Her hafta olduğu gibi bu hafta da Aziz Karataş ile Bir Çay Söyleşisi adlı köşemizde çok değerli bir konuk aldık. Yeşilçam’ın ölümsüz eserlerini yeniden yorumlayan başarılı sanatçı Elvan Elvan ile şimdi çaylarımızı yudumlarken koyu bir sohbete koyuluyoruz.

Elvan Elvan’ın kimliğinin oluşum sürecini anlatır mısınız?

Zorlu eğitim, öğretim hayatı boyunca hep iyi ve başarılı bir öğrenci olmak için çok çalıştım. Maddi ve manevi tüm desteklerini her zaman yanımda hissettiğim beni koruyup kollayan en güzel okullarda okutan güzel aileme karşı duyduğum sorumlulukla da yaptığım her işin en iyisini yapmak için çabaladım. Hep takdir ve teşekkür alan sevilen başarılı, iyi ve örnek bir öğrenci oldum. Aile büyüklerimi, birçok öğretmenimi, karşılaştığım tanıdığım başarılı insanları rol model edindim kendime. Her şeyden önce iyi bir insan olmayı ve dürüstlüğü; insanlara saygılı olmayı, tüm canlıları sevmeyi, korumayı ilke edindim. Yaptığım her işi zamanında iyi bir şekilde bitirebilmek için hedefler koydum kendime. Okuduğum kitaplar, şiirler, dinlediğim müzikler, seyrettiğim filmler, hobilerim, gezip, gördüklerim, doktor olarak yaşadıklarım, mecburi hizmet, tek başına yaşamak elbette birçok şey Elvan Elvan kimliğinin oluşmasına katkı sağladı. Özetle tıp fakültesi’nden mezun olduğumda ismimin başına yazılan “DR doktor” ve “uzman doktor” titresi benim için sadece isim; benim asıl kimliğimi öğretimim değil; eğitimim, yaşadıklarım, çevrem ve yukarda da bahsettiğim gibi kendimi nasıl geliştirdiğim oluşturdu. Doktor Hanım, doktor Elvan hanım oldum evet çok gurur verici ama benim için en önemlisi toplumda bir birey olarak kendime saygı duyduğum Elvan olmak.

Uzun yıllar Türkiye'nin farklı şehirlerinde doktorluk yaptınız. Müziğe geçişinizin hikayesini dinleyebilir miyiz?

Anesteziyoloji ve Reanimasyon doktoru olarak özel sektörde çalıştığım sırada Kasım 2020’de geçirdiğim Covid enfeksiyonu sonrası koku duyumu kaybetmiştim (çok şükür geri döndü). Arkadaşım Prof Dr İsmail Koçak’ın kliniğine koku testi için gittim. Dr Voice Clinic’te müzik aletlerini ve de hep rüyalarımı süsleyen piyanoyu gördüm. İçim kıpır kıpır olmuştu. Dr İsmail Koçak’a ve kliniğin direktörü Ceyda hanım’a “içimde hep ukde kaldı piyano çalabilmek ve de şan dersi almak; 4 yıl önce şan dersi için bir kursa gittim ama eğitmen ayrılınca oradan; yarım kaldı” dedim. Onlar da “O halde burada derslere başla” dediler. Meğer ses terapileri de yapılan bu keyifli klinikte şan dersleri veren bir hoca varmış. İşte hayatımı değiştiren; albüm yapıp şarkılarımı sevdiklerimin ve başka insanların da duyması İçin beni yüreklendiren vokal koç , opera sanatçısı Günay Acar ile böyle tanıştım. O sıralar çok ciddi sağlık problemleri atlatmıştım ve bana çok iyi gelebileceğini düşünerek; Ocak 2021’de şan derslerine başladım. İsmail Koçak ve bu güzel kliniğin çalışanları bu konuda çok destek oldu bana. Her derse keyifle, ayrı bir heyecanla gittim. Eve de hemen bir piyano aldım. Yıllardır hasret kaldığım müzik eğitimine tekrar başladım. Müzik, şan dersleri, şarkı söylemek benim için zamanımı verimli değerlendirdiğim iyi bir terapi oldu. Ekim 2021’de son 11 yıldır çalıştığım hastanedeki Anesteziyoloji ve Reanimasyon görevimden ayrıldıktan sonra da şan eğitimlerine daha fazla zaman ayırmaya başladım. Şan Eğitmenim Günay Acar bir gün “ Eee burada sen söylüyorsun sadece sen ve ben duyuyoruz seni. Bu kadar güzel sesin var, müzikaliten çok iyi albüm yapmayı düşünmez misin? Böylece sevdiklerin de seni dinleyebilir”dedi. Kimselere şarkı söyleyemeyecek kadar utangaçtım aslına bakarsanız. “Ben ve albüm yapmak mı nasıl yani; bilmem ki yapabilir miyim ki ?” derken bir cesaret geldi ve “evet aslında ne güzel bir hatıra hediye olur sevdiklerime; neden olmasın” dedim. Kanun dersleri alan bir doktor arkadaşımın beni müzisyen Hakan Güngör ile tanıştırması ile de Yeşilçam şarkıları cover albüm yolculuğum başladı. Müzik bana kendimi çok iyi hissettiren, zamanımı verimli geçirdiğim, mutluluk veren bir terapi haline geldi benim için. Piyano başında geçirdiğim zamanlarda mini melodiler, besteler yapmaya başladım. Bu albüm projesi devam ederken; kaburgam kırılmıştı. Evde hasta yattığım bu dönemde müzik yine terapim olmuştu ve Şubat 2022 de söz ve müziği bana ait olan ilk şarkımı yaptım. Heyecanla şan hocama dinlettim. “Dokuz sekizlik çok güzel bir şarkı yapmışsın” dedi. Aranjesini Hakan Güngör’ün yaptığımi şarkım 12 Ağustos’ta tüm Digital platformlarda yayınlandı. 14 Ekim’de de uzun zamandır titizlikle çalıştığımız Yeşilçam projemin ilk iki şarkısını dinleyicilerimle buluşturduk.

