Asuman Tüfekçi, bir edebiyat öğretmenidir. 22 yıllık meslekî hayatında, Türkiye'nin sadece eğitim alanındaki değil; sosyal, ekonomik ve politik alanlarındaki değişimlerini de gözlemlemiş. Vatanseverce duyarlılığı, edebiyatçı kişiliğine bir sosyolog ve bir psikolog gibi tespitler; sorgulayıcı mantığı ise, filozofça tahliller yapabilmeyi katmış. Bu özellikleri, oldukça önemli bir eser yazmasına sebep olmuş: "Sevgilinin Gözündeki Leke" * Her bölümünün başına bir vecize yerleştirmiş olduğu kitabın ilk dersi, filozof Nietzsche'den: "Yeni müzik için yeni kulaklar, en uzaklar için yeni gözler, şimdiye dek kimsenin duyma yürekliliğini göstermediği doğrular için yeni bir vicdan..." Kitabı başlatan cümle ise bir öğrencinin sorusundan: "Vicdan azabı nasıl bir duygudur, hocam?" İDEOLOJİK KAMPLAŞMA Öğretmenliğinin ilk dönemlerinde bir arkadaşıyla yürürken bazı öğrenciler bağırır: "Faşist köpekler!" Üzerlerine alınmazlar. Kendi ifadesiyle "insanlara 'it' denmesine alışmış olsalar da, köpeklere 'faşist' diyecek kadar hezeyana kapılmaya" alışmamışlardır. Bağırışlar devam eder: "Okulumuzda faşist öğretmenler istemiyoruz!" Anlarlar ki, muhatap kendileridir. Bir kentimizin AP il başkanının kızı olan arkadaşı, Demirel hayranıdır. Asuman Hanım ise Demirel'e gülüp geçen, dağlara-taşlara "Karaoğlan" yazan bir Ecevit hayranıdır. Her ikisi de, kendilerinden olmayanı "düşman" bilen zihniyet tarafından "Faşist" diye nitelendirilmişlerdir. BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZ Kitapta, günümüzde ayrıştırılmaya çalışılan insanlarımızın aynı şahsiyetlere müşterek bağlılıkları da çok güzel sergilenmiş. Alevî, Sünnî ve Kürt kimlikleriyle farklı yaklaşımlardaki öğrencilerin; "Yakışmazsa öldür beni Yeşil bağla al üstüne" mısralarını yorumlarken, halk ozanımız Karacaoğlan'da kendilerini buluşları, ilginç bir örnek olarak anlatılmış. BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ Asuman Hanım, dinleyicilerini sigara içmekten men etmek isteyen bir kadın hatibin, din adına hurafeler anlattığını görünce itiraz etmekten kendini alamaz: "İslam dini sağlığa zararlı olan her şeye karşıdır. Bu yüzden sigarayı da hoş karşılamaz, deseniz ya" diyerek çıkışır. Bunun üzerine başörtülü bir öğrenci kulağına eğilerek fısıldar: "İşte, okumamızı engelleyerek bizi böyle yaşamaya mahkûm ediyorsunuz." Başörtüsünün, "Dinin de siyasetin de bir numarası olmaması gerektiği" doğrultusunda, insanı düşündüren bir olay yer almış kitapta. Bazı öğrenciler tarafından Atatürk posterleri gösterilerek yuhalanan başörtülü kızlardan bir öğrenci öfke ile bağırır: "Atatürk vatanı birbirimize düşman olalım diye mi kurtardı? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Biz terörist miyiz? Benim abim Kızıltepe'de şehit oldu. Ya seninki nerde?" HEP ÖĞRENCİ OLMAK Bu kitap sıradan bir anı kitabı değil, bizi Türkiye gerçeklerinden haberdar eden bir ders kitabı adeta. Kitapta, başta politikacılarımız olmak üzere hepimizin öğreneceği çok şeyler var. Zaten yazar da, başta kendisi olmak üzere hepimize "sürekli öğrenci" olmayı tavsiye ediyor: "Toplum olarak yanılgılarımızın en büyük sebeplerinden biri yanlış bakmak, yanlış görmek; ama yanlış gördüğünün farkında olmadığı için bakılanı yanlış, kendini doğru sanmak. İşte her daim öğrenci olmayı bunun için seviyorum. Her daim yeni sorular sorduruyor insana." ------------------------------- *- Donkişot Güncel Yayınlar Telefon: 0216. 348 98 03 E-mail: [email protected]