İbrahim Güray AYTEKİN Özel Haber Araştırma

DÜNYA’NIN 7 HARİKASINDAN BİRİ OLAN VE TÜRKLERİN ANAYURDUNDA BİNLERCE YIL ÖNCE YAPILMIŞ ÇİN SEDDİNİN ÖYKÜSÜ

Çinliler beylikler döneminde birbirlerinden korunmak amacıyla inşaata başladı. Daha sonra Çin’in ilk İmparatoru Qin Shi Huang, burayı komple bir duvarla çevirme kararı aldı

Başlangıçta her krallık kendini korumayı amaçladı fakat daha sonra çeşitli sebeplerle devasa bir setin inşaatına başlandı. Bu inşaatın ana amacı ise kuzeyden gelen Türk saldırılarından korunmaktı. Oysa Çin Seddi'nin yapılışında milyonlarca Çinli insanlık dışı yöntemlerle çalıştırılmıştır. Türk topraklarına kaçmak isteyenler de öldürülmüşlerdir. Bu duvarın yapımında çalıştırılan milyonlarca işçinin yiyecek, içecek ve diğer gereksinmeleri ve de duvar yapımında kullanılacak taşların temini, kerpiç karmak için gerekli suyun taşınması gibi konular düşünülünce, sadece savunma amacıyla böyle bir duvarı yapmak hiç de akıllıca değildir. 

Çin Seddi dağ keçilerinin bile zor tırmandığı zirvelerden geçmektedir. Buralardan saldırı beklenmediğine göre, bunun nedeni "savunma amaçlı fikri " ile açıklanamaz. Çinliler güçlüyken Türklerin onlara zarar vermeleri mümkün değildir. Türklerin güçlü olduğu dönemlerde ise, Çin Seddi'nin hiç bir önemi yoktur. Türkler istedikleri an bu duvarı aşabilmekte ve Çin topraklarına girmektedirler. Dolayısı ile savunma açısından pek fazla işe yaramamaktadır. Çin seddinin yapımı için neden böylesine bir insan kitlesi feda edilmiştir sorusu hala zihinleri meşgul eden ve cevabı henüz tam olarak bilinmeyen bir muamma olarak kalmaktadır.  

Çin'in kuzeybatısı boyunca uzanan, Dünyanın en uzun savunma duvarıdır. Kalıntıları Po Hay körfezinde deniz kıyısında başlar. Pekin'in kuzeyinden geçerek batıya yönelir ve Huang-Ho nehrini ikiye bölerek güneybatıya uzanır. Gobi Çölü'nün güneyinden batıya yönelerek devam eder.

Seddin yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 8851.8 km. dir. Bugün ayakta duran kısım Ming Hanedanı devrinden kalan 2.500 kilometrelik settir. Ancak asıl inşaat, MÖ 221 ile MS 608 yılları arasında yapılmıştır. Bir diğer arkeolojik araştırmaya göre tüm kollarıyla birlikte toplam 21.196 km uzunluğa sahiptir.

Çin'in Savaşan Beylikler döneminde (MÖ 403 - MÖ 221), Çin seddinin temeli 20'den fazla ayrı ayrı krallık tarafından atılmıştı. Chu, Qi, Yan, Wei, Han, Zhao, Qin Krallıkları birbirlerinden korunmak için sınırlarında ilk setleri inşa ettiler. Qin, Zhao, Yan krallıkları ise XiongNu, DongHu, LinHu, Hiung-nu'ların saldırılarını durdurmak ve ülkenin kuzey sınırlarını koruma amacıyla da inşa ettiler. Çin'in ilk İmparatoru Qin Shi Huang, burayı boydan boya aşılmaz bir savunma duvarıyla kapatmaya karar verdi.

Bu devasa inşaata girişmekteki amacı konusunda tarihçiler farklı görüşler öne sürmüşlerdir. 

Ülkenin sınırlarını başta Hiung-nu (Büyük Hun İmparatorluğu) olmak üzere kuzeyden Çin'e karşı "Moğol" ve "Türk" boylarının saldırısına karşı savunmak.

Uzun savaşlar sonunda yıktığı beyliklerin esir düşen yöneticilerini sürgün ve ağır işe sürerek cezalandırmak.

