Yazımın başlığını ‘Uyanan Türkiye’den Aydınlık Yarınlara’  şeklinde  ifade etmeyi  çok isterdim. Ama burası Türkiye’dir ve bir gün sonrasını kestirmek mümkün değildir!   

Sevgili okurlarım  can dostlarım  uzun zamandır  ne hikmetse başarılı olamadığımız  bir seçimi kazandık!. Seçimle birlikte ümitlerimiz yeşerdi, heyecanımız  tavan yaptı.    Yurdumuza ve insanımıza güzellikler  getirsin demeyi de çok isterdim. Seçimlerin gereksiz yere iptali  ve tekrarı ile birlikte yazılan çizilenler, akıl dışı verilen beyanlar iyimser düşüncelerimi yerle yeksan etti!   

Neden mi?  

05 Temmuz 2019 günü  Sözcü gazetesinden Emin Çölaşan’ın “ İktidara belediye mektubu”  başlıklı yazısını okuyunca ışık hızıyla yaklaşan  tehlikelere kilitlendim. Ama ümidimi  yitirmedim. Türk halkının yaşatılan tüm kötümserliklerin, çaresizliklerin üstesinden geleceğine inancım tamdır zira artık uyanmıştır ülkem insanı!..

 E.Çölaşan’ın yazısının tamamı  linktedir.  https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/emin-colasan/iktidara-belediye-mektubu-5214530/ 

AKP İktidarının  “Tüm yurtta kaybettiğimiz   il ve ilçe belediye başkanlıklarını  çalıştırmayacağız!” şeklindeki  direktifini yazar  Çölaşan  mealen  yukarıdaki yazısına taşıyınca bu yazımı kaleme alma ihtiyacını hissettim.  

Son görüşmelerle  küresel emperyalistlerin desteğini aldığı anlaşılan  İktidarın bu  beyanı;  yaklaşan tehlikeyi işaret etmesi bakımından  dikkate değerdir. . Felaket tellallığı yapmak istemem ancak “görünen köy kılavuz istemez” ata sözünden  hareketle,  gelişen olayları sükunetle  ve heyecana kapılmadan  çözmek  diplomasinin vazgeçilmezi olmalıdır. 

Ben de bu konuda  düşüncelerimi, bilgilerimi edindiğim tecrübelerimle bütünleştirerek   siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.   

Biliyorsunuz Türk halkı  futbol tutkunudur,  liderini futbolcu geçmişinin oluşu  nedeniyle  ‘baş tacı!’ yapmış, ufak tefek hatalarını sineye çekmiş  ve susmuştur!. Sesini davudi  bulmuş  mırıldandığında keyfe gelmiş  ve  tercihini  bazı olumsuz icraatlara  sessiz kalarak göstermiştir! 

Kısacası,  liderin boylu poslu oluşuna,  hitabet gücüne,  çalışkanlığına  hayran olan bu kitle  yapılan hataları hoşgörüyle karşılamıştır.   

‘ Özellikle Türk halkının hoşgörüsü de bir yere kadardır!..’ 

 17 yıl sonra bir ilk yaşanmıştır canım ülkemde!  Nedir bu ilk?!  Halkın çoğunluğunun dayatmalara karşı  sabrının taştığını,  uyandığını ve tepki vermekte kararlı olduğunu   gösteren bir  şahlanıştır. Önemsenmelidir ve göz ardı edilmemelidir. 

Binlerce insanı  yetiştirmiş bir asker olarak Türk halkı hakkında  bazı  bilgi ve tecrübelerimin olduğunu  okurlarımın takdirlerine  bırakıyorum. Bu halk bir uyanırsa tutabilene aşk olsun.  Bıçak kemiğe dayandığında göğe çıkardığını anında siler atar. Bilinmeli ve  unutulmamalıdır. 

“Türk halkının ezelden beri aşırı baskıya, dayatmaya  tahammülü yoktur..” 

Aynı zamanda Türk milleti (Asker) ölümü göze alan güçtür ve  tarih boyu  bu hasletine bağlı kalarak  düşmanların  korkulu rüyası olmuş, olmaya da devam edeceğinden zerre kadar şüphem  yoktur. Şekilde görüldüğü gibi… 

 .  

Türk askeri için ‘bitmiştir, tükenmiştir ’ yakıştırmasını yapanlar  büyük  bir yanılgı içersindedir!  Tarih,  okumayan, bilmeyen ve günü yaşayanlar  için  tekerrür ediyor inanın bana!..

Esasen Türk’ü hiçe sayan zavallılar bitmiştir, tükenmiştir!. Türk’ün  Asırlarca Ayakta Dimdik Kalmasına Vesile Olan  Kutsal Mehmetçik Ruhu’nu  Hiçbir Güç Ve  Hiçbir Zaman Yok Etmeyi Başaramayacaktır,  kapatılan  kutsal ocaklardan  (Harp okullarından, askeri liselerden vb.)  BİR  Atatürk gider BİN  Atatürk gelir, Bu Da Böyle Biline!

 Bu ülkeyi yönetmeye soyunanlara tavsiyem;  beyinlere ve yüreklere  kazınmış vecibelerimizi  örf ve adetlerimizi  yok etmeyi akıllarına bile getirmesinler.  Bu  ülkenin değerlerini umursamayanlar  birde sapkınlık  içerisine düşerlerse karşılarında  her daim aşılması mümkün olmayan  kalelerle karşılaşacaktır!

                                                      ***

Halkın  titreyip kendine gelmesine  vesile olan  bu yılki  seçimlere dönecek olursak ; mesnetsiz gerekçelerle seçimi iptal etmek   abesle iştigal  etmek değildir de nedir!?.

 ‘Ülkemde  İktidar ve Muhalefet’ hakkında yazdıklarımın daha mürekkebi kurumadı. Kaleme aldıklarım Türkiye  ve Kuzey Kıbrıs’taki  gazetelerin internet sayfalarından  okunabilir. 

Benim anladığım Türkiye’de  İktidar ve  Muhalefet ;  küresel gücün istediği kadar İktidar ve muhalefettir. Bozuk/köhnemiş   sistemler ( partiler yasası, seçim sistemi vb)  akıl süzgecinden geçirilip  ülke yararını gözetircesine değiştirilmedikçe iktidar ve muhalefet konusunda  benim fikrim/hakikatlerim  değişmeyecektir. 

O nedenle sakın ola CHP ve benzeri muhalefetçikler  aydınlık  yüzü solmuş Türkiye’nin  yeniden küllerinden doğmasından  ve   ışıklı yarınlara yelken açmasından  kendilerine paye çıkarmasınlar.  Bu halka layık olmak istiyorlarsa eğer  önce kendilerine çekidüzen versinler…

  Biliyorsunuz benim  durmadan dile getirdiğim  “Askerlikte vatani görev süresi ölene kadardır”,  şeklinde bir temel inanç ve düşüncem vardır. Bu düşüncemden Allah beni saptırmasın, diliyorum. 

SONUÇ OLARAK; 

Allah Türk Ulusuna: Her türlü çarpık sistemi  akılcı yollarla düzenleyeceği, Cesareti versin. 

Allah Türk Ulusuna  değiştiremeyeceği hususlar  için  peygamber Sabrı  versin. 

Allah Türk Ulusuna her iki menkıbenin  arasındaki farkı bilecek kadar AKIL versin. 

Allah Türk Ulusunu , yalan/dolandan koruyacak, koşarken değil düşerken yanında olacak   DOSTLAR nasip etsin.AMİN!....