Sanatın İhtişamlı Yükselişi
Tiyatro, Ayetler, Hadisler ve Atatürk'ün Aydınlatıcı Sözleri İle Sanata Bakış
Sanat, insanlığın en nadide ve en etkileyici ifade biçimlerinden biridir. Yüzyıllardır sanat, toplumları dönüştürmüş, duyguları harekete geçirmiş ve düşünceleri şekillendirmiştir. Tiyatro, bu zengin sanat dallarından biridir ve insanlık tarihinin en eski ve en etkili sanat biçimlerinden biri olarak kabul edilir.
Tiyatro, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir eğitim ve bilinçlendirme platformudur. İnsanların duygusal dünyalarına dokunarak, onları güldürüp ağlatarak, düşündürüp sorgulatarak önemli mesajlar iletir. Tiyatro, toplumun aynasıdır ve toplumsal sorunlara, adaletsizliklere ve çelişkilere dikkat çekerek insanları harekete geçmeye teşvik eder.
Sanatın ve tiyatronun önemini vurgulayan birçok ayet ve hadis bulunmaktadır. Örneğin, bir ayette şöyle buyrulur: "Allah güzeldir, güzelliği sever." Bu ayet, sanatın ve güzelliğin Allah katında ne kadar değerli olduğunu gösterir. Bir hadiste ise şöyle denir: "İlim Çin'de olsa gidip alınız." Bu hadis, ilim ve sanat öğrenmenin önemini vurgular.
Atatürk de sanatın ve tiyatronun önemine dikkat çeken birçok söz söylemiştir. "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" sözü, sanatın bir milletin yaşamında ne kadar önemli olduğunu vurgular. "Tiyatro, bir milletin medeniyet seviyesinin aynasıdır" sözü ise tiyatronun bir toplumun gelişmişlik düzeyini gösteren önemli bir unsur olduğunu belirtir.
Bir parçası olmaya çalıştığım tiyatro dünyasından da biraz bahsedeceğim.
Aslında bu konuda çok şanslıyım. Neredeyse tanıştığım, tanıştırıldığım tiyatro dünyasının önemli isimlerinin neredeyse tamamı kendilerini gerçekten tiyatro sanatına adamış isimler.
Mesela Kemal Başar. Türk tiyatrosunun çok önemli isimlerinden birisi ve Türk tiyatrosunu dünyanın dört bir yanında tanıtmaya devam ediyor.
Kaan Erkam ve Niyazi Gezer. Oda Tiyatrosu ile kapılarını kendilerini tiyatro dünyasına adayan herkese sonuna kadar açıyorlar. Bunu şahsım olarak da bizzat yaşadım.
Her ne kadar tanışma fırsatım olmasa da Çiğdem Tunç Tiyatrosu. Günümüzde herkes 3-4 kişilk kadrolarla oyunlar hazırlarken her sezon ortalama 12-15 arası oyuncu kadrosu ile oyunlar sahneliyor.
Ve hepsinin ortak noktası, kendilerine tiyatroyu bir yaşam biçimi olarak seçmiş geleceğimizin teminatı olan gençlerimize kapılarını sonuna kadar açıyor olmaları.
Sevgili duayenimiz büyük araştırmacı yazar Pınar Çekirge’ye de bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Onun nazik davetiyle geçtiğimiz hafta Türk tiyatrosunun yaşayan efsane oyuncularından biri olan Dilek Türker. Sahnede 80.yaş günü kutlamasına katıldım. Yıllarını Türk tiyatrosuna vermiş adını altın harflerle yazdırmış Dilek Türker yeni yaşını tiyatroseverlerle ve sanatçı dostları ile birlikte kutladı. Keşke o gözlerindeki parıltıyı mutluluğu sizlerde görseydiniz.
Daha sayabileceğim yüzlerce isim var. İnanın yazmaya devam etsem sadece Türk tiyatrosuna gerçekten hizmet veren isimleri eminim ki bırakın bana köşe yazım için ayrılan yeri gazetenin komple sayfalarını vermeleri belki ancak yeter.
Bu değerlere yaşarken hak ettikleri değeri verelim. Öldükten sonra arkalarında methiyeler düzsek neye yarar.
Bu arada Bedia Muhavvit’ten Afife Jale’ye, Afife Jale’den Ayten Gökçer’e, Münir Özkul’dan Zeki Alasya’ya kadar hayatlarını kaybetmiş tüm tiyatro dünyamızın üstat ve emekçilerinin de ruhlarına bir Fatiha okuyalım.
Kabirlerinde nurlar içinde yatsınlar, kalplerimizde ise her daim nurlar içinde yaşasınlar…
Sevgi ve saygılarımla, haftaya görüşmek dileğiyle hoşçakalın…