SEVGÜL EROĞLU

İSTANBUL

Bedesten’de Blues…Kültür Park’da Rock 

Müzede Napolitenler…

ResimAtölyeleri…

Resim Seramik Sergileri…Hint Dansları…

Limanda Tiyatrolar…Konserler…Operalar…

Müsabakalar…Paneller… 

Festivalin kültür sanat havasıyla tarihi Beyoğlu’na taş çıkartan günlerinde Amasra’nın eğitimci ve turizmci olduğu her vurgusunda hissedilen, karizmatik bir başkanla sohbet oldukça keyifliydi.

Yaz dönemi yoğun bir festival programınız var. Bu arada söyleşi talebime olan olumlu cevabınız ve davetiniz için müteşekkirim. 

-Yoğunluk …Festival… demişken sohbete böyle bir giriş yapsak? Sayın Başkan, bu kıpır kıpır girişim nasıl gelişti ve niçin eylül ayında?

Kültür- Sanat Festivali… Çok zengin bir çeriği var. ‘Şehir Festivali’ bu tarihlerde başlayan ilk festival… Özellikle Amasra’da turizm temmuz ağustosta  pik yapar, yoğun bir ziyaretçi ağırlarız. Bu tarihlerde kentteki kalabalığı artıran, yaşam kalitesini düşüren işler çok anlamlı değil, bir iki gün olabilir  ama hedefimizde  bir şehir festivalinin uzun soluklu olması vardı ve eylüle kaydırdık. Oldukça da verimli gidiyor. Ben eğitimci kimliğimle şunu da söyleyeyim ki; Başka bir hayat da mümkün. Kentin hayatının içine sinema girdi, tiyatro girdi, opera , blues girdi. Kültürel mirasımızı ıskalamayalım istedik. Tarih, kültür, sanat somut olmayan mirasımız. Çocuklarımız yetişiyor bu başlıklarla onlara verdiğimiz vizyon çok önemli. Tek çabamız para kazanmak olmamalı. Tarihimizi yıpratmadan, kültürü duyarak yaşatmak. Amasra öyle sıradan bir yer değil entellektüel kapasitesi ile Türkiye ortalaması üstünde bir kenttir. İnsanların algısı da  birikimi de zengindir. Biz bu değerleri  aktarmak durumundayız. 

-Rahmetli Barış Akarsu bu toprakların çocuğu isim yapmış bir müzisyendi. Trajik hikayesini babası ile tanıştığımda bir kez daha hatırladım. Adını da orada yaşattığınız kültür parkta bir heykeli var. Gençlerin altında coşkuyla gitar