GLOKOM’DA MEDİKAL TEDAVİ
Uzm. Dr. SADUN YALÇIN
Göz tansiyonun yükselmesi veya damarsal problemlerden dolayı görme sinirinde kurumaya neden olan glokom hastalığı kronik ve sinsi bir hastalıktır. Glokomun medikal tedavisi ile kastedilen şey ise damla tedavisidir.
Glokomda kullanılan damlalar üç ana mekanizma ile göz tansiyonunu düşürürler. Gözde üretilen göz suyu trabeküler ağ denilen kanallar ile kana karışarak vücuda yayılır. Yani üretilen göz suyu ile dışarı atılan sıvı eşit miktarda olmalıdır. Atılan sıvı üretilen sıvıdan az olursa göz tansiyonu oluşur. Damla tedavisi ya üretilen sıvı miktarını azaltarak ya da dışarı akımı arttırarak gözde biriken sıvının azalmasına neden olur.
Bazı damlalar sadece yapımı azaltır, bazı damlalar dışa akımı arttırırken bazıları da iki etkiyi birden gösterir. Damlalar ya sabah akşam ya da sadece akşamları damlatılır. Özellikle son yıllarda iki ilacın birleşmesinden oluşan kombine ilaçlar kullanım kolaylığı ile tedavide ki başarımızı arttırmaktadır. Yani iki ilacın etkinliği tek damlada sağlanmaktadır.
Önemli bir tedavi yolu ise göze olan kan akımını arttırmak ve NÖROPROTEKSİYON dediğimiz yolla sinirin canlandırılması ve korunmasıdır. Bazı damlalar göz tansiyonunu düşürürken göze olan kan akımını azaltarak kendi etkilerini sınırlamaktadır. İdeal tedavide amaç hem göz tansiyonun düşürülüp hem de görme sinirine olan kan akımını arttırarak siniri canlı tutmaktır. Brimonidin denilen damla nöroproteksiyon sağlayarak glokomda ilave koruma sağlamaktadır. Prostoglandin analogları ve karbonik anhidraz inhibitörleri ise göze olan kan akımını arttırarak görme sinirinin kanlanmasına yardımcı olurlar. Bazı glokom tiplerinde göz tansiyonunu düşürmekten ziyade göze olan kan akımını arttırmak ve nöroproteksiyon daha önemli olmaktadır. (Özellikle Normotansif Glokomda)
Damlaların yararlı etkileri yanında gözde ve vücutta meydana getirdiği yan tesirleri de vardır. Bunların bilinip ona göre tedaviye başlanmalıdır. Gözde; kızarıklık, yanma-batma,kaşıntı, kuruma ve kirpiklerde uzama gibi yan tesirleri vardır. Sistemik olarak ise vücut tansiyonunda oynamalar, astım krizi, kolesterol değişiklikleri ve başağrısı gibi ciddi yan tesirleri vardır. Bu nedenle bir glokom hastasına damla tedavisi başlarken şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği veya astım gibi hastalıklarının varlığı sorulmalı ve damla tedavisi ona göre ayarlanmalıdır.
İdeal olan tek damla ile tedavi etmektir. Tek damla yetmese ya ilave ikinci damlaya ya da kombine damlarına başlanmalıdır. İki damla kullanılacaksa iki damla arasında en az 10 dakika olmalıdır. Ve damla damlatıldıktan sonra 1-2 dakika gözler kapalı tutulmalıdır. Genelde damlayı hastanın kendisi değil başkasının damlatması daha etkilidir. Çoğu hasta ilacını kendi damlatır ve ilacın yarısından fazlası göz dışına damlatılır. Damla tedavisinin etkisiz kaldığı durumlar sorgulandığında çoğu hastanın damlayı yanlış damlattığı görülebilir. Doğru damlayı hastaya vermek ve hastanın bu damlayı doğru olarak damlatması ince bir sanattır.
Önemli bir konuda günlük hayatta kullandığımız birçok ilacın gözde açı kapanması glokomu ve ağrıya neden olabilmesidir. Özellikle grip tedavisinde kullanılan birçok ilacın içinde bulunan efedrin ve antihistaminik ilaçlar riskli hastalarda glokoma neden olur. Ayrıca Astım, Depresyon ve Tansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da glokoma neden olabilir. Özellikle hipermetrop bayanlar bu açıdan risk altındadırlar. Bu ilaçları kullanan hastaların göz tansiyonlarının ölçülmesi ve gerekirse ön kamera açısının değerlendirilmesi gerekebilir. Hem sinir kalınlığını hem de ön kamera açısını aynı anda değerlendiren gelişmiş OCT ile bu mümkündür.
Özetle erken tanı konarak ve doğru damla tedavisi ile glokom önlenebilir bir hastalıktır. Önemli olan hastaya en az damla ile en etkili tedaviyi sunmak ve sistemik hastalıkları da göz önünde bulundurularak bu hastalıkları kötü etkileyecek damlaları vermemektir. Ayrıca kullandığımız birçok ilacın glokoma neden olabileceği unutulmamalıdır.
Yorumlar