Sağlık Alanında, Sağlık Kurumlarına, hekim’e, ulaşılabilir olma noktasında ülkemizin ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından, örneklerden birisi de, Beyşehir Devlet Hastahânesi’dir. 50-60 yıl önce, çâresiz hastalık olarak bilinen bir tek hastalık vardı, Verem. Verem’in ilk evreleri kolay anlaşılamaz, hasta belirtileri dikkate almazdı. Son evreye, (ölümcül hale geldiğinde), biraz hali vakti yerinde olanlar, Konya’ya gidip, Cennetmekân Sultan 2.Abdülhamid Han Hazretlerinin, Konya’ya hediyesi olan Konya Memleket-Devlet Hastahânesine müracaat eder, hastalık zâten artık ileri ve çâresiz evreye ulaştığı için, “Amca, Teyze, artık yapılacak bir şey kalmamış, Köyüne dön, ailenin, çoluğun, çocukların yanında huzur içinde Emr-i Hakkı bekle,” diyerek geldiği yere geri gönderirdiler. 

Diğer hastalıklarla, kırık-çıkık şikâyetleri, geleneksel “Kocakarı,” uygulamaları ile, kırıkçı-çıkıkçı, sarmalarıyla tedâvî edilirdi. 1961 yılında Köyümüze gelen Akseki’li, Pırtıcı’nın huysuz ve kıskanç atından düşüp, sol Kolum, bilekten kırıldığında, Kırıkçı-çıkıkçı, “Deli Hasan Emmim,” ardıç kabukları ve bal mumu ile sardı, kısa zamanda iyileşmişti. Daha sonraki yıllarda, kolumdan röntgen geçtirdiğimde, kemiklerin kusursuz kaynadığını tespit ettiler. 

Kadîm Şehir Beyşehir’de, Beyşehir’in Mahallerinden, Kurucaovalı, Osman Ecevid, uzun yıllar Beyşehir’de tek hekim idi. Pratisyen hekim, fakat bakmadığı hiçbir hastalık yoktu. Başı, dişi, midesi, kalbi ağrıyan ve her türlü şikâyeti olan Dr. Osman Ecevid’e gider ve şifa bulurdular. 

Beyşehir’de tek bir Eczâhâne vardı, Akseki’li Sağır Edib’in “Şifa Eczânesi,” Dr. Osman Ecevid’in reçeteleri, ekserisi, Eczacının yaptığı ilâçlardı. Hastalar bu ilaçları alırken, Harman zamanı ödemek üzere, Veresiye defterine yazdırırdılar. 

Daha sonraki yıllar’da, Sosyal Sigortalar Kurumu, Verem Savaş Dispanserleri küçük ölçekli bir Devlet Hastahânesi gibi Sağlık Kurum’ları açıldı. Beyşehir Devlet Hastahânesi, hazindir, 1950’li yılların ortalarında, devrin Belediye reisi tarafından, devrin müftüsü’nün, “Yerin Altı Ölülere, Üstü ise Bizlere aiddir,” fetvası üzerine, tahrip edilen, yok edilen, 700 yıllık Mezarlık Sahasının üzerine inşa ettirilmişti. Yardımseverlerin gayreti ile ilâve bina ve Sağlık Meslek Lisesi yapılmış ise de, zaman içinde Hastahâne ve İlâve binalar ihtiyaca cevap veremez hale gelmişti. 

Sağlık Bakanlığı, Yeni bir hastahâne binası yaptırılmasına karar verdi. 

YENİ HASTAHÂNE BİNASI: 

Beyşehir Devlet Hastahânesi, Şehir Merkezine, Beyşehir Gölü’ne, Havza’nın Doğu-Batı, Kuzey-Güney Ufuk’larına hâkim çok geniş manzaralı bir tepeye kondurulmuştur. 

Proje çok güzel, uygulama mükemmel. Hani, Cumhurbaşkanımız’ın sık sık, iftiharla bahsettiği, “Şehir Hastahâne”lerinin küçük bir örneği, 5 yıldızlı otel konforunda bir bina... 

Sağlık Bakanlığı’nı, Proje’nin müellifi, mimarları, İnşaat Sektörü’müzün geldiği aşama dolaysiyle, nereden nereye gelindiğini göstermesi bakımından Müteahhid (Yüklenici, diyorlar) firmayı tebrik etmek lazımdır. 

Hastahâne Binası’na, Ana giriş, Ambulanslı hasta girişi, ayakta tedâvî için gelen hastaların girişi, Hemo Diyaliz girişi ve Poliklinikler girişi olmak üzere Hastahâne’ye muhtelif yerlerden girildiği için, müracaat çok da olsa, herhangi bir yığılma, izdiham söz konusu değil... 

Hastahane Binası, bodrum, alt ve üst zemin olmak üzere 2 zemin ve 5 normal kattan ibarettir. 

Bodrum’da, Bay ve Bayanlar için abdest alma yerleri, neredeyse herhangi bir köy mescidi kadar büyüklükte, minberi, mihrabı olan erkekler ve kadınlar, mescid’leri, Fizik Tedâvî Ünite’leri ve uygulama cihazları, âletleri ve tabiî ki, Morg bulunuyor. 