Doktorluk kariyerinizi sonlandıracak mısınız yoksa müzikle doktorluğu bir arada mı yürüteceksiniz?

Doktorluk çok severek yaptığım bir meslek. Uzun eğitim hayatı, mesleğim için yaptığım fedakarlıklar, uzun çalışma yıllarının verdiği deneyimim var. Bu çok kıymetli. Bugünlere gelmem hiç kolay olmadı. Çok emek verdim. Her şeyden önemlisi de manevi haz. O yüzden doktorluğu bırakmayı hiç düşünmüyorum. Yarın ne getirir belli olmaz, bilemeyiz tabi. Ben elimden geldiğince çok sevdiğim doktorluk ve müzik kariyerimi birlikte götürmeye çalışacağım.

İki farklı mesleği bir arada yürütmek zor olmuyor mu?

Doktorluk çok severek yaptığım bir meslek. 21 yıl Anestezi̇ doktoru olarak daha çok Ameliyathanelerde olmak üzere ameliyathane ve yoğun bakımda çalıştım. Yıllarca nöbet tuttum hastanelerde, yer altında güneşi görmeden uzun saatler stresli, yoğun, çok yorucu, çok özverili bir şekilde yıllarca çalıştım. Çok severek yaptım işimi. Sevmeden asla yapamazsın katlanamazsın bu tempoya. Tüm doktor arkadaşlarıma yaptıkları bu kutsal, özverili iş için saygı duyuyor, onları sevgi ile kucaklıyorum. Tüm doktorlarımızın da toplumda hakettikleri saygıyı ve yeri görmesini temenni ediyorum.
Ben şimdi özel klinikte yine çok sevdiğim ve üzerinde yıllarca emek verdiğim Mezoterapi ve medikal estetik alanında çalışıyorum. Bu kez avantajım özel klinikte kendi işimin patronu gibi çalışıp; bazı günleri boş bırakmam ve bu zamanları da müziğe ayırabilmem. Elbette iki mesleği bir arada yürütmek biraz zor oluyor ve bazı fedakarlıklar gerektiriyor. Müzik benim için bir tutku, bir heves, bir aşk. O yüzden kimi zaman tatillerimden; kimi zaman dinlenme zamanımdan, sosyal hayatımdan, gezmemden, seyahatlerimden fedakarlık edip müziğe zaman ayırıyorum. Gündüzleri klinikte hastalarıma bakıp; akşamları stüdyoya kayıt için gittiğim çok oluyor. Klinikte olmadığım çoğu zamanda ya evde piyanomun başında besteler yapıp; söz yazıyorum. Şan dersleri almaya devam ediyorum. Her çıkacak yeni şarkı için de vaktimin çoğunu stüdyo’da geçiriyorum.

Yeşilçam'a adını altın harflerle yazdıran “Olmaz Olsun” ve “Tövbeler Tövbesi” şarkılarını müzikseverlerle buluşturdunuz. Duygularınızı alabilir miyiz?

