Beşiktaş’ın Göztepe yenilgisi bize gösteriyor ki; takım, milli arayı etkili kullanamamış.
Milli aradan önce son 3 maçından sadece 1 puan alan siyah beyazlıların Göztepe karşısında sadece bir galibiyete değil, iyi bir oyun ve etkili bir skorla taraftara kendini affettirmesi ve güven vermesi gerekiyordu.
Beşiktaş’ta yanlış birden fazla, fakat bu yenilginin en büyük sorumlusu; Giovanni van Bronckhorst. Hocanın maç kadrosu yaparken, 11’i belirlerken ve maç içinde oyunu okuyamadığını görüyoruz.
Göztepe gibi ne oynadığı açık olan bir takımın önceki maçlarını izlediğimizde duran topları etkili kullandığını, Isaac Solet ve Anthony Dennis’le etkili pres yaptığını biliyoruz. Peki biz bunları bilirken van Bronckhorst’un önlem almamasına ne denir? Bu bize neyi gösterir? Hocanın ve yardımcılarının rakibi yeterince analiz edemediğini gösterir.
Göztepe, 2 golünü daha önceki maçlarında birçok kez yaptığı gibi duran toptan (korner) buldu. En iyi presçileriyle baskıyı artırdılar ve zaman zaman uzun toplarla Beşiktaş savunmasının arkasına geçtiler. Van Bronckhorst elinde sol açıkta oynatacağı Can Keleş veya Baktiyor varken oynatmadı. Bunun yerine esas yeri sol bek olan Masuaku’yu kanatta oynattı. Olmadı.
Beşiktaş 2-1 öne geçtikten sonra dakika 12-17 arası 5 dakikalık o bölümde inanılmaz bir baskı yedi. Orada puan kayıplarının sinyalleri vardı. Göztepe’nin oynadığı oyun maçın bu skorla bitmeyeceğini gösteriyordu. Buna karşın, van Bronckhorst maçı sadece izlemeyi tercih etti. Göztepe gibi ligde ne oynadığını bilen bir takıma, tüm duran toplarda alan savunması yaptı Beşiktaş.
Orta sahanın oyundan düşmesiyle Al-Musrati/ N’Dour değişikliği yaptı, fakat N’Dour da alması gereken tüm topları kaybetti, etkisizdi. Van Bronckhorst, Al-Musrati gibi bir oyuncuyu yanlış görevde oynatarak oyuncunun etkisini yok etti. Al-Musrati’nin görevi, geriden oyun kurmak ve pas dağıtmakken bir anda kendini ikili mücadelelerde top kazanmaya çalışmakla buluyor. Musrati’den böyle verim alamazsınız.
2 bölgede pas konusunda sıkıntı yaşayan bir Beşiktaş izliyoruz bu da takımın atak organizasyonu içinde gol atamamasını sağlıyor. 2-0 öne geçtikten sonra oyunu, rolantiye alamayan ve atak yiyen bir takım var. Salih gibi bir pasörün burada devreye girmesi gerekiyor. Çünkü işi bu!
Beşiktaş’ın etkili olabilecek tüm oyuncuları, doğru yerde ve zamanda oyunda oynatılmıyor. Özellikle, Rafa Silva gibi bir yıldızın orta sahadan veya geriden top kapıp, üstüne 35 metre sürüp bir de gol atması bekleniyor. Bir oyuncu, hepsini birden nasıl yapabilir?
Dakika 53’te Rafa’nın getirdiği topta ceza sahasında Rashica-Semih anlaşmazlığı ise her şeyin özeti gibi.
Beşiktaş’ta herkesin kendine ve özellikle de kendi yerine gelmesi lazım. Böyle olmuyor.