Batı: biz Roma’yız siz kölesiniz, diyor.

ATİLLA İLHAN

Akşam annemle Tv haberlerini izliyoruz. “Trump’un İran ile yapılan antlaşmayı iptal ettiği haberini izledik.” Annemin kulakları fazla işitmiyor. Ne dedi bu adam, diye bana sordu. Dedim ki: Amerika İran’la yaptığı anlaşmayı iptal etmiş… Annem; “Kancık adam kancıktır, kalleş adama kalleştir, dedi. Trump’un yüzüne daha dikkatli baktı. Zaten, adamın suratı karı suratına benziyor.” (Hanımları tenzih ederim. Bu bir tabirdir.)

Halk profesörlerinin düşüncesi böyle…

ABD Başkanı Trump daha seçim konuşmaları döneminde, anlaşmadan dönmeyi vadetmiş ve selefi Obama'yı anlaşmayı imzaladığı için sık sık eleştirmişti. ABD'nin önceki başkanı Barack Obama döneminde imzalanan anlaşmayla, İran'ın uranyum zenginleştirme programının 2025'e kadar ertelenmesi kararı alınmıştı.

Trump yaptığı basın toplantısında şunları söyledi: İran'ın nükleer silah üretmeye devam ettiğini, "Nükleer anlaşmadan çekildiğimizi açıklıyorum. " İran'ın terör örgütlerine destek verdiğini, anlaşmanın İran'ın uranyumu zenginleştirmesini sağladığını belirttikten sonra; Bu anlaşmanın utanç verici, tek taraflı korkunç bir anlaşma olduğunu söyleyen Trump, "Nükleer anlaşmaya izin verirsem Ortadoğu'da silahlanma yaşanacak"

İran terör örgütlerine destek vermektedir. İran terörün devlet sponsorudur. İran, Hizbullah, Hamas, Taliban ve El Kaide'nin destekçisidir... Bu anlaşma İran'ın bölgedeki amaçlarını engellemedi. İran'ın nükleer bombasını bu kokuşmuş anlaşmayla önleyemeyiz. İran'la yapılan anlaşmadan çekiliyorum. 2015'te askıya alınan İran yaptırımları yeniden uygulanacak.

Trump’un bu hareketi batının klasik ikiyüzlülüğünü, kaypaklığını tekrar ortaya çıkarttı.  Tony Blair, Clinton gibi iki ilkesiz, ikiyüzlü siyasetçilerin durumunu biliyoruz. Hatırlanacağı üzere BM Genel Kurulu’nda Rusya Devlet Başkanı Yeltsin verdiği sözü yerine getirmeyen, Clinton’a küfretmiş, “o…çocuğu” demiştir. Batının güvenilmezliğini biz yakın tarihimizden, tekrar tekrar aldatılmış olduğumuz antlaşmalardan biliyoruz. Mondoras Mütarekesi’ni imzalayan delegemiz Rauf ORBAY’a İngiliz Akdeniz filosu komutanı Amiral Calthorpe gerekçesiz hiç bir yerin işgal edilmeyeceği sözünü vermiş, Osmanlı sınırlarının ateşkes sınırları olduğunu teyit etmiş, Londra’ya gidince böyle bir söz vermedim diyerek inkâr etmiştir. 

Aynı şey yakın zamanda Yunanistan’ın NATO’ya dönüşü meselesinde de yaşandı. Carter, Rogers için diyordu ki; “Bu iş General Rogers sayesinde oldu... Sayın Evren ile yakın dost idiler. Yıllarca uğraşıp, vaatlerle demokratik hükümetlere yaptıramamıştık. 1980 hareketi olmasaydı bu mümkün olmazdı. ”Hiçbir şey almadan, hiçbir şey vermeden Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne onay verildi.”

ABD; USS Halyburton ve USS Thach adlı iki firkateyni “Türkiye’ye vermek” istiyor... Hem de “bedava!” Bu “jest”e karşılık, Türkiye’den bir talepleri vardır... Derler ki; “NATO’daki İsrail vetosunu kaldırın!” Ve kaldırıldı. Burada hiç olmazsa bir şey alındı. Almadan verdiğimiz, kandırıldığımız o kadar olay var ki?

Gelelim Trump’un antlaşmayı yürürlükten kaldırmak için ileri sürdüğü gerekçelere; bu antlaşma utanç verici ve tek taraflı sözü: Bu ifadeye bakınca sanki İran ABD’yi sıkıştırmış, ben nükleer silah yapmaktan vazgeçiyorum, sen de ambargodan vazgeç, gel anlaşalım demiş. Amerika’yı zorlamış(!) Bu antlaşma yapılıyorken zaten İran’a yönelik ambargo devam ediyordu. İran’da bildiğini yapıyordu. Kendileri İran’a dediler ki gel nükleer çalışmalarını denetleyelim, kademeli olarak ambargoyu kaldıralım. Amerika 5+1 denilen ülkeleri başına topladı, İran’a antlaşmayı zorla kabul ettirdiler. Aksine antlaşma tek taraflı değil çok taraflı…

Amerika, nükleer şantajla rehin alınmayacak. Amerikan şehirlerinin yıkımla tehdit edilmesine izin vermeyeceğiz ve 'Amerika'ya ölüm' sloganı olan bir rejimin dünyadaki en ölümcül silahlara erişebilmesine izin vermeyeceğiz"

Trump bunları söylerken K.Kore üzerinden G. Kore ve Japonya’yı tehdit ettiğini, İran üzerinden Ortadoğu ülkelerini tehdit ederek S.Arabistan, Kuveyt, BAE, Mısır, Yemen ve Irak’a toplam bir trilyon dolar değerinde silah satış antlaşmaları imzalattırdığını unutuyor. Ortadoğu’da silahlanma yarışını başlatanın kendileri olduğunu görmezlikten geliyor.

ABD, bu antlaşmayı yürürlükten kaldırırken ne söyleyeceğini, hangi gerekçeleri uyduracağını şaşırmıştır. İpe sapa gelmez gerekçeler ileri sürerek, ABD’nin küresel meşruiyetini, güvenirliliğini zaafa uğratmıştır. Nitekim İran’ın dini lideri Hamaney, "Trump sen hata yaptın. Trump'ın konuşmasında 10'dan fazla yalan vardı. Konuşması aptalca ve üstünkörüydü" diyerek alaya almıştır.

Konuya devam edeceğiz.