Bugün; 26 HAZİRAN 2015 Cuma gününe Ay Terazi’de iken geçiş yapıyoruz.
Gece saat 02:23’de  Ay Akrep burcuna geçene kadar boşluğa giriyor…
Ay’ın boşlukta olduğu zamanlarda Ay’ın enerjisi kontrolsüz olduğundan herhangi yeni bir iş başlatmayıp, daha önceden başlatılmış olan işleri akışına bırakıp, müdahele etmeden takip etmekte fayda var…

Ay gün boyu boşlukta ilerleyip akşam üzetri saat 20:57’de Ay Akrep burcuna geçiyor.
Ay Akrep burcuna geçişi ile yaşadığımız gel gitlerimiz kararsızlıklarımız, bazı dengesiz davranışlarımız da bir sabitlik kazanıp, karar alır aşamasına gelebiliyoruz.
Ay Akrep’te ike derin duygulara sahip oluruz. Hislerimiz güçlenir. Adeta olup biten her şeyi derinlemesine görmeye başlarız.
Ay’ın  Akrep geçisi ile derin araştırılması gereken konular varsa kolaylukla altından kalkabiliriz.

Bu günlerde hırs, intikam, kıskançlık, tutku, şüphe gibi huylarımız tetiklenir ve biz ister istemez bu konulardan birine veya birkaçına maruz kalırız.
 Akrep tüm burçların arasında “gözlem ve araştırma, mükemmelleştirme” şampiyonudur.  Bir konuyu derinlemesine inceleyerek en mükemmelini oryata koyacaktır.
Ayrıca Akrep "dönüşerek" hayatta kalmanın veya dönüşerek bir şeyden kurtuluşun burcudur.
Örneğin 8. Ev de Akrep Mars ameliyat ile dönüşerek hayatta kalamyı anlatır.
"Dönüştürmek" Tabi her şey için geçerlidir. Özellikle bu dönemde fermantasyon yolu ile dönüştürülen gıdalardan her zaman bahsederim. Akrep günlerinde yapılan turşuların tadına da doyum olmayacaktır.

Gece oluşacak olan (01:20)  Ay Karşıt Uranüs açısı ile; ani beklenmedik duygusal sıkışmalar yaşayabilirsiniz. Ani bir hatırlama canınızı sıkabilir.
Kadınlarla çatışma ve ani özgürleşme konuları gündeme gelebilir.
Rüyada iseniz üst oktavdan sarsıcı bilgiler bilinç altınıza sızabilir.
Ani hava değişimleri, elektirikli gökgürültülü yağışlar görülebilir.
Havada manyetik sorunlardan dolayı, doğabilecek, teknolojik sorunlar yaşanabilir.
Yalnız bu orada yaşacak her ne ise imdada Jüpiter yetişiyor ve uyumlu açısı ile olayları yumuşatıyor diyebilirim.
Diğer taraftan Jüpiter’in olayları büyütme ve abartma enerjisi de vardır bu nedenle soğukkanlı olmak önemlidir. Jüpiter’in bu açısı saat 02:22 ile kesinleşmiş oluyor…
Bu konumlanma ile ruhani duygularımızdan besleniriz. Ramazan’ın gece vaktine rastlayan bu enerji ile yaptığımız ibadetten ayrıca duygusal olarak destek görürüz.
Diğer taraftan bu konumlanma iştahımızı da açacağından abartıp, aşırı yemek yeme eğilimi gösteririz. Bu nedenle aşırılığa dikkat.

Güne bu enerjiler ile giriş yapıp, gün içinde de bu enerjiler altında güne devam ediyoruz…
Öğleden sonra kesinleşen (14:38’de) Ay Paralel Neptün açısı ile hayal dünyamızıdan beslendiğimiz çalışmalar yapabiliriz. İlham açısı olup, soyut olanı somuta dönüştürebiliriz.
Bu enerjiler ile derin, duygulu ve ilham enerjili bir gün geçirmenizi dilerim..

*     *     *

21 Haziran Yengeç Dönencesi olarak Yaz Solstisti yani, Güneş ışıklarının kuzey yarım küreye dik olarak gelmeye başlaması ile “Yaz” başlar demiştik.
Tabii yörüngemizin bir elip şeklinde olduğu düşünülürse bunu konumun tam 180 derece karşısına da “Kış Solstisti” denk düşecektir. Yani kış mevsiminin başlangıcı.
Peki nedir bu?

Kış Soltisti/ Gündönümü dediğimiz Kış soltisti 22 Aralık ‘ta başlar ve en uzun gece yaşanır…
Gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı Sonbahar Ekinoksundan sonra,  göksel ekvatorun altındaki yolculuğuna başlayan Güneş maksimum güney deklinasyonuna ulaşmış durumda.
Güneş'in ekliptik üzerinde, ekvatordan en uzak olduğu bu nokta Kış Gündönümü noktası denir...
Yıl içinde ekvator ile ekliptiğin kesiştiği ve birbirinden en uzak olduğu dört özel günden biridir. Gündönümleri ve ekinokslar yılı dört çeyreğe ayırarak dört mevsimin başlangıcını belirlerler. Kış Gündönümü kış mevsiminin başlangıcıdır (Güney yarımküredekiler için yaz başlangıcıdır). Aynı zamanda Güneş'in tropik Oğlak burcuna girişini gösterir.
Bugün en uzun gece yaşanır, bundan sonra geceler kısalmaya gündüzler uzamaya başlar.
Gündönümü ve ekinoks noktalarının gözlemleri eski uygarlıklar için doğru takvim belirlemelerinde çok önemli olmuştur. Çoğu toplumlarda yıl kavramının gündönümlerinin birinde başlatılması düşünülmüştür.
Eski insanlar zamanın kaydını ilk olarak Ay'ın evrelerini izleyerek yapmış olsalar da daha sonra Megalitik (Büyük Taş) kültürde anıtsal alanlar inşa etmiş ve takvimlerini Güneş'e dayandırmışlardır.
Bu anıt taşların en önemli özelliği gündönümü ve ekinoks zamanlarında güneşin ışıklarının belirleyici noktalara düşmesi böylece yılın o zamanının geldiğinin anlaşılmasıdır. Megalitik yapıların en ünlüsü İngiltere'de bulunan, yaşı M.Ö 2500-3000 yılına dayanan Stonehenge'dir.
Kış gündönümü gecesi en uzun, gündüzü en kısadır. Yani karanlık çok güçlüdür, umutlar tükenmiştir, sanki aydınlık hiç gelmeyecek gibidir. Oysa hemen ertesi gün gündüzler uzamaya, güneşin ışığı gökyüzünde daha uzun görünmeye başlar.
Dolayısıyla hem karanlığın hem ışığın, hem ölümün hem doğumun bir arada bulunduğu andır. Binlerce yıldır, mitik Güneş tanrısının, eskiden Mitra’nın, şimdi İsa’nın, her yıl yeniden doğma günü olarak kutlanmaktadır.
Bu gelenek günümüzde Noel olarak sürdürülmektedir.
Astroloji Dergisi

Sağlıkla.