RÖPORTAJ: YUDUM MİNGAN

                                                    

 Merhaba Hatice hocam. Nasılsın? Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

Rabbimizin verdiğine çok şükür, malumunuz Ramazan Ayı içerisindeyiz, en yoğun olduğumuz zaman dilimindeyiz. Bu mübarek vakitleri  daha verimli geçirmek için çabalıyoruz. Sizler nasılsınız?

Çok teşekkür ederim hocam. İyim sizi tanımaktan çok mutluyum.

 Öncelikle bana böyle bir imkânı tanıdığınız için size çok teşekkür ederim. Sizin gibi değerli yazarımızla tanışmaktan onur duydum.

Teşekkür ederim hocam.

Tabi hayhay bahsedeyim dilim döndüğünce… İsmim Hatice, 1984 yılının Eylül ayında Zonguldak’ta doğdum. Her ne kadar bu şehre hiç gitmesem de. Babamda Kur’an Kursu öğreticisiydi. Görev yeri orası idi. Ben bu süreçte dünyaya gelmişim. Ben aslen Erzurumluyum. Çocukluğum Oltu da geçti. Ortaokul ve sonrası Ankara’da geçti. Tevfik İleri  İmam Hatip Lisesi mezunuyum.  Liseyi bitirdikten sonra Ankara ilahiyat fakültesine başladım. Bu arada Babamın görev yaptığı  Cami’de gönüllü olarak birkaç yıl yaz Kur’an kursu öğrencilerini okuttum. Daha sonra kış döneminde hanımlara Kur’an öğretiminde bulundum. Bu sırada KPSS hazırlığı, Başkanlığımızın açtığı mülakat sınavlarına hazırlık  derken, kendimi şehir tercihini yaparken buldum. İlk tercihim Kayseri idi. Hiç tanımadığım sadece haritada gördüğüm illeri yazdım. Çünkü Ankara yoktu. Vee ilk tercihim olan Kayseri’ye yerleştim. Yeni bir hayat yeni insanlar yeni mekânlar…

Kayseri’ye geldikten bir sene sonra evlendim ve çocuklarım oldu. 2 Erkek 1kız olmak üzere 3 çocuğum var.

Kendinizi geliştirmek için çeşitli çalışmalar yapıyorsunuz Bunlardan söz eder misiniz?

“ İki günü birbirine eşit olan ziyandadır.’’ diyen o güzel peygamberimizin ilkesini düstur edinerek bahanelerin ve amaların arkasına saklanmadan her gün kendimizi yenilemek için gayret ediyoruz. Çünkü şu anki bulunduğumuz makam, konum her gün yenilen, insanlara daha fazla aktar diyor. Sen eskimezsen, tazelenirsen; taze tutarsın diyor. Bu sebeple her gün bir tuğla daha koyuyoruz. Kendimizi inşa etmek adına. Hem mesleki  olarak, hem de farklı alanlarda kendimi geliştiriyorum. Eskiden beri musikiye karşı ilgim var. Çocukluğumda sürekli programlarda ilahiler söylerdim. Bununla ilgili hep kendi çabalarımla geliştirmeye çalıştım. Şimdilerde bu alanda  yüksek lisans yapıyorum. Bundan da son derece mutluyum. Bundan önce de kıraat alanında bir takım eğitimler aldım. Amacım her zaman ilim peşinde koşmak. Ömrüm yettiğince de  gayret göstereceğim.

Diyanete bağlı bir hoca olarak göreviniz esnasında sizi etkileyen bir hadise yaşadınız mı?

