Geçen yıl 7 Şubat’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanmasına ramak kala devreye giren Başbakan, MİT’çileri özel bir yasa çıkararak kurtarmış, operasyonun odağı olarak tespit edilen Camia kadrolarıyla karşılıklı bir “ateşkese” gidilerek sorun dondurulmuştu. Ancak daha sonra bu sorun Dershaneler ile ayyuka çıkmış ve Yolsuzluk operasyonunda ise zirve yapmıştır.
Devlet son zamanlarda daha öncede söylediğimiz gibi iç veya dış operasyon hazırlığında. MİT bu konuda önemli rol oynuyor. Zekeriya Öz’e bu aralar yoğun bir psikolojik baskı ile ortaya çıkan operasyonun şifreleri çözülmeye başlıyor. Yine Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde önemli rol oynamış İstanbul merkezli bir Emniyet İstihbarat kadrosu da MİT operasyonuna kurban gidecekler arasındadır. Yani tasfiyeler devam edecektir. Bu operasyonun yakın zamanda medya ayağını da görmek mümkündür. “Yargı-Emniyet Cuntası’nın” basındaki “tetikçiliğini” yapmakla damgalanan bazı gazeteciler de bu operasyondan nasibini alacaktır. Yine olası operasyon kapsamında, Camianın en stratejik kurumlarından birisi olan Türkiye Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı’nın da bir şafak vakti aniden basılması olasıdır. Buradaki mümtaz şahsiyetlerden birkaç sembolik isimde gözaltına alınabilir. Operasyonun zamanlamasının ise çok yakında olacağı kanaatindeyim. MİT’in operasyonel gücünü devreye sokmak için yasal dayanak araştırılırken bütün bunlara “meşru dayanak” oluşturmak için çalışmalar çoktan başladı bile…  
Devlet, İran’a yönelik ambargoyu bu ülkeye arka kapıdan altın sokarak kırıyor ve bu operasyon da Halkbank üzerinden yürütülüyordu. Halkbank’ın bu faaliyetini ifşa etmek, Milli güvenlik suçudur. Bu ifşaat, Mossad’dan destek alınarak yapılmıştır ve dolayısı ile casusluk suçudur. Casusluk suçlarında ise yasaya göre MİT operasyon yapabilir ve kolluk vazifesi görebilir. MİT’e kolluk vazifesi verecek bir savcı da ayarlandıktan sonra operasyon tam hızıyla yayılıp başlayacaktır.
Hal böyle iken bu operasyon başka mecralara da kayabilir ve Türkiye’de toptan bir temizlik başlayabilir. Bu arada Mossad’a karşı da devam edecek bir operasyon İsrail’in PKK kartını oynamak için talimatlar vereceği de açıktır. Devlet buna da hazırlık yapacaktır şüphesiz ama operasyon için nasıl bir kapsam belirlendiği, Başbakan tarafından bizzat açıklanmıştı. En fazla 30-40 kişiyi hedef alan bir operasyon planlanmıştı. Böylece, bir yandan Camiayanın geniş tabanına “sorunumuz sizinle değil” mesajı verilirken, diğer yandan devlet içindeki karanlık operasyonların odağı haline gelmiş ve giderek devlet içinde devlet” olmuş bir polis-savcı-yargıç “çetesi” çökertilecekti. Fakat bu operasyonda kurunun yanında yaş yanmayacak ve Camia tabanı ile şer odağı ayrılacaktı. MİT ile Başbakan operasyonun ayrıntılarını muhtemelen belirlemiş ve koordineli bir şekilde çalışmak için; İç İşleri Bakanı, Adalet Bakanı’nın ve Emniyette ki üst düzey isimlerin değişmesi ve olası operasyonun tam bir mutabakat içinde olması amaçlanmıştır. Nitekim gelinen noktada her şey istenildiği gibi olmuş ve Devlet bir nevi kadro gücü sağlamıştır. İçteki sesleri bastırmak için de Ergenekon ve Balyoz gibi davaların yeniden yargılama süreci başlatılacak ve birçok isim de beraat edecektir. Bu operasyon sayesinde Orduya kumpas kuranlara karşı operasyon lafı sıkça söylenecek ve muhalif seslerde bu sayede az da olsa azaltılacaktır. Muazzam planlar silsilesi bu şekilde kalmayacaktı tabii! Karşı taraftan yani Camiadan da önemli hamleler yapılacağı muhakkaktır. Hal böyle iken önümüzdeki dönem bir hayli çetrefilli geçeceğe benziyor. Bir yanda seçim, bir yanda operasyonlar vs. derken, Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önemli hale gelecektir. Bana gelen bazı bilgiler ise Deniz Baykal’ın da Cumhurbaşkanlığına aday olacağı yönündedir. Derin hesaplar ve derin operasyonlar yolda…
Evet, sevgili dostlar hiç şüphesiz Türkiye’yi zor ve kara günler beklemektedir. Şubat ayı bu konuda çok önem arz etmektedir. İç çekişmeler ve siyasi buhranlardan dolayı Türkiye’nin kendi içinde kan kaybetmesi, bölgede en çok İsrail’in işine gelmektedir. İsrail Ortadoğu’da bu kadar hareketliyken, Türkiye’nin durağan olmaması gerekmektedir. Fakat maalesef bu dönemde olanlar Türkiye’ye çok şey kaybettirecektir.
Ve son söz: ‘’Karanlıktaysan gölgen bile seni yalnız bırakır’’