Ben “yalnız” bir çocuğum.
Ateşli adımlarla yaşamak; “cesur” soluk almak ile başlar
Çocuk mağdurlar;
“Dertlerini soluyarak büyüyen”
“Korkusuz yapraklardır.”

Ben “yalnız” bir çocuğum.
“On iki artı bir mermi alan silah gibi,”
 Bedenin olacak ki;
Sana tükürmek için bekleyen,
Nefret taşıyan gözlerden, “onurunu” sakınabilesin.

Ben “yalnız” bir çocuğum.
Kavşak ve parklarda beklerken,
Suçlarsınız.
Nefretle bakarsınız.
Fırtınayı ben çıkarmadım.
Fırtınadan hesap soramaz,
Sapsız, dalsız olduğum için,
Benden hesap sormaya cüret edersiniz.

Ben “yalnız” bir çocuğum.
“Yapraklar ölümden korkmazlar.”
Çünkü her yaprak,
“Sevda cümlesinde noktadır.”

Ben “yalnız” bir çocuğum.
“Onurumu yaprak bedenimde saklıyorum.”
Körpe rüyalarımda,
Başımı taşa koyduğum zaman;
Ya size tebessüm edeceğim ya da yüzünüze tüküreceğim.
Trafik ışıklarında ve parkta gördüğüm yüzleri unutmam.
Kıymeti bende yaşattığı duygudur.

Ben “yalnız” bir çocuğum.
Suçlu,
Kökümden.
Dalımdan.
Yerimden yurdumdan.
Koparan fırtınadır.
“Mendil veya su satarken,”
Hiç sesim çıkmaz.

Ben yalnız bir çocuğum.
Sizi sessiz çığlıklarımla koklamaya çalışırım.
Sabahları mezbahana ya giden,
Koyun gözlerine benzeyen şaşkınlık lığınız,
Bana kör bakışınız,
Beni büyüten hınçtır.
Korkusuzum.
Canım yanmaz.

Ben “yalnız” bir çocuğum.
Ben dertlerime mecburum.
Her akşam parkta yatarken,
“Önce dertlerimi solur.”
Geceleri fırtınaya kafa tutanların rüyasını görürüm.
Sonra güçlenirim.

Ben yalnız bir çocuğum.
Bilirim ki;
“Ateşli adımlarla yaşamak; cesur soluk almak ile başlar”
Sizin korkunuz;
Benim emeklerken büyümekten vazgeçmem olmalıdır.

Saygıyla…

Abdulkadir DESTAN