“Unutmamak gerekir ki her şey içimizdeki çocuğu sevmekle başlar.”

Ay nerde doğsa oradaydık
Dallarda zerdali çiçekleri
Savrulup gider rüzgar esince
Bütün bir bahar böyle geçti

Anlardım aklından geçenleri
Sustukça konuştuk sanki
Sevdaymış meğer içimizde
Yıllardır uyuyan deli

Sessizlik sensin geceleri
Fincana kahve koydum gel
Bugün şeytana uydum gel
Ay doğdu dağın üstünden
Dallarda beyaz çiçekler

Dağıldım gecenin karasına
Artık kimse kıramaz beni

O kül gibi deniz o sesiz kız
Kayıp bir sandala binip gitti

Ne sen söyledin derdini
Ne ben sevdiğime inandım
Unut geçen eski günleri
Bunca yıl sonra nasılsın

Anlardım aklından geçenleri
Sustukça konuştuk sanki
Sevdaymış meğer içimizde
Yıllardır uyuyan deli
Sessizlik sensin geceleri
Fincana kahve koydum gel
Bugün şeytana uydum gel
Ay doğdu dağın üstünden 

Zerdaliler şarkısında kayıp bir sandala binip kaybolur o sessiz kız. Her şey içindeki çocuğu sevmekle başlar. Kimse artık kıramıyorsa bir insanı çok kırılmıştır zamanında. Yüreğine geçirdiği kalkanla yaşamaya başlar ve korunaksız değildir artık. Ancak ruhu alınmıştır. Vaktiyle teslim ettiği masumlunu ve saflığını onlar çoktan alıp gitmiştir. İzinsiz, sorgusuz, sualsiz. Her insanın üzerinde belli belirsiz ince bir zar oluşur zamanla. Oysaki doğduğumuzda tamamen korunaksız, masum, ham bir bedenle dünyaya geliriz. Hiç farkına varmadan kendiliğinden oluşan bu zar, zamanla kalınlaşır, kabuklaşır, kalkan halini alır.
Artık hayata karşı dirençli; kaygılarımızın, öfkelerimizin,
sorunlarımızın üstesinden gelecek koca bir kalkanımız vardır.
Kalkanın ruhu çekilmiştir.
Sevgilerimizin geçirgenliği de azalır bu salt kalkanla. Minicik bir boşluktan girmeye çalışsa da bedenimiz dışarı atar,
kusar sevgiyi. Bünyeye yabancıdır.
Kalkan zamanla bedenin her yerini kaplar, taşlaşır. Gökten
uzattığı el karşılıksız kalınca Tanrı ikilemde kalır.
Zar taş olur, taş zarı deler; içimize akar doğruca yüreğimize
gider. Onu usulca işlemeye, kemirmeye başlar. İçi tamamen
boşaltılan taştan beden hayata hazırdır. Çocuklar karanlık ruhumuzun aydınlık tarafıdır. Unutmamak gerekir ki her şey içimizdeki çocuğu sevmekle başlar.

Sevda kaçsın çayınıza.