Alt Zemin Katta, Hasta Kayıd-Kabûl, danışma, Hasta Hakları üniteleri, ba’zı poliklinikler, evde –ikâmetinde tedâvî bürosu, Aile Hekimliği ve Sigara bıraktırma ünitesi, kalp-beyin grafileri çekim üniteleri, Görüntüleme Merkezi, İleri Tetkik üniteleri, Röntgen, Tomografi, Ultrason, memografi, Endoskopi, Kolonoskopi, Laboratuvar ve MR (Emâr) üniteleri bulunuyor. Bütün ünite’lerdeki tıbbî cihazlar son model ve son sistem cihazlardır. Tetkik ünitelerindeki görüntüler sevk’den i’tibâren, en geç bir saat içinde, MR (Emar) çekimi aynı gün veya sevkin ikinci gününde yapılabilinmekte, neticeler ise, en geç, üç gün içinde raporlanmakta ve hastalara verilmektedir. İstanbul’daki Eğitim ve Araştırma hastahânelerinde veya Tıp Fakülteleri hastahânelerinde en erken üç ay sonrasına gün verilebilindiğine göre, buradaki hastaların ne kadar şanslı oldukları ortaya çıkar. 

Üst Zemin Kata, isti’ap kapasitesi yüksek, dev asansörlerle çıkılıyor. Bu katta, kantin, kan alma ünitesi, ba’zı Poliklinikler bulunuyor. 

Normal 1.Katta, Başhekimlik, İdârî bürolar, Ameliyathâne ve Yoğun Bakım Ünite’leri mevcud... 2, 3, 4 ve 5. Katlar, servisler ve klinikler katları... 

Hastahâne 215 yataklı olup, bütün katlarda, 7 oda, tek kişilik, diğer odalar, çift kişiliktir. Her bir odanın tuvaleti, banyosu içindedir. İki kişilik odalar birer Stüdyo dâire gibi olup, her bir hastanın yemek masası, soyunma dolabı, TV ünitesi ayrıdır. 

Bu Hastâne’de yatanlar, çok şanslılar. Bir taraftan tedâvî olurlarken, bir taraftan da, güneşin doğu ufkundan doğuşunu, batı ufkundan, Beyşehir Gölü üzerinden Muhteşem batışını seyrederek geçirdikleri beher gün, onlar için, emsalsiz bir ta’til imkânı ve fırsatı oluyor. 

Neredeyse, temrûz gösterip bu Hastahâne’de bir-kaç gün yatmak isteyecektim. Hastahâne’nin Çevre Tanzimi, Beyşehir Belediyesi tarafından mükemmel yaptırılmış, Büyük Şehir’lerdeki, Hastahâne çalışanları, hastalar ve hasta yakınları için çok büyük sorun olan, Otopark sorunu burada yok. Hastahâne’nin dörtbir tarafı Otopark. Ayrıca, Beyşehir Belediyesi tarafından yaptırılmış, Hastahane’nin hemen bitişiğinde Eczâhâne’lerin ve Optikçi’lerin topluca yer aldığı, bir blok var. Bu Blok’un üst katında Beyşehir Belediyesi’nin ve bir hayırsever hanımefendinin katkılarıyla, hasta yakınlarının ve refakatçılarının kalabilecekleri bir misâfirhâne yaptırılmıştır. 

Beyşehir Devlet Hastahânesi, konumu, projesi, uygulaması, Tıbbî Teçhizat ve işleyişi bakımından mükemmel’in de ötesinde şâhâne... 

Camii’ler, dünya’nın en mükemmel Tezyînatı ile müzeyyen olsalar, Mektepler, çok mükemmel inşâ ettirilmiş olsalar, cemaati yoksa, öğretmen ve öğrencisi yoksa tam birer harabedirler. 

Hastahâne Binası, araç ve gereçler, Tıbbî Teçhizat ne kadar mükemmel ve şâhâne ise de, kâfi miktarda, uzman hekim yoksa, o hastahâne hastalar için birer harabedirler. 

Beyşehir Devlet Hastahanesinde tam bir gün geçirdim. Kurban Bayramı ta’tilinin ertesi günü, 27 Ağustos 2018 Pazartesi günüydü. 

Hasta’lar, Sağlık Bakanlığı’nın, 182 Numarasından randevu alarak veya Sabah’ın erken saatlerinde, 00:08’de açılan Kioks’lardan sıra numarası alarak, Polikliniklerde muayene sırasına giriyorlar, Benim gözlediğim, yan yana, Ortopedi ve Fizik Tedâvî ve Rehabilitasyon Polikliniklerinin önünde çok kalabalık hasta grubu bekleşiyorlardı. 

Randevu alanlar, numara alanlar, tetkik neticesini göstermek isteyenler. Öğrendiğime göre, Fizik Tedâvî Uzmanı hekim, Ortopedi uzmanlarından birisi, Konya’dan Konya, Eğitim ve Araştırma’dan gelmişlerdi. Öğle yemeğine bile çıkmadan, muayene ettiler, tetkik raporlarını incelediler, tetkike, ileri tetkike sevk ettiler, reçete yazdılar. 

Akşama doğru saat 16,30.17 civarında, Ortopedi Polikliniklerinde 150’den fazla, Fizik Tedâvî Polikliniğinde de 100’den fazla hasta muayene edilmiş, tetkike sevk edilmiş veya reçete yazılmıştı. Öğrendiğime göre, aynı gün, Dahiliye Polikliniklerinden, 300 civarında hasta muayene edilmişti. 

Büyük şehir’lerde, en fazla 20 hasta muayene eden hekimlerin afra-tafrasından geçilmez. 

Sabah 00.08’de sıraya girip ortalama, 4 saat, 8 saat bekleyen bu hastalara da yazık, bu kadar hastayı muayene etmek zorunda kalan hekimlere de yazık... 

Hastahâne’nin Başhekimi, Uzman Dr. Kardiyolog, Sıtkı Küçükbuzcu genç ve dinamik  bir Hekim. Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesinden me’zun, İhtisasını İstanbul-Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlamış, İdârî vazifelerinin yanında haftanın iki günü, İhtisas dalında kalp hastalarına Poliklinik yapmaktadır. 

Genç ve dinamik Başhekim, Yardımcıları ve Hastahane’nin diğer Uzm. Hekimleri canla-başla, mesâî mefhumu tanımadan, “Halka Hizmet, Hakk’a hizmettir,” düsturu ile çalışmaktadırlar. Ne var ki, ba’zı branşlarda, iki, ba’zı branşlarda tek uzman hekim varsa da ba’zı branşlarda hiç uzman hekim bulunmuyor. Branş’ında tek bir uzman hekim, izinli veya raporlu olduğunda, o branşın da uzman hekimi yoktur, demektir. 

Sağlık Bakanlığı, bilhassa hemşehirli’miz, Muhterem, Sağlık Bakanı, Beyşehir Devlet Hastahânesini, beş-altı bin nüfuslu herhangi bir ilçe hastahânesi gibi görmemelidirler. Beyşehir’in nüfusu, Merkez ve taşra mahalleleriyle birlikte takribî, 75 bin’dir. Hastahâne’ye müracaat sadece bu nüfusla sınırlı değildir. Hasta profiline bakıldığında, Beyşehir Hinderlandındaki, Derebucak, Hüyük İlçe’lerinden, hatta, komşu ilçeler, Derbend, Doğanhisar, Ilgın, Isparta’nın İlçesi, Yenişarbâdem, Akseki’nin, Cevizli, Cevizli Mahallesine yakın ba’zı mahalle’lerden hastaların bile Beyşehir Devlet Hastahânesine müracaat ettikleri görülmüştür. 

Bu bakımdan, Beyşehir Devlet Hastahânesi, bir Bölge Hastahânesi mesabesindedir. 

Bütün branşlarda, yeteri kadar uzman hekim ta’yin edilmeyecekseydi, Beyşehir Devlet Hastahânesi, eskiden olduğu gibi, Konya’ya, hasta sevki için birinci basamak bir hastahâne olarak kullanılacak iseydi, yeni bir hastahâne yapmaya hiç gerek yoktu. Mevcud hastahâne bu hizmet için yeterliydi. 

Mart 2018’den beridir, hasta kabul etmekte olan Hastahâne’nin bunca zaman geçmiş olmasına rağmen, henüz, resmî açılışı yapılmamıştır. 

Pratikten gelen, Muhterem, Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, her ne kadar, Konya’mızın ve Konyamız İlçe’lerinin bu gibi mes’ele’leriyle hiç alakadar olmayan, Konya Milletvekilleri, hiç vakit geçirmeden, Hastahâne’nin resmî açılışını yapınız, açılışta, hamâsî kuru gürültü, boş nutuklar yerine, her branş’ta, en az, iki uzman hekim veya daha fazlası, yardımcı Sağlık elemanı ve eksik kadro ile çalışan, idârî kadrolara, takviye elemanlar ta’yin ediniz, ettiriniz. 

İftiharla ve büyük bir memnûniyyetle ifade edelim ki, eski devirlerde, mahrûmiyyet Bölgesi olarak vasıflandırılan, 5-10 nüfuslu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu İlçeleri hastahânelerinde bile, her branş’ta, bir veya birden fazla uzman hekim istihdam edilirken, yaklaşık 100 bin ve daha fazla nüfusu hizmet veren, bu Kadîm Şehir, Beyşehir Devlet Hastahâne’sinde her branş’ta bir veya birden fazla uzman hekim bulunmaması, Konya Milletvekilleri başta olmak üzere, hepimizin ayıbıdır... 

Diğer taraftan, neredeyse, Hastahâne yatak sayısının iki katı kadar, “Evde Hasta Tedâvisi”, “ikâmetinde hastalara tedâvî ve sağlık hizmeti,” verilmektedir. Sadece bu hizmet bile, Beyşehir Devlet Hastahane’sinin Uzman Hekim ihtiyacının ne kadar mübrem hale geldiğini gösterir...