İnsanı  anlamak, eğitmek  ve  maksada uygun  değerlendirmek   üstün bir bilgi, beceri, deneyim ve ustalık gerektirir. Kısacası zor zanaattır insanı yönetmek!  Bu nedenledir ki, 31 yıllık askerlik hizmetinde   üzerime nüfus eden bazı  ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklarla  barışık  yaşamak durumunda kaldım.  

 Bu rahatsızlıklar; askerlik yapmak maksadıyla çeşitli  nitelik  ve kültürden  gelen Türk   vatandaşın  (!) (sapık, esrarkeş, hırsız, cani vb. )  çürük raporu almamak kaydıyla  bir potada yoğrulması esnasında  bedenime yerleşmiştir.  Bu gün dahi  bedenimden ve ruhumdan  bir türlü çıkaramadığım  bu hastalıklar aynı zamanda benim Şeref Madalyalarım olmuştur!.

Şimdi ana konumuza dönebiliriz artık.   

09 Aralık 2019  Pazartesi günü  MHP Aydın İl Başkanı  Burak Pehlivan’ın   İyi partili İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya üzerinden asker ailelerine   yaptığı seviyesiz  yakıştırma   iki  gün evvel  ileti adresime  düştü.  Beynimden vurulmuşa döndüm , sinirlerim  zıpladı yine! 

 Burak Pehlivan hakaretamiz sözleriyle bir çuval inciri berbat ederken, bakınız utanmadan ve sıkılmadan asker ailelerini yüreklerinden  hançerleyen nasıl bir yakıştırma  yapıyor!  

"Kendisinin seçimlerde bir takım açıklamaları vardı. 'Satmayacağız, sattırmayacağız, yok satıldı, o oldu, bu oldu' gibi konuşuyor. Geldiği günden beri maşallah ‘Asker Karısı’ gibi ağlıyor. Devamlı bir serzeniş içerisinde"

 Türk askerini ve yakınlarını incitmeye utanmıyor musun be adam!? Kendi ayağına ateş edenler olarak  ne yaparsanız yapın  ‘O kutsal kurumu’ gözden ve gönüllerden düşüremeyeceğinizi  hala anlayamadınız mı?  Ergenekon , Balyoz vb. sözde suçlamalarla    haksız yere tutuklananların tamamı suçsuz bulundu ve aklandılar! Nedir  başarılarıyla tarihimizi onurlandıran ve önümüzü aydınlatan  bu güzide kurumdan  ve onların başarılarında  önemli katkıları olan  asker ailelerinden  alıp veremediğiniz!  

Hakaretamiz ifadelerinizle  dış düşmanlara  bile  akıl tutulması yaşatmakta, adeta  masa başında savaş kazanmalarına imkan vermektesiniz. Düşmanla savaşacak olan askeri gücümüzü  yıpratmanın  düşmanın ekmeğine yağ sürmek olduğunu nasıl bilmezden gelebiliyorsunuz?!. 

Zaten birkaç yıldır   asker ve yakınlarına  hakaret etmek  pirim yapar hale geldi bu ülkede!.. Kimden güç alarak  silahlı kuvvetlere ve yakınlarına insafsızca yüklenebiliyorsunuz?!

Bundan  yaklaşık  6 yıl önce aynı suçu bilerek ve isteyerek  Nilgün Belgün  işlemiş ve  tarafımdan uyarılmıştı. O zamanlar henüz  gazetelerde yazılarımı paylaşama imkanım yoktu.  Şükürler olsun ki   bu gün  geniş kitlelere, yaptığınız çirkinlikleri  anlatabilme imkan ve kabiliyetindeyim. 

Dolayısıyla yukarıda  adı geçen  kişiler olarak askerlerimize  ve ailelerine çirkin yakıştırmayı yapanlar  beni iyi dinleyiniz!. 

Sizlere çok önemli mesajlarım olacaktır. 

Çok çabuk unutan topluma dönüştürüldüğümüz için  altı yıl  önce Nilgün Belgün’e  yaptığım uyarıyı noktasına virgülüne dokunmadan  okurlarımla  paylaşıyorum.

                                                        ****

NİLGÜN  BELGÜN HANIM SİZDE Mİ? YAZIKLAR OLSUN! ADINIZA ÇOK ÜZGÜNÜM![email protected]

“Nilgün Belgün hanım,  dün ( 20 Mayıs 2013) TV.-8’in “aramızda kalsın” programında asker eşlerine, bir bayana  hiç yakışmayacak şekilde  hakaret içeren talihsiz ifade kullandınız. Bu bilinçli söyleminizle  insanları sukutu hayale uğrattığınız.   Bu seviyesiz yaklaşımınızı , askere  sevgisi her geçen gün artan  duyarlı insanlarla paylaşacağım. Bu çirkin ve bir o kadar da aşağılayıcı söyleminizi paylaştıktan sonra  halkımız size  hak ettiğiniz  notu verecektir

Sadede gelirsek,TV.-8 de “aramızda kalsın” fırsat buldukça takip edenlerdenim..Neden mi? Programın; kendisine çok güven duyduğum  dobra , dürüst  ve  hata  yapanı anında  ikaz edebilecek vasıfta olduğunu bildiğim Sacit Aslan beyin denetiminde  olmasındandır

Unutmamak gerekir ki, yaşam;  seri ve fakat  afaki  konuşan insanların bir çuval inciri  berbat ettiğine  dair örneklerle doludur. Ancak bu gün  (21 Mayıs 2013)sizi  çok yakından tanıdığını beyan eden Sacit Aslan beyin hakkınızda dile getirdiklerini  dikkate alırsak ( benim bildiğim Nilgün Belgün hanım, bilmeden ve düşünmeden konuşmaz!) sizin  asker yakınlarına  bilerek ve isteyerek yüklendiğinizi rahatlıkla söyleyebilirim. Yani demek istiyorum ki, bir yerlerden destek görmeden bu tarz hakaretamiz  beyanlarda bulunmak her baba  yiğidin harcı olamaz

İğrenç   benzetmelerinizden  incinen mağdur asker ve yakınlarının aşağıda açıklamaya çalıştığım  sessiz çığlıklarını duyunca umarım  bir kadın olarak utanırsınız ve  yüzünüz kızarır!

Kadın olarak  kullandığınız ifade aynen şöyle: 

“Ben bu yaşıma rağmen çalışmaya devam ediyorum, Albay karıları gibi yan gelip yatmıyorum.” 

Küçümsediğiniz , adeta alay konusu yaptığınız asker eşlerini şimdi öğrenecek ve haddinizi bileceksiniz hanımefendi!..

                                                                       ****

Öncelikle biliniz ki, Türkiye Cumhuriyet’inde asker  ve asker  eşi  olmak en kutsal görevi yerine getirmek demektir. Yaşanmadan elde edilecek bir haslet değildir albay karısı  ve yakını olmak..

O beğenmediğiniz ve neler yaşadıklarını , ne badireler atlattıklarını   bilmediğiniz  eşlerimizin  ve yakınlarının memleketi ,Türkiye Cumhuriyetinin  her  köşesidir.

Türkiye’nin en ücra köşelerinde hayatı idame ettirmek, mahrumiyeti yaşamak, geriden gelenlere  ilkelliği  yaşatmamanın  yollarını tespit etmek ve hayata geçirmek  için  askere destek vermektir asker  eşi ve yakını   olmak.

Mesleğimiz; vatan sevgisinin  aileden ön planda tutulduğunu,   baba hasretiyle büyüyen çocuklarımızın  babalık görevlerinin de  o  hakaret ettiğiniz  eşlerimiz tarafından yerine getirildiğini , sakın unutmayınız !

Sizler büyük şehirlerde eksiksiz öğretmenlerle  mükemmel  tedrisat görürken ,  utanmadan  alay konusu yaptığınız  eşlerimizin,  derme çatma okullarda öğretmen yokluğunda  öğretmenlik yaptığını bilir misiniz?..

Türk silahlı kuvvetlerinde albay olmak kolay mıdır,  hanımefendi?

Hele ki albay eşi olmak var ya; sizin küçümser yaklaşımınızı  ezer  geçer. O nedenle haddinizi bileceksiniz (!)  bilmem anlatabildim mi?  O  aşağıladığınız asker eşleri;  tıpkı istiklal savaşında  Halide Edip Adıvar (Halide Onbaşı) gibi cansiperane mücadele verenlerdir..

Siz bilir misiniz , iki tayinin  bir yangın olduğunu ? Albay olana kadar en az on tayin gören  bir asker  eşinin ailesine verdiği katkıyı siz tahayyül bile edemezsiniz!. 

 İki evladımla birlikte emrime verilmiş 1700 asker benim öz evladım olmuştur.   Sıklıkla  gördüğümüz tayinler  nedeniyle  kızımın annesine  serzenişini  bilmek istersiniz!  

Bakın  ne  diyor sevgili kızım yıllar evvel :

“Anne,ben burada yeni arkadaşlar edindim.  Okulumu,öğretmenlerimi  çok seviyorum. Yoksa  yine tayinimiz mi çıkacak?”

Bendeniz  ancak emekli olduğum 1999 yılından sonra duymuştum eşimin benden saklamaya çalıştığı  kızımın sessiz çığlığını

Yine  devlet memurlarının terör nedeniyle gitmekten çekindiği, öğrenim seviyesi itibarıyla  lisenin (!)  dahi bulunmadığı,Türkiye’nin en ücra köşelerinde  biz askerler görev yaparken, kızım,   lise tahsili için İstanbul’da okumak durumunda kalınca , bizlerin anne ve babaları olarak hangi ruh halini yaşadığımızı düşünebiliyor musun? Ancak mektuplaşarak irtibat kurabildiğim  kızım, mektubunun bir yerinde:

“ Canım babam, terör belasının yüksek yoğunlukta yaşandığı bir dönemde , hayatı idame ettirme güçlükleri nedeniyle insanların  istifa edip gitmediği,  yoğun savaşların verildiği bölgeye hiç tereddüt etmeden gittin. Bu nedenle seninle iftihar ediyorum.

Bende burada anne ve baba hasreti çekmek pahasına da olsa ,sizleri mahcup etmeden var gücümle çalışıp başarılı olacağımın sözünü veriyorum”  ifadesi beni ve sizin küçümsediğiniz  eşimi hayata bağlamakla kalmamış, aynı zamanda  var olan gücümüze  güç katmıştır.

Tarif etmeye çalıştığım böylesine ürpertici ortamda, bizleri ayakta tutan ve verilen savaşta başarılı olmamızı sağlayan,ne paradır ne de pul!  Başarılarımızı olumlu yönde etkileyen tek şey!!ruhumuzu okşayan bir çift sözdür söz!  

ANLADINIZ MI!? 

Sarf ettiğiniz hakaretamiz  ifadeye  bu  sözler umarım  tokat gibi  cevap olmuştur.

Saygılarımızı kazanmanız dileğiyle..