Dış tahriklerin yarattığı, sürekli bir kaos ortamı milleti iyice gerdi ve sevgiyi unutarak nefret toplumuna dönüşme yoluna girdik.

Oysa karamsarlığa düşecek bir konumda değiliz.

AB yolunda birtakım tavizler verilerek ulaşılmak istenen hedef şimdilik bir hayal olsa da, siyasi iktidarların yaptığı ve yapacağı hataları yine milletin özgür iradesi düzeltecektir.

Yüzyıllar boyu süren Türk korkusu, Avrupa Birliği düşüncesinin doğmasına neden olmuştur.

1402 ve 1413 yılları arasında Anadolu birliğinin paramparça olması ve bir Fetret devri yaşamamız, atalarımızın azmini kırmamıştır.

Yeniden toparlanarak Anadolu birliği kurulmuş, Fatih'in babası İkinci Murad, Haçlıları 1444'te Varna'da, 1448'de de İkinci Kosova meydan muharebesinde mağlup etmiştir.

Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethi, birlik ve büyüme yolundaki büyük azmimizi ortaya koymuştur.

Yükselmeye ve kalkınmaya geçmek için illâki dibe vurmayı mı bekliyoruz? 80 milyar dolar dış borç ve 170 milyar dolar iç borçlar toplamı olan 250 milyar dolar Türk milletinin gözünü korkutmamalıdır.

Faizler düştükçe, bu borçları kapatmak daha da kolay olacaktır.

Hele iç borçlar önemli değildir. Dışarıya olan borç kapatılabilirse, devlet olarak daha dik durmamız mümkün olacaktır.

Milli birliğimizi bozmak isteyen Avrupa ve Amerika, sürekli bir tezi işlemektedirler: "Türk Milleti diye bir millet yoktur, siz değişik unsurlardan meydana geliyorsunuz!?..." diye.

Bunlar sun'i tuzaklar ve boş şeylerdir. Türk Milletini oluşturan bireyler, Avrupa gibi korku sonucu bir araya gelmiş bir topluluk değildir. Türk Milletini sevgi ve hoşgörü bir araya getirmiştir.

Bu sevgi ve hoşgörüyü sadece kendi aralarında değil, birlikte yaşadıkları milletlerden de esirgememişlerdir.

Anadolu'nun İslamlaşması ve mânevi birliğin kurulması yönünde Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen erenlerin ve manevi liderlerin büyük katkısı olmuştur.

Anadolu'da sevginin, kardeşliğin ve barışın pekişmesi için Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli, Mevlâna ve Yunus Emre'lerin büyük emeği vardır.

Şimdi biz başka birlik peşinde koşarken, Anadolu'nun coğrafi ve manevi birliği ciddi tehlikelerle karşı karşıya bulunuyor.

İnsanlık, sevgi, hoşgörü, barış ve kardeşlik demektir.

Kendimize güvenir, yeniden kenetlenirsek, birlik ve beraberliğimizi her türlü yıkıcı etkilerden koruyabiliriz.

Ne mezarlıkta uyu, ne korkulu düş gör

Türk Atasözü