Bu hafta inisiyasyondan bahsetmek istiyorum İnisiyasyon: bir mürşit, evliya, guru yada bilge kişiler, ruhsal rehberler diye adlandırdığımız kişilerin kontrolü altında onlardan tesir almak ve frekansını değiştirmektir.

Günümüzde bir çoğumuz lider, rehber, ve bilge kurtarıcılar arıyoruz. Halbuki en büyük bilge sinelerimizde uykuda. İçindeki o ulu bilgeyi uyandırmanın tek yolu zihnini olabildiğince sakinleştirip sessizleştirmekten geçiyor.

Sessizleştikçe enerjiniz içinizde depolanacak ve dışarıya enerjinizi akıtmayacaksınız. Hemen hemen hepimizin yaşadığı şu gerçeği hatırlatalım!

Bir araya geldiğiniz insanlar bir süre sonra kendilerini iyi hisseder ve sizden uzaklaşır ve ne zaman kendilerini iyi hissettirecek bir şeye ihtiyaç duysalar bir şekilde size ulaşırlar ve evet bingo, kendilerini toparlar ve giderler.

Kendimi kendim için kullanmaya başladıktan sonra işler çok değişti. Tüm travmalarımdan kurtuldum ve kendine güvenen, tuttuğunu koparan bir kadın oldum. Ve bunları yaşarken, bunca darbeye rağmen değişip dönüşürken çizgim bozulmadı, kaba birine de dönüşmedim. Aksine daha naif daha yumuşak birine döndüm. Çünkü biliyorum ki en büyük güç şeffaf ve nazik olmaktır. Bunları yaşarken birçok insanla tanıştım, ruhsal rehberler, yaşam koçları, psikologlar vs. Fakat bana rehberlik edebilecek tek bir mürşidim oldu oda arkamdaki kütüphanem…

Gökyüzüne bir bakın! Ne kadar saydam duruyor, ne kadar hassas ve zarif görünüyor?

Fakat birçok uygarlığın cezasını bu saydam, bu  zarif gökyüzü vermiştir. Gündüzünde saydam bulutlarıyla, gecesinde milyarlarca parlak yıldızlarıyla, dünya denen o parlak yıldızlardan birinin uydusunda yaşayan biz insanlara verilen şu değeri düşünüyor musunuz?

Ve bu değere karşılık bizden istenen tek şey OKUMAK, SEVMEK, YAŞATMAK…

Tüm kainat sisteminin yazılımı sinelerimizde mevcuttur. Yeter ki kendimizi eşeleyelim. Bir define avcısı misali sinemizi kazıyacağız ta ki içimizdeki hazineyi bulalım.

Eğer dikkat edersek başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, gerek bilim insanları, gerek tarihe adını silinmez harflerle yazdıran kahramanların ortak özellikleri, zamanlarının ekserisini kitapların başında okumak ve araştırmakla, araştırdıkları her bir kelime üzerine düşünmekle geçirmiştir. Sadece kitapları değil, kitaplarda ki satır aralarında kendilerini okurlar, kendi içindeki bilgeyi uyandırması gerektiğini anlarlar.

Yücelere ulaşan gönüller sultanı Hz. Peygamber Muhammet Mustafa’ya gelen ilk sözü OKU emrini ser taç ettim gönlüme…

Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kulağımdan silinmeyen şu sözlerini ise yüreğimde taşıyorum “Çocukken elime geçen iki kuruşumun bir kuruşunu kitaplara harcamasaydım bu gün bu noktada olamazdım.”. Bu vesile ile başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.

Hz. Muhammed, “MUHAMMED” olduğu için MUSTAFA oldu

Mustafa Kemal Atatürk ise “MUSTAFA” olduğu için ATATÜRK oldu.

Peki sen nesin ve ne olmak istiyorsun, senin Mustafa olma zamanın gelmedi mi?

Mustafa = temizlenmiş/seçilmiş/seçkin anlamlarını taşımaktadır…

Zihnini programlar ve yüreğini yapabileceği en büyük keşfe adar ve kendini aramaya başlar. Sürekli kendine sorular sormaya başlar ve kendine iyi gelecek, sorularına cevap verecek derdine derman olacak, ya da tüm bunlara çare olacağını düşündüğü yaşam koçları, spiritüel öğretmenler vs gözünde birer paçavraya döner. Çünkü kimsenin veremediği cevabı kendi sonsuzluğunda bulur ve artık varoluşu dahi insana huzur ve neşe verir.

Bilgiye sahip olup ta onu kullanmayana acımalısınız sözünü de düstur edinerek haftaya  görüşmek dileğiyle sevgiyle hoşçakalın…