Aslında birden fazla olay yaşıyoruz. Ve her biri bizim için birer ders niteliğinde oluyor. Önceki senelerde bir öğrencim şunu söyledi. Hocam iyi ki bu kursa gelmişim sizi tanımışım. Eğer siz olmasaydınız ben intiharı düşünüyordum. Beni yönlendirdiniz, destek oldunuz, Kur’an ile tanıştırdınız, ışık oldunuz. Şuan başka hiçbir şeye ihtiyacım yok yalnızca Allah’a olan sevgim var. Kur’an’a olan ilgim var. Sizden Allah razı olsun dedi. Bu sözleri duyduktan sonra Rabbime hem şükrettim. Hem de ondan yardım istedim. Hem büyük bir nimet hem de büyük bir sorumluluk. Bunun gibi sayısız olay yaşamışızdır.

Kur’an Kurslarında ne gibi eğitimler veriliyor hocam?

Kur’an Kurslarımızda yetişkin Eğitimi üzerinde konuşursak, Kur’an eğitimi (tecvit, meal, ezber)  ve Dini bilgilerden (itikat, ibadet, siyer ve ahlak) tan oluşuyor. Bunların yanı sıra sosyal aktiviteler, özel gün ve gecelere ait programlar yapılıyor. Sosyal ve kültürel gezilerimiz oluyor.

Öğrencilere olan yaklaşımınızda neleri baz alıyorsunuz?

Öncelikle sevgi,  eğer severek yaklaşırsak her şey değişir. Daha sonra samimiyet oluşuyor. Eğer o köprü kurulursa kolay kolay kopmayan bağlar oluşur. Zaten bu tesis edildiğinde sınıf ortamında sıcak ve samimi oluyor. Daha sonrasında eğitim daha zevkli hale geliyor.

Kur’an Kursunda amacınız vizyonunuz, misyonunuz nedir?

Öncelikle araştıran, sorgulayan, her şeye körü körüne inanmayan bireyler olmaları için farkındalık oluşturuyorum. Her yerde gördükleri bilgileri -Doğrudur.- diye almamaları gerektiğini anlatıyorum. Hatta doğru kaynaklara nasıl ulaşılır, araştırma yaparken nerelere bakılmalı? Bu gibi konularda rehberlik ediyorum. Aslında bilinçli Müslüman olmak, imanımızı tahkiki seviyeye ulaştırmak üzere bir misyon üstleniyoruz. Bu anlamda kitap okuma günleri yapıyoruz. Aylık bir kitap belirleyip onun üzerinde sohbetler yapıyoruz. İşin esası bu hususa çok önem veriyorum.

Mesleğe başlamanızda babanız çok kuvvetli bir etken sizi ne gibi etkenler ile yönlendirdi?

Evet, bu soruyu duyunca çok heyecanlandım. Canım babam Allah hayırlı bereketli ömür versin. Babam önceleri Kur’an öğretmeniydi. Bir sürü hafız yetiştirdi. Çocukken evimiz lojmandı. Alt katta hafızlar derslerini çalışırdı. Ders çalışırken ayetleri okurken bir uğultu oluşurdu, arı vızıltısı gibi o da evimizin içindeydi sanki. Ben  o seslerle büyüdüm. Babamın idealistliği her zaman benim için rehber oldu. İlk kıraat eğitimimi ondan aldım. Onun sesi okuyuşu sürekli dinlerdim. Kur’an Eğitim ve Öğretiminde kulak çok önemlidir. Ben bu konuda şanslıydım. Babamın kıraatini dinleyerek hafızama kalbime nakşeden bir okuyuş, muhabbeti çocukluğumda  başladı. Daha sonra İmam Hatip Lisesine başladım. İmam Hatip Lisesi’nde iken Kur’an’ı güzel okuma yarışmalarına katılıp derece alırdım. Hadis ezberleme yarışmalarına katılırdım. Çok hevesliydim, sosyaldim. Yine Bana sevdiren oydu. Bu sırada  babam imam hatiplik görevine başlamıştı. Yine işine olan aşkı beni çok etkilerdi. Camiye giderken hiç üşenmeden her seferinde kravat ceket giyer ütülü düzgün bir şekilde. Sanki her gidişi çok önemli bir bürokratı karşılar gibi. Tüm vakit namazlarında böyleydi. Tabi Cuma günleri daha ayrı özenirdi. Onun bu özeni beni çok etkilerdi. Akşamları camide beklerdi  orda cemaate kuran dersi verirdi tefsir dersleri ilmihal dersleri yapardı. Babam çok iyi derecede hafızdır. Gezdiği her yerde Kur’an okur, yürürken bile okuya okuya dolaşır. Şuan bunları anlatırken bile duygularıma hakim olamıyorum.

