Bir gün bir kedi, bir köpek ve bir kuşun yolları bir kavşakta kesişmiş. Kuş hemen öne çıkıp sorgulamaya başlamış kedi ve köpeği;

“Yolculuk nereye, çocuklar?”

Köpek hemen konuşmaya atılmış;

“Benim yolculuklarımın varış noktaları, hep baştan bellidir” demiş, “bir özel kemiğin peşinde, üst düzey bir görevdeyim. Yakındır onu bulurum, yenisine doğru ilerlerim. Başarı ilerlemektir.”

“Ne mutlu” demiş kuş, sonra sessizce duran kediye bakmış;

“Senin yolculuğun nereye, kedicik?”

“Benim çizili bir rotam yok” demiş kedi, “Ben sokakları koklarım, nereye çıkması gerekiyorsa oraya çıkar yollar.”

Kahkahalarla gülmüşler bu yanıta kuş ve köpek. Kuş yine atılmış;

“Hedefsiz, beyhude bir hayat! ayrıca çok tehlikeli.’ demiş;

 “Ya dostane olmayan, vahşi hayvanlara çıkarsa yolların? Ayrıca bu tarz bir hayatla anca yapayalnız kalırsın.”

“Olması gereken olur” demiş kedi;

“Bundan kaçmamayı öğretti bana tecrübelerim, aşılması gereken aşılır, takıldığım yerde derslerimi alır ilerlemeye ömrüm yettikçe devam ederim.”

Yine gülmüş kuş;

“Müsait olduğunda gel de sana kendini ve yolunu bulman için yardım edeyim” demiş, Soran olmasa da aldırmadan devam etmiş kendi yolculuğunu anlatmaya;

“Uzun zamanlar oldu” demiş “ben kendimi bulup aşalı, yürüdüm bitti yollar, tamamım şimdi. Özel yetenekler edindim, böylelikle kimselerde olmayan. Herkese yardım edebilirim artık, yollarda yolcuları arıyorum bunun için. Sanlısınız, buldum sizi.”

Uzaklardan bir yerlerden sahip bir kemik fırlatmış, havada uçuşan kemiği gören köpek;

“İşte, hayatın amacı bu” diyerek koşuşmaya başlamış, mutlu çok mutlu ve kendini bu amaçsız yaratıkların yanından uzaklaşırken özel hissederek.

Kuş, hitap ettiği kitlesi azalınca burulmuş sonra seslenmiş kediye doğru dönerek;

“İster misin öğreteyim bu özel yeteneklerimden, sana?”

Kedi, sevgiyle bakmış kuşun gözlerine;

“Vakit benim için yol alma vakti yoldaş, iyi bak kendine.”

Kuş, burun kıvırmış elindeki kısmetin farkına varamayan kediye ve yoluna yürüyerek devam etmiş. 

Kuşun dimdik gururlu yürüyüşünü, köpeğin uzaktan görülen mutluluk sıçrayışlarını gözlemlemiş, onlara tanıklık etmiş kedi;

“Vakti gelince kuş uçmayı hatırlar, köpek özgürlüğüne kavuşur” diye düşünüp dua etmiş, sonra kendine yoğunlaşmış;

“Şimdi, benim için neyin vakti?”

*     *     *

Kıssadan hisse;

Kendi ışığında ya da cehaletin mutluluğunda sarhoş olmadan, hayatımızın sorumluluğunu sonradan suçlayabileceğimiz başka birilerinin ellerine teslim etmeden, derinlere çok derinlere bağlanıp sizce sizin için, hayatınızın bu döneminde, neyin vakti?