Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde araştırma görevlisi olan Gizem Yaşar Tutar'ın aracına 16 Kasım 2016'da kampüs girişinde M.K'nın kullandığı araç arkadan çarptı. Kazanın ardından Yaşar Tutar, kendisine hakarette bulunduğu ve tehdit ettiği gerekçesiyle M.K'dan şikayetçi oldu.

Şikayetin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelinin eyleminin "hakaret ve tehdit" suçlarını oluşturduğu ve hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphe bulunduğuna karar verdi ancak isnat edilen suçun "uzlaşma" kapsamındaki suçlardan olması dolayısıyla soruşturma dosyası Uzlaştırma Bürosu'na gönderildi.

Uzlaştırma Bürosu'nca taraflara uzlaşmak isteyip istemedikleri soruldu. Şikayetçi Gizem Yaşar Tutar, şüpheliyle Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde şehit olanların yakınları ile gaziler için başlatılan 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası'na 2 bin lira destekte bulunması karşılığında uzlaşabileceğini beyan etti.

Şüpheli M.K. ise kendisinin de uzlaşmayı kabul ettiğini ancak yardım miktarının maddi gücüne göre fazla olduğunu ve davacı tarafın belli bir yardım kuruluşunu seçmesinin doğru olmayacağını belirtti.

Buna karşılık Yaşar Tutar, yardım miktarının bin lira olabileceğini ancak şüpheli M.K'nın 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası'na katılması talebinde ısrar ettiğini bildirdi.

Şüpheli M.K, kampanyaya bin lira bağışta bulunurken, Yaşar Tutar da şikayetini geri aldı.

Konuyla ilgili konuşan Yaşar Tutar, "Ülkem için böyle bir karar aldım. 15 Temmuz, İstiklal Harbi'nin yeniden yaşandığı bir geceydi. Çocuklarımız, ülkemiz, geleceğimiz için o gece biz de dışarı çıkmıştık. Tabii ki bizim için çok önemli bir gün. Uzlaşma teklifi yapıldığında aklıma gelen ilk şey o gün hayatını kaybedenler oldu. 15 Temmuz yaşanmamış olsaydı, aklıma yine şehit aileleri gelirdi, onlara bağış yapılmasını talep ederdim." diye konuştu.