BULGUR PALASIN GİZEMLİ HİKAYESİ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Twitter hesabından Aksaray Haseki'de yer alan. "Bulgur Palas’ı İBB olarak satın aldık." açıklamasında bulundu. 

İstanbul büyükşehir belediyesinin binayı onardıktan sonra bilgi-belge kültür merkezi, arşiv, kütüphane, sergi salonu ve kafe olarak hizmete sunacak olması ayrıca İstanbulluları sevindirmiştir.

Denizden bakıldığında İstanbul siluetinin önemli bir görüntüsünü teşkil eden Binanın terasından bakıldığında İstanbul’un diğer tepeleri olan Sarayburnu, Çemberlitaş, Süleymaniye, Fatih, Yavuz Selim ve Edirnekapı’nın yanı sıra eşsiz bir İstanbul manzarası da seyredilebilen. Bulgurlu Palasın oldukça ilginç ve gizemli bir öyküsünü siz okuyucularımla paylaşıyorum

Topçu subayı olarak Manastır’a gönderilen Mehmet HABİB bey. Burada İttihat ve Terakkiciler ile tanışır. Selanik’teki gizli yemin töreninin ardından örgüte katılır. İttihat ve Terakki’nin yeni şubelerini kurmak için Anadolu’da görev alır. Enver Paşa’ya yakın bir isim olarak Bolu ve yöresinde örgütlenir. Meşrutiyet’in ilanının ardından 21 Ekim 1908’de yapılan seçimle Bolu milletvekili olur. Patlayan Birinci dünya savaşı ve sonrasında İttihat ve Terakki yönetimi ülkede milli mahsulat, milli kantariye ve milli ekmekçiler gibi anonim şirketleri kurarlar.

Osmanlı ordusunun ihtiyaçları milli olmayan yurtdışı bağlantılı azınlık şirketleri tarafından karşılanmakta idi… Amaçları ordunun ihtiyacını azınlıklardan değil milli şirketlerden karşılamaktır. Habib Bey de bu milli sermaye girişiminin öncülerinden olur. Anadolu’dan alınan buğday, arpa, bulgur gibi ürünler tüccar gibi satın alınır ve devlete satılır. Böylelikle ilk milli sermaye grupları da oluşmuş olur. Habib Bey de ‘Bulgur Kralı Habib Bey’ olarak anılmaya başlanır. İstanbul’un yedinci tepesi Cerrahpaşa’daki BULGUR PALAS ın temelleri de tam bu zamanda atılır. İtalyan mimar Giulio Mongeri’nin çizdiği bina, Mehmet Habib Bey’in bu ticaretten kazandığı parayla inşa edilmeye başlanır.Bu inşaat yapımında son derece kaliteli malzemeler kullanılmaktadır  

Ancak İmparatorluk Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik olarak çıkar. Bu arada Bulgur Palas’ın yapımı son hızla devam eder. Sadece halk değil, İttihat ve Terakki’nin önde gelenleri de bu duruma tepki gösterirler.Habip bey bir işe başlanıldı sonu gelmeli diye inşaatı yarım bırakmak istemez kurulan milli tedarik şirketleri ile banka kredi ve finansman konusuna vakıf olan Habib binayı OSMANLI BANKASINA İPOTEK ederek kredi kullanır…

Üzerindeki ağır baskı ve stresli yaşantı ve tarihte 20 liklerin sürgünü ( MALTA SÜRGÜNÜ ) olarak bilinen olaylar daha fazla dayanamayan kalbinin çalışmasına son verir ve 48 yaşında vefat eder Fakat bankalardan çekilen borçlar artmış ve faizlerini bile karşılayamayacak şekildeyken inşaat bitirilememiştir 

Mirascısı olan eşi Fatma bediye hanım 1926 yılında Borçlusu oldukları Osmanlı bankasına binayı borç karşılığı devreder Bina uzun bir süre Osmanlı Bankası’nın lojman ve arşivi olarak kullanılır. Yıllar önce de kaderine terk edilir.