.

Hristiyan dünyası İsa'nın “0/sıfır” yılında yani Miladın başladığı tarihte doğduğuna inanmaktadır. Bu tarih konusunda kutsal kitaptalarda net bir bilgi verilmemiş verilen ipuçları var fakat ipuçlarına göre de tarih hem farklı hem de net olarak belli değil. İncil'deki tariflere göre kesin olan bir şey var o da Hareti İsa'nın M.Ö 4. - MS 6. yılları arasında doğduğudur.

İslâm yazarları, Hazret-i İsa ile Hazreti Muhammed(A.S.) arasındaki zamanı farklı verirler. İmam Gazâlî, iki peygamber arasındaki zamanın bin yıldan az olmadığını söyler. İmam Rabbânî der ki: Eflâtun’a Filistin’de Hazreti İsa’nın zuhur ettiği bildirilince:

“Biz temiz insanlarız; bizi temizleyecek kimseye hâcet yoktur,” dediği meşhurdur. Buna göre Hazreti İsa, M.Ö. 347 yılında ölen Eflâtun (Platon) zamanında yaşamıştır.

Noel kutlamalarına gelince; Noel kutlamalarının saf dinî inanca sonradan katılan bir gelenek olduğu iddia edilir. Bu iddialara göre Antik çağlardan beri kutlana gelen Pagan kış festivalleri ile Roma'da yayılmış Mitraizm'in kış festivalleri Yule(Yeni Yıl) uygulamalar Noel'in kökenini teşkil etmektedir. Roma İmparatorluğu’nda ise 25 Aralık, Güneş Tanrısı’nın doğum günü olarak kabul ediliyordu. Roma halkı Hristiyanlık'tan önce büyük oranda putperestti.

Hıristiyanların, ilk üç yüzyılda kutladığı birkaç bayram arasında Hazreti İsa'nın doğumu (Noel veya Christmas) adlı herhangi bir bayrama rastlanmamıştır. Bir süre sonra, İmparator Konstantin'in Hıristiyanlığa serbestlik tanıyan 313 tarihli Milan Fermanı'yla, Hıristiyanlar devlet takibatından kurtulmuş; böylece, o zamana kadar Hıristiyanlık’ta, devletin baskısı ve başka bazı zorluklar sebebiyle oluşturulamamış olan pek çok kurum, kural ve uygulama ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çerçevede, Hazreti İsa'nın doğum günü kutlama geleneği de, bu yeni dönemin hemen başlarında, önce Batı'da, Roma Kilisesi'nde ortaya çıkmış ve buradan diğer Kiliselere yayılmıştır. Hazreti İsa'nın doğumu ile ilgili kutlamaların, ilk olarak, 4. yüzyılın ortalarına doğru, 336 yılında Roma Kilisesi'nde başladığı ve bu kutlamalar için de, 25 Aralık tarihinin esas alındığı yaygın biçimde kabul edilmektedir.

Noel Hindistan ve Malezya gibi Hıristiyanlar’ın azınlıkta olduğu birçok ülkede resmî tatil olarak kabul edilmektedir. Suriye gibi bazı Müslüman ülkelerin vatandaşları da Hazreti İsa'nın doğumunu kutlarlar.

Türkiye’deki Müslümanlar, Hazreti İsa'nın doğumunu kutlamazlar, yılbaşını kutlarlar. Bu kutlamaların asla bir dinî içeriği yoktur. Sadece eğlenmek amacıyla kutlanır.

O Zaman “Yılbaşı” nedir: Dünyada en yaygın kullanılan takvim olan Gregoryen takvimine göre Miladi takvim 1 Ocak yılın ilk günüdür. Bu takvimi kullanan ülkeler için 31 Aralık’ı, 1 Ocak’a bağlayan gece Yılbaşı gecesi olarak kabul edilir. Miladi takvim ya da Gregoryen takvimi, Jülyen takviminin yerine Papa XIII. Gregory tarafından yaptırılan takvimdir. Bu takvim Milad'ı tarih başlangıcı ve Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı da “1 yıl” olarak kabul eder. Bu takvimin kullanıldığı ülkelerde 1 Ocak “Yılbaşı” olarak kabul edilir. Dünyada en yaygın olarak kullanılan takvim olan Miladı takvim, senede 10.8 saniye hata oranıyla en güvenilir ve hassas takvimdir. Dünyada en yaygın kullanılan takvim olan Gregoryen takvimini kullanan ülkelerde 1 Ocak yeni yılın ilk günüdür.

Kısacası: Türk Milleti’nin Yılbaşı kutlamaları konusuna gelirsek; Osmanlı’nın Hıristiyanlarla birlikte yılbaşına gösterdiği ilk ilgi, 1829 yılıdır. O yıl, İstanbul’daki İngiliz elçisi, Haliç’te bulunan bir gemide büyük bir Yılbaşı balosu verir, bu baloya Osmanlı devlet adamları da çağrılırlar ve davetliler sabaha kadar eğlenirler. 1856 yılında ise Sultan Abdülmecit, Fransız elçisi tarafından düzenlenen büyük baloya gidip dans edenleri seyretmiş ve saraya memnun olarak dönmüştür. 

Cumhuriyet’le birlikte 26 Aralık 1925 kabul edilen yasayla 1 Ocak 1926’dan başlayarak Gregoryen takvim benimsenmiştir. Bu yasal düzenlemelerden sonra Yılbaşını 1 Ocak olarak kabul edilmiştir. İlk yılbaşı kutlaması Mustafa Kemal Atatürk’ün, 31 Aralık 1929 tarihinde Hariciye Köşkü’nde verdiği balodur. 1935 yılında ise resmi tatil kabul edilmiştir. Bizim için ise Yılbaşı sadece bir takvim olayıdır, hiçbir dini özelliği yoktur. 1 Ocak resmi tatildir; ama bu tatilin ve kutlamasının Hıristiyan dünyasının bayram olarak kabul ettiği Noel’le denk sayılmaz.

Herkese iyi yıllar!...