Bu iki şarkı da Yeşilçam’ın efsane sanatçılarından ve çok saygıdeğer üstat sanatçılarımızdan dinlemeye alışık olduğumuz ölümsüz eserler. Benim gibi müzik camiasında yeni bir sanatçının bu kadar bilinen ünlü, efsane sanatçılarımızın sesinden dinlediğimiz bu şarkıları tekrar seslendirmesi biraz cesaret istiyor elbette. Çok heyecanlıyım. O kadar severek hissederek okudum ki; benim yorumum ve sesimle de bu şarkılar ayrı hayat, renk ve lezzet bulacaklar diye inanıyorum. Bir kusurum olduysa da affola.

Hayatınızın büyük bir kısmını anestezi hekimi olarak geçirdiniz. Yaşadığınız en değişik olay neydi?

21 yıllık Anestezi̇ doktorluk geçmişimde binlerce hastam ve hasta yakınları oldu. Çok farklı bir branş tıpta Anestezi çünkü biz perde arkasında çoğu zaman hastaların yüzümüzü görüp; bir daha hatırlamadığı ne yaptığı toplumda tam olarak bilinmeyen doktorlarız. İlacı verip hastayı unuttuğumuz geri kalan her şey kendi kendine oluyormuş sanan çok hasta gördüm poliklinikteki Anestezi̇ öncesi bilgilendirmelerimde. Ameliyat sırasında sadece hastayı uyutup anestezisini en iyi şekilde devam ettirip; uyandırmakla kalmayıp; hastanın tüm yaşam fonksiyonlarını ameliyat boyunca devam etmesini sağlayan doktorlarız aslında bunu her hastamı bilgilendirmek için anlatırdım. İyi bir Anestezist Cerrahı kral yapar derler bizim branşta. Tabi genel anestezi sırasında uyuduktan sonra olanların farkında olmadığı için bilinmiyor tam olarak neler yaptığımız ve uyandıktan sonra hastalar ilk bizi de görse çoğu zaman hatırlamıyorlar bizi :))
Elbette acı tatlı birçok anı var. Hasta mahremiyetinden dolayı belki isim vermeden yaşadığım bir anekdotu anlatmak sizleri biraz gülümsetir. Bir cerrah doktor arkadaşımın kuzeni genç bir erkek hasta, anesteziden ayıldı ancak ameliyat sonrası ameliyathanede bir türlü gözlerini açmıyor ve gözleri kapalı sorularımıza yanıt veriyor. Kuzeni olan ameliyatı yapan cerrah ismi ile hitap ederek “uyan hadi kuzen akşam kebap yemeye gideceğiz “ dediğinde; “Anestezist hatun da gelsin “ dedi. Ben tüm nezaketimle “haydi gözlerinizi açın artık ameliyat bitti uyandınız ve anneniz sizi yukarda bekliyor odanıza çıkaralım sizi” dediğimde ise “ Ellerimi tut beraber çıkalım, o benim annem senin de kayınvaliden” dedi. Cerrah kuzeni hemşireler hepimiz ister istemez gülmeye başladık. İsrarla gözlerini açmıyor ve bana evlenme teklif ediyordu. Tabi bir süre sonra uyandı odasına çıkardık hastamızı. 2 saat sonra odasına girdiğimde hiç bu konuşmalar ameliyathanede aramızda geçmemiş gibi hasta hekim sohbetimizi yaptık. Odada kuzeni cerrah arkadaşım, hastamızın annesi babasın ve bir de genç güzel bir kız vardı. O da hastamızın nişanlısıymış. Sonrasında kuzeni “oğlum sen benim Anestezi̇ doktoru arkadaşıma doktoruna neler dedin uyandığında farkında mısın” diye sormuş. Hastamız ise hiçbir şeyin farkında değil ve hatırlamıyormuşum.
Bu hatırladıkça doktor arkadaşımı ve beni gülümseten bir anıdır.

Olmaz Olsun single çalışmanıza klip çektiniz. Genel olarak nasıl tepkiler aldınız? Aldığınız yorumları nasıl değerlendirirsiniz?

Olmaz olsun klibi benim çektiğim ilk klip çok farklı bir tecrübe oldu benim için . Çok da şanslıyım çünkü çok tecrübeli, deneyimli iyi bir ekiple Alişan Günay Yıldırım ve onun ekibi ile çektik bu klibi ve bana çok destek oldular. Yorumlar izleyicilerin klibi çok sempatik, keyifli, samimi, rengarenk, insanların yüreğini ısıtan bir klip olduğu doğrultusunda. klibi çok sevmişler hatta başka klip var mı diğer şarkılarımın klibi var mı diye de soruyorlar. ben de tövbeler tövbesi şarkısına yine Alişan Günay Yıldırım ve ekibi ile Çektiğimiz klibin önümüzdeki günlerde sizlerle Buluşacağının müjdesini vermek istiyorum .
 