Ülkeden kaçışları önlemek.

Ülkenin tek yönetim altında birleştiğini içeriye ve dışarıya göstermek.

Qin Shi Huang MÖ 221 yılında daha önceki krallıkların yaptırdığı duvarları birleştirerek uzattı. MÖ 3. yüzyıldan MS 17. yüzyıla kadar Çinliler seddi uzatmaya devam etmişlerdir. Seddi onaran ve savunma amaçlı kullanan son hanedan Ming Hanedanı (1368-1644) olmuştur.

Duvarın yapımı MÖ 3. yüzyılda Birinci İmparator tarafından başlatılmış olup, bu tarih MS 800 civarında Moğolların ortaya çıkmasından neredeyse 1.000 yıl öncesine denk gelmektedir. Öyleyse Çin Seddi, MÖ 4. Yüzyıl Çin yıllıklarında Kuzey Çin’de yaşadığından bahsedilen ve Hunların hatta Türklerin de ataları olduğu iddia edilen göçebe Xiongnu veya Hsiung-nu halkının saldırılarını önlemek amacıyla inşa edilmiş olmalıdır. Bununla birlikte Moğollarla yapılan savaşlar dizisi, ancak Moğolların Çin’den Ming tarafından kovalandığı 14. yüzyılın sonlarından itibaren gerçekleşmiştir.

Ch'in Hanedanlığı döneminde, ülkenin tüm ekonomik ve insan gücü Çin Seddi'nin, sarayların, yolların ve büyük anıt mezarın yapımı için seferber edilmiştir. Zorunlu çalışma süresinin arttırılması, vergilerin yükseltilmesi, haksız yere suçlanarak sınır boylarında çalışmaya mahkum olmak ve sürekli olarak ölüm korkusu ile yaşamak, Çin halkını canından bezdirmiştir. Önlerinde ise sadece bir tek kurtuluş umudu vardır, Hun topraklarına kaçıp, buralarda yeni bir yaşam düzeni kurmak. Yapılan Çin Seddi ise, bütün bu insanların kaçmasını önlemek için yapılmış bir hapisane duvarına benzemektedir. 

Iktidarı kaybetmekten çok korkan Ch'in Shih Huang, kendisi için tehlikeli gördüğü tüm varlıklan ya ortadan kaldırmış ya da zararsız hale getirmiştir. Çin Seddi, yol ve anıt mezar yapımında çalıştırılan milyonlarca Çinli, "hayatta kalmak"tan başka hiç bir şey düşünemez olmuşlardır. Evlerinden, ailelerinden zorla kopanlan milyonlarca kişi, ülkenin uzak köşelerine götürülmüş ve niçin, neden böylesine çalışmak zorunda olduklarını bile bilmeden, Çinli askerlerin işkencesi altında ölünceye kadar çalıştırılmışlardır.

Ch'in Shih Huang, kendini çok beğenen bir kişidir. Kendisine, "Çin'in İlk Hükümdan” anlamına gelen "Shih Huang" adını seçmiştir. Ömrü boyunca, olanaksız sayılan işleri başarmak için uğraşmıştır.

Ch'in Shih Huang'ın bir özelliği de, ölümden çok korkmasıdır. Ölümsüz olmak istemektedir. Hsü Fu adındaki bir kişiyi, binlerce kız ve erkek çocukla birlikte, ölümsüzlüğün ilacını bulmalan için doğu denizine gönderir [15].

ölümsüzlüğil arayan Ch'in Shih Huang, ölümsüzlüğün ilacını bulamamışsa da; yaptırmış olduğu Çin Seddi ile bir bakıma ölümsüzlüğü yakalamıştır. Ch'in Shih Huang sadece Çin Seddi ile değil; uyguladığı sert ceza sistemi ve bilim adamlarının hala üzerinde çalıştıkları anıt mezanyla, yüzyıllar geçse de adından söz ettirmeye devam edecektir.