 İş disiplinini ondan öğrendim. Kur’an’a olan sevgi ve saygısı bir de ne olursa olsun Kur’an ve sünnetin dışında bir yol aramamayı…Yudum hanım ben mutfakta yetiştim. Yanımda canlı örneği vardı. Benim rol modelim oydu. Her zaman destek oldu. Her verdiğim kararda yanımda oldu. Allah başımızdan eksik etmesin.

Amin.

Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY

Bir hoca-eğitimci nasıl olmalı sizce?

Bir hoca ya da eğitimci Nebevi metodu kullanmalı. Bıkmadan usanmadan davasında sabit kalmalı. Kolaylaştırarak, usandırmadan, sürekli motive ederek ümitsizliğe kapılmadan Hoşgörüyle sevgiyle ve sabırla ilmek ilmek nakşetmeli. Özveri olmazsa olmazı olmalı. Öğrencisine değer vermeli. Ve yine tekrar edeceğim samimi ve halis düşünceyle yaklaşıldığında öğrencide bunu hissediyor. Sizin bu çabanıza karşılık veriyor. Zaten bir süre sonra aranızda öyle bir bağ kuruluyor ki. Eğitim dönemi bitse bile senelerce görüşme devam ediyor.

Etkili Öğretimde en önemli ilke nedir?

Etkili öğretimde en önemli ilke sabır ve tekrar. Anlatımdaki dil yalın ve anlaşılır seviyeye uygun olmalı. Bıkmadan usanmadan devam etmeli. Ben bunu yapamıyorum diye pes etmemeli. Ve hoca da sürekli güven vermeli hem de motive etmeli. Benim sürekli kullandığım ve kocaman harflerle yazdığım bir kural vardır.“ YA BU DEVEYİ GÜDERİZ YA BU DİYARDAN GİDERİZ.’’ Diyoruz.

Son olarak birkaç gün önce Kayseri’de Kur-an Müzesi’ne öğrencilerini götürdünüz. Oradaki atmosferden ve bunun yanı sıra sizde ve öğrencilerinizde bıraktığı etkilerden söz eder misiniz?

Ah evet o gün hava kapalıydı, kapkaranlık her an yağmur yağabilecek şekildeydi ve biz bu yağmurda ıslanmak pahasına çıktık yollara.

Çünkü varılan yer içerisinde bizim kalbimiz ve ruhumuz var. Çok heyecanlıydık bir o kadarda mutlu.

Müzede Kur’an’ı Kerim’in farklı hatlarda yazılmış eserler vardı. Yazımda kullanılan malzemeler deriler ve kalem örnekleri vardı. Kur’an’ı Kerim’in noktalanmadan, harekelenmeden önce bunun yerine işaretlemelerle belirtilmiş Kur’an nüshası vardı. Bunları yerinde görmek  hem bende hem de öğrencilerimde heyecana sebebiyet verdi. Müthiş bir maneviyat ve huzur aldım. O sayfalar arasında dolaşmak Kur’an’ın Allah’ın ne muhteşem bir sanatı olduğunu bir kez daha bize hatırlattı. Kur’an’ın olduğu yerde en güzel duygulara gark oluruz,

Girdiği her haneyi aydınlatır huzura erdirir. Bizleri de maneviyatından feyzinden nasiplenenlerden eylesin.

Onu okumayı anlamayı ve gereği gibi yaşamayı lütfeylesin.