Gelecek ile ilgili projelerinizden söz eder misiniz? Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Söz ve müziği bana ait olan bir çok yeni şarkım var. şu anda onların düzenlenmesi aranjelerinin yapılması seslendirilmesi ve hazırlanması ile ilgili stüdyo çalışmalarım devam etmekte. inşallah bu eserleri zamanla arka arkaya çıkarıp dinleyicilerim ile paylaşacağım. Yeni şarkılarım için yine klip çalışmaları da olacak. şu anki hedefim mevcut üzerinde çalıştığım bu şarkıları büyük bir heyecan içerisinde dinleyicilerim ve sevdiklerimle buluşturmak. Tabi yüreğim ve beynim yazıp söyledikçe yeni şarkılar da yapmaya devam edeceğim. Hakan Güngör’ün müzik direktörlüğünde; sevgili Tolga Kılıç’ın yaptığı yeni alt yapılar ile seslendirdiğim Tövbeler Tövbesi Digital platformlarda birçok editör listelerine girerek kendine çok güzel bir yer buldu. Benim için büyük bir tatmin ve mutluluk bu. Gelen olumlu yorumlar ve istekler doğrultusunda çok sevdiğim Yeşilçam şarkıları projeme de devam edip; yeni Yeşilçam şarkılarını da sizlerle buluşturacağım.

Son olarak, dinleyicilerinize, sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

Hayat Tanrı’nın bizlere verdiği bir ödül. Hayatımızı nasıl yaşayacağımızı aslında biz şekillendiriyoruz. Hepimizin elinde fırçaları ve boyaları var neyi çizmek istersek ne renge boyamak istersek aslında onu çiziyoruz o renkleri kullanarak boyuyoruz ve çizdiğimiz resmin içinde oynuyoruz. Su gibi akıp giden geri dönüşü olmayan zamanımızı sevdiğimiz işleri yaparak; huzurlu, barış içersinde üreterek keyif alarak başkalarına da faydalı olarak geçirmek oldukça önemli. Elimizde sadece bugün var yarını bilmiyoruz yaşadığımız her anı kimseyi kırmadan; insanlara saygı duyarak; haklarına girmeden güzel, verimli geçirmek çok önemli bence. Tabi ki bunları yaparken sağlığımıza dikkat etmek; gerekli tedbirleri almak; elimizde var olan her şeyin kıymetini bilmek, tadına varabilmek çok önemli. Hayatta hiçbir şeye kolay erişilmiyor. Basamakları çıkarken kimi zaman geriye düşüyorsunuz tekrar çıkmanız gerekiyor. önemli olan ne kadar düştüğünüz değil her düştüğünüzde yılmadan ayağa kalkıp basamakları çıkmaya ilerlemeye devam etmemenizdir. siz istedikten sonra hedefinizi belirledikten sonra görselleştirdikten sonra hayallerinizi kavuşmamanız için hiçbir sebep yoktur. Hayatta hiçbir şey için geç değildir. her ne is yapıyorsanız ne yapmak istiyorsanız lütfen ve de lütfen bunu görselleştirin hayalini kurun gerekirse bir kağıt kalem alıp çizin, ismini telafuz edin ve bunun için adım atın. siz isterseniz adım atarsanız ve pozitif düşünürseniz hayat size bunu sunacaktır. Ben şu an müzik alanında yaptığım işle aslında belki de çocukluğumdan beri gönlümde olan bir hayali gerçekleştiriyorum . Lütfen siz de hayallerinizi bırakmayın hayallerimizin peşinde koşmaya devam edin hayat size sunacaktır. Sizlere çok teşekkür ederim. Beni kucakladığınız için, bana yürekten inandığınız için, bana sarıldığınız için, beni dinlediğiniz için, beni evlerinize misafir ettiğiniz için, şarkılarımı bestelerimi söylediğiniz için. Bu bana yaşattıklarınız sevginiz beni o kadar mutlu ediyor ve motivasyonunu arttırıyor ki sizler için daha da güzel şarkılar üretmeye devam edeceğim. Beni yüreklendiren hocam Günay Acar’a , desteğini esirgemeyen çok sevgili arkadaşım Prof Dr İsmail Koçak’a , canım aileme ve de sizlere çok teşekkür ederim. Sevgiyle, sağlıkla ve müzikle mutlu kalın.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…