Saldırılardan korunmanın yanı sıra, esir düşen yöneticileri sürgün veya ağır işe göndererek cezalandırma, ülkeden kaçışı engelleme ve dış ülkelere Çin’in birlik ve beraberliğini gösterme amaçları da setin yapımında rol oynuyordu

Çin Seddi sadece bir duvar olmayıp, gözetleme kuleleri, komuta direkleri ve lojistik için kaleler, iletişim için fener kuleleri içeren entegre bir askeri savunma sistemi idi. Ming Hanedanlığı’nda (1368–1644), Sdaha iyi inşaat teknikleri geliştirildiğinden seddin daha güçlü ve daha sofistike olması için yeniden inşa edilmiştir. Ming dönemi Çin Seddi’nde genellikle 1.8 metre kalınlığında duvar gövdesi ile 1.2 metre yüksekliğindeki korkuluk duvarları vardı. Çin Seddi’nde her 500 metrede bir savunmacıların duvarın karşısındaki saldırganları ok vurmasına izin veren bir yan kule bulunmaktaydı. Shanhai Geçiş Kalesi, Juyong Geçiş Kalesi ve Jiayu Geçiş Kalesi gibi savunmasız erişim noktalarına kaleler inşa edilmiştir. Kaleler üzerinde birçok okçu penceresi ve kapı bulunmakta olup, kale geçitleri, Çin Seddi’ndeki en güçlü ve en zor geçilen yapılardı.

Seddin kalınlık ve yüksekliği yer yer değişir. Sanılanın aksine Çin seddinin tamamı tuğlalardan oluşmaz. Bazı yerleri çok zayıf, kuvvetsiz maddelerden yapılmıştır ve bu duvarlar çok kısadır. Bu zayıf duvarların amacı devleti saldırılardan korumak değil düşmanı yavaşlatmaktır.[kaynak belirtilmeli] Genellikle duvarın yüksekliği 4-6 metre, taban kalınlığı 7 metre ve üst kalınlığı ise 6 metre civarındadır. Kalın olan yerlerin üzerinde atlar ve arabalar gidebilmektedir. 

9 şehri kapsayan Çin Seddi 2.300 yıldan daha eskidir. Qinhuangdao sahillerinden Pekin çevresindeki engebeli dağlara ve yüksek sıradağlar arasındaki çöl koridoruna kadar nefes kesici bir manzara yelpazesine sahiptir.

Kalın duvarlar boyunca siperlik ve okçu delikleri vardır. 200 metrede bir gözetleme kulesi veya kale ve 9 kilometrede bir fener kulesi bulunur. Duvar üzerinde yer yer saray ve tapınaklara da rastlanır. Bazı yerlerde setler, kademeli savunmaya olanak verecek şekilde birkaç sıra halinde yapılmıştır.

Qin duvarı, yapımı ve aşılması kolay basit bir toprak duvardı ancak daha sonra Han Hanedanlığı, Gobi Çölü’nün kasvetli boşluğunda bile duvar inşa etmelerini sağlayan daha ileri bir teknolojiyi benimsemiştir. Ahşap çerçeveleri bir söğüt sazları ve ince dallar tabakası ile hizaladıktan sonra, çerçeve  çamur, ince çakıl ve su karışımıyla doldurularak, sıkıca yerine bastırılmaktaydı. Karışım kuruduktan sonra, aynı şekilde tekrar üzerine inşa edilebilecek, sert, tuğla benzeri bir çamur levhasının arkasında bırakılarak çerçeve çıkarılmaktaydı. Bu, demir çubukların betonu güçlendirmek için kullanıldığı modern yapıya çok benzemekteydi.

Amerikan ressamı Robert Ripley, Çin Seddi için Ay’dan gelen insan gözüyle görülebilen tek insan yapısı sözlerini sarf etmişse de bu açıklama insanoğlunun uzayda bulunmasından 30 yıl önce yapıldığından hiçbir delile dayanmamaktaydı. Bununla birlikte bu düşünce kamuoyu tarafından sorgusuz kabul edilmiştir. Çin Bilim ve Medeniyeti’nin yazarı olan ünlü Sinolog Joseph Needham bile “Duvarın Marslı gökbilimciler tarafından seçilebilecek tek insan eseri olarak kabul edildiğini” iddia etmiştir. Uzaya gönderilen astronotlar bu düşüncelerin gerçek olmadığını ispatlamışsa da hala pek çok insan Çin Seddi’nin uzaydan görüldüğüne inanmaktadır.

Bu tarihî yapı, 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir.