İZMİR

İzmir Valisi Mustafa Toprak, Soma'daki maden faciasını protesto sırasında 13 yaşındaki bir çocuğun gözaltına alındığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Toprak, düzenlediği basın toplantısında, son eylemlerle ilgili bilgiler verdi, MOBESE görüntülerini izletti. Polisle çatışmaya hazırlıklı ve kararlı marjinal grupların taşlı ve havai fişekli saldırıları sonucu polisin orantılı müdahaleyle dağılımları sağladığını ifade eden Toprak, olaylar nedeniyle ilin valisini ve emniyet müdürünü 'devleti şiddeti uygulamakla' suçlayanların farkına varmadan veya bilerek, vandallık yapan, terör estiren gruplara destek verip cesaretlendirdiğini savundu.

Vali Toprak, şunları kaydetti:

"İlimizdeki son olaylar esnasında 4 gün boyunca aralarına alıp polise karşı ön saflarda rol verdikleri pek çok çocuk gibi A.K. isimli 13 yaşındaki bir çocuğun parçalanmış aile yapısını istismar ederek, onun üzerinden nemalanmayı ve polis üzerinden de devlete vurmayı amaçlamışlar ve maalesef bazı medya organlarının da desteğiyle gündem oluşturmuşlardır. Bu vesileyle yıllardan beri özellikle parçalanmış ailelerin çocukları başta olmak üzere suça sürüklenmeye elverişli çocuklarımızın bu ve benzeri art niyetli örgütler ve marjinal yapıların tuzağına düşürülmemesi konusunda özelde ailelerin, genelde de toplumun tüm kesimlerinin dikkatli ve duyarlı olması gerektiğini bir kez daha belirtmekte yarar görüyoruz."

Bazı yetkililerin kurumsal imkanlarını "görevi olmasına rağmen" kullandırtmama konusundaki ideolojik ve popülist tavır ve yaklaşımlarına karşın, kentin güvenliğini sağlamadaki kararlılıklarını sürdüreceklerine işaret eden Toprak, eylemlerde 16 banka şubesi ve 13 ATM'nin yanı sıra belediye ve polis araçları ve durakların zarar gördüğünü bildirdi.

Sorular

Vali Toprak, gazetecilerin eylemlerin olduğu gün belediye otobüsleriyle İzmir Valiliği önüne barikat kurulduğu şeklindeki sorusuna, "Merkezi noktalarda oluşabilecek eylemlere polisleri taşıyacak otobüsler maalesef otopark olmadığı için valilik önünde bekletiliyor. Yoksa barikat kurma amacı olamaz" yanıtı verdi.

Polisin gözaltına alınanlara karşı davranış şekilleriyle ilgili soruya da orantılı güç kullanıldığı cevabını veren Toprak, "Son 4 gün içindeki tehlikenin boyutu ve getirilmek istenen nokta kişilerin, grupların birbiriyle çatıştırılması anlayışı karşısında emniyet kuvveti mensupları kendilerine ve devlet görevlilerine yönelen her türlü küfür, tahrike rağmen sağ duyulu bir şekilde eylemcilerin dahi mal ve can güvenliğini sağlayacak şekilde tedbir almıştır" diye konuştu.

Toprak, toplantıda izletilen görüntüler sırasında 13 yaşındaki A.K'nın görüntülerine özellikle yer verilmesinin nedeninin sorulması üzerine, şöyle devam etti:

"Bir çocuğun eylemci grup tarafından nasıl bir iletişim içinde öne sürüldüğünün kanıtıdır. 3 gündür evine gitmemiş çocuk, aile kayıp ilanı vermemiş. Çocuk, eylem ve şiddet gösterisinde olan grupların yönlendirmek istediği çocuk. İşin doğrusu gözaltına hiçbir şekilde alınma işlemi olmamıştır, olamaz da."

İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya da "13 yaşındaki çocuk gözaltına alınamaz" diye bir algının yasal olarak nereye oturtulduğunu bilmediğini ifade ederek, her gün onlarca çocuğun yağma, gasp ve benzeri olaylardan gözaltına alındığını hatırlattı.

A.K ifade verdi

Öte yandan Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerince adliyeye getirilen A.K, Cumhuriyet Savcısı Uğur Hadimli'ye, İzmir Barosu'nun tayin ettiği avukat Gurbet Uçar eşliğinde “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefetten suça sürüklenen çocuk sıfatıyla ifade verdi.

A.K, yaklaşık 15 dakika süren ifadesinde, olay günü eylemin yapıldığı yerde bulunduğunu, ancak eyleme katılmadığını, kalabalığı merak ettiği için orada olduğunu, gazdan korunmak için tişörtüyle yüzünü örttüğünü anlattı.

Polise ya da etrafa taş atmadığını belirten A.K, Alsancak'ta Bornova sokağında yürürken gözaltına alındığını söyledi.

Cumhuriyet Savcısı Uğur Hadimli, ilk kez suça karıştığı için A.K'nin “12-15 yaş grubunda bulunması nedeniyle TCK 31/2 maddesi uyarınca psikolog muayenesinin yapılarak, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olup olmadığının tespiti yapılarak raporun Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi”ni istedi.

Savcı Hadimli, A.K'nin psikolog muayenesinin ardından anne Z.K ve babası H.K ile de ayrı ayrı görüşme yaptı.

Tutuksuz yargılanmak üzere serbest serbest bırakılan A.K, annesi, babası ve Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü görevlisiyle birlikte adliyeden ayrıldı.