KALİTESİ  SORUNLU VE CİDDİ PROBLEMLİ GÜNLER…!
Bugün; 7 ARALIK 2015 Pazartesi günü Ay Terazi burcunda olarak ilerliyor. 
Bugün Ay Terazi burcunda hareket edecek. Ay’ın Terazi burcunda olduğu günlerde; uyum, denge, ilişkiler, diplomasi, aşk, sanat ve ikili ilişkilerle ilgili konular gündeme gelir. 
Bu iki gün boyunca başkalarıyla kurduğumuz ilişkiler ve karşımızdakinin hakkına saygımız ile sınanırız… İlişkilerde hem denge kurulabilir, var olan ilişkide de denge bozulabilir..
Saat 04:03’de  Ay Terazi borcunda boşluğa düşecek… Ay boşluktayken, önemli olan herhangi bir iş başlatmamak gerekir. Daha önceden başlatılmış işler akışta bırakılarak takip edilmesi en doğru hareket olur. Olaylara müdahele etme gücümüz olmaz. Olayları yönlendiremeyiz. Sonuçlardan memnun olmayız…
Öğle saatlerinde saat 13:26’de Ay Akrep burcuna geçecek..
Ay Akrep burcundayken; derin duygular ve uçlarda yaşanan hisler söz konusudur. Sezgilerimizde bu günlerde artış olur.
Derin duygusal günler özellikle Venüs’ün de bu burçta transit etmesiyle tutku halinde aşklar. Hırk, kin, nefret, tutku, kıskançlık ve sahiplenme duyguları daha kuvvetli şekilde yaşanır…
Ay Akrep’te iken depresif te oluruz. Bugünleri derin sezgilerinize güvenerek yol alacağınız günler olarak ta değerlendirebilirsiniz.. Araştırmalar yapmak için, bir konuyu derinlemesine incelemek için oldukça uygun günler olduğundan araştırma ve bilim için de değerlendirilebilecek günlerdir. Diğer taraftan her zaman söylerim bu günler turşu kurmak için çok uygun günlerdir..

Ameliyat olup, istenmeyen bir dokudan  kurtulmak dönüşmek suretiyle şifa bulmak içinde uygun ünlerdir. 
Bu açıyı hemen takiben 2. dak . sonra  Ay Akrep burcunda Balzamik faza girecek…
Bu etki ile kurtulmak istediğiniz bir şey; örneğin:
İçki, sigarayı bırakmak
Bir türlü bitemeyen, eski bir sevgili ile bağları koparmak
Tutku ile bağlı olunan bir bağdan kopmak
Ameliyat ile şifalanmak ( özellikle tümör- ameliyat, yani kesmek süreti ile)
Diplomasi de rekabet ve mücadele
Uygun günlerdir. 
ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ: 
Sabah saat 08:57 itibari ile  Mars’ın Jüpiter ile contra paralel açısı ile 
Abartılı kavgalar
Büyüyen agresyon
Fanatizim
Abartılı güç
Din kavgası
Adalet kavgası
Yabancılarla agresyon
Yurtdışı ile sorun
Yüksek eğitimde agresyon
Büyüyen harekete geçmeler.
Zincirleme kazalar !!!
Bu açı tabii, kısa bir süre önce Türkiye haritasında ki tetiklenen  Mars’ı  da ilgilendiriyor. Dolayısı ile tüm Dünya’da geçerli olan bu etkiler. Ülkemiz için de aktif durumda…
Sabah erken saatlerde saat 04:02 itibari ile Ay’ın Merkür ile 60 derecelik açısı ile zeka ve duygu dengesinin olduğu saatlerdir. iletişimden zevk alınır.  Ayrıca öğrenme açısıdır. Kolay konsantre olabileceğimiz saatlerdir..
Akşam üzeri  saat 18:22 itibari ile oluşan  Ay’ın  Neptün ile pararlel açısı ile maneviyattan duygusal olarak beslenilen saatler olabileceğinden, ibadet, dıa, meditasyon için değerlendirilebilecek saatlerdir…
Akşam saat: 19:25 itibari ile Ay’ın Venüs ile kavuşumunun etkisi altında; ikili ilişkilerden, sanattan, aşktan duygusal olarak beslenilen saatlerdir…
Hoşgörü ve tolerans barındıran saatlerdir..
***   
Bugün kü hikayemiz; “sevgi” nin gücü üzerine…
Sevginin Işığı
Otobüs yolcuları elinde beyaz bir baston taşıyan genç ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bir sempati ile izlediler... Basamakları geçti. Boş olduğu söylenen koltuğu el yordamı ile buldu. Oturdu... Çantasını kucağına aldı. Bastonu koltuğa yasladı. 34 yaşındaki Susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu görmez olmuş, birden karanlık bir dünyanın içine düşmüştü.

Öfke.. Kızgınlık.. Kendine acıma..
Hayatta tek dayanağı artık kocası Mark idi.. Mark hava kuvvetlerinde subaydı. Susan'ı bütün kalbi ile seviyordu. Susan gözlerini kaybedince, Mark karısının içine düştüğü umutsuzluğu hemen fark etmişti. Ona yeniden güç kazanması, kaybettiği kendine güvene yeniden sahip olması için yardım etmeliydi. Susan gene kendi kendine yeterli olduğuna inanmalı, kimseye bağımlı olmadan yaşayabilmeliydi. 
Sonunda Susan'ı işine dönmeye ikna etti. Peki ama evden işe nasıl gidecekti?... Genelde otobüsle giderdi. Ama şimdi koca kenti bir uçtan ötekine tek başına geçmekten korkuyordu. Mark her sabah onu arabası ile işe bırakmayı önerdi. Kendi işi tam aksi yönde olduğu halde..
İlk günler Susan kendini rahat hissetti. Mark da, "Görmüyorum, artık hiçbir işe yaramam" diyen karısını çalışmaya başlattığı için mutluydu. Ama bir süre sonra Mark işlerin iyi gitmediğini farkketti. Başkasına bağımlı yaşamanın Susan'ı mutlu etmesi mümkün değildi. İşe eskiden olduğu gibi kendi başına otobüsle gitmeliydi. Ama Susan hala o kadar hassas, o kadar kırılgan, o kadar öfkeliydi ki.. Ne yapabilirdi?..
"Otobüs" lafı ağzından çıkar çıkmaz, Susan öfkeyle haykırdı.. "Nasıl yaparım?.. Görmüyor musun ben körüm!.. Nerde olduğumu nerden bilirim, nereye gittiğimi nasıl anlarım.. Galiba sana ağır gelmeye başladım, beni başından atmaya çalışıyorsun.."
Duydukları Mark'ın kalbini fena halde kırdı. Ama ne yapacağını biliyordu.. 
"Her sabah ve akşam otobüsünü arabamla takip edeceğim. Sen bu yolculuğu tek başına yapmaya hazır olana dek sürecek bu.." 
Tam iki hafta Mark, Susan'ın otobüsünün arkasından gitti.. İki hafta boyu karısına görme dışındaki duyularını nasıl kullanacağını anlattı. Özellikle duymanın pek çok sorunu çözeceğini izah etti. Kulakları ona nerede olduğunu söyleyebilirdi. Yeni yaşam tarzına alışmasına yardımcı olabilirdi. Otobüs şoförü ile ahbap olursa, her şey kolaylaşır, şoför her gün ona önde bir yer bile ayırırdı. Nihayet Susan, yolculuğu tek başına yapmaya hazır olduğunu hissetti. Pazartesi sabahı geldi..
Ayrılırken, otobüsünün geçici eskortu kocasına, hayattaki en büyük dostuna sarıldı.. Gözleri yaşla doluydu Susan'ın.. Kocasına öyle teşekkürle doluydu ki.. Onun sabrı, sadakati, desteği ve sevgisiyle umutsuzluk uçurumundan nasıl çıkmış, nasıl yeniden hayata dönmüştü..
"Allahaısmarladık" dedi kocasına ve uzun zamandan beri ilk defa ters yönlerde yola çıktılar. Pazartesi.. Salı.. Çarşamba.. Her gün mükemmel geçti Susan için.. Kendini hiç bu kadar iyi hissetmemişti. Yapıyordu.. Başarıyordu.. Tek başına başarıyordu.. Kendi kendine gidip gelebiliyordu işte.. Cuma sabahı, Susan her günkü gibi otobüse bindi.. Ofisinin karşısındaki durakta inerken bilet parasını uzattı şoföre..
- "Sizi kıskanıyorum bayan" dedi, şoför..
Susan şoförün başkasına hitap ettiğini düşündü.. Bir körün gıpta edilecek nesi olabilirdi ki?..
- "Neyimi kıskanıyorsunuz benim" diye sordu şoföre..
- "Sizin kadar sevilmek, sizin kadar şefkat ve sevgiyle korunmak çok hoş bir duygu olmalı bayan" dedi şoför..
- "Nasıl yani" dedi, Susan..
- "Bir haftadır, her sabah yakışıklı bir subay köşede duruyor ve siz otobüsten inene kadar izliyor. Yolu kazasız geçmenize bakıyor, ofisinize girene kadar oradan ayrılmıyor. Sonra size bir öpücük yolluyor, elini sallıyor ve yürüyüp gidiyor. Siz çok talihli bir kadınsınız bayan.."
Mutluluk göz yaşları Susan'ın yanaklarından akmaya başladı. Ve birden hatırladı.. Mark'ı hiç görmüyordu ama, bir haftadır yanında olduğunu hem de öyle kuvvetli hissediyordu ki.. Talihli, gerçekten çok talihli idi. Öyle bir armağan vermişti ki ona hayat, görmekten daha değerliydi.. Bu armağanın varlığına inanması için görmesi gerekmiyordu. Sevginin aydınlatmayacağı hiçbir karanlık yoktu çünkü...

Kaynak:netten
Sağlıkla