Zaman akıp gidiyor, saatler, günler, aylar, yıllarda değişiyor, değişim mutlak, bizler insanlar olarak değişen zaman dilimin de, dünümüze göre daha refah içinde, daha sağlıklı, daha neşeli, daha mutlu muyuz? Son yıllarda ki milyar dolarlık servete sahip aile sayısında ki artışa bakalım da, milyonlarca olan aile sayımızın on milyonlara çıkışını gözden kaçırmayalım.

Samimiyetimle belirtmek isterim ki; emperyalizm baskıcı düzene, kapitalist yaşam tarzına ve uygulamalara karşı dursam, olsam da, kişi ya da ailelerin çok zengin, ultra zengin, Jumbo zengin olmalarına karşı değilim. Karşı olduğum, reddettiğim, her insanımızın ayırımsız sağlıklı bir yuvası olmaması, dengeli bir beslenme için gerekli gelire sahip olmaması, güvenlik ve öğretim imkânlarının kişilerin zenginliklerine göre farklılıklar göstermesi. Ekseriyetle halkımızın yarınlarından umutlarını kesip günümüz olanaklarıyla da kendilerini mutsuzluklarına sarması, sarmalayıp, imtihan dünyası aldatma söylemi, ezberleriyle, perişan bir hayata mecbur bırakılmaları.

Evet, her birimizin sahip olduğu zekâ seviyesi farklı. Evet, her birimizin sahip olduğu yetenek ve becerileri de farklı. Evet, her birimizin yaşadığı coğrafya, iklim, doğa özellikleri farklı. Evet, her birimizin aileleri, büyük aileleri, mensup oldukları soy farklı. Evet, her birimizin şansı, olasılıklar içinde ki denk düşme hali farklı. Evet, her birimizin doğuştan belirgin olan; güzellik çirkinlik, zayıflık şişmanlık, uzunluk kısalık, atletik cılız ya da tombul halleri de farklı.

Farklı olmasını istemediğim, reddettiğim, asla kabul edemediğim, her insanımızın dengeli bir sağlık hizmetinden, eğitim öğretiminden, kabul edilebilir asgari şartları barındıran barınma ihtiyacından uzak kalması. Çeşmelerimizden yağ bal aksa da, her yağmur yağışın da çil çil altınlar yağsa da, mutlu olmak isteyen insan mutlu olur, mutlu olmak istemeyen insan da yine bir yolunu bulur, mutsuz olur. Asgari yaşamsal olanakları sunup, insan gibi yaşamak için temel gereklilikleri ortaya koyup ötesini insanın ruhsal gelişimine, mücadele enerjisine, çabasına, gayretine bırakmak, doğru olan dengeli olan da bu değil mi?

Hırs yok, kibir yok, insan yaratıldık madem insan gibi dengeli, makul bir yaşam sürmek, insan olarak onurumuzu muhafaza ederek, ezilmeden, ötelenmeden, dışlanmadan, abartılara ve afakiliklere özenmeden ölmek. Sanmam, sanmam ki 8 milyar dolarlık bir servetin sahiplerinden bir insan benim bu yazımı okusun. Kesin eminlik içerisindeyim ki, istiyorum ki, sayısı her gün artan yoksul 34 milyon insanımız sorgulasın. 34 Milyon insanımız kendisinin neden yoksul olduğunu, yoksul kaldığını değil, yaşadığı toplum da, düzen de asgari yaşam şartları neden oluşturulmuyor, yoksulluk neden var?

Asgari yaşam şartlarına sahip olmak ve peşinden asgari yaşam şartlarına dahi ulaşamamak, perişan olmak, sürünmek. Zengin olmak, çok zengin olmak, ultra zengin olmak ve peşinden yetersiz görüp tüm dünya ya evrene sahip olmak için çaba göstermek. Bu anlatım ve tanımlamalar arasında ömrümüzü tüketip hepimiz ölecek, hayat denilen süreyi bitireceğiz. Ne büyük mutluluktur ki mücadele içinde yaşarken hayatımızın hiçbir döneminde edep sahibi olmaktan uzak kalmamak, uzak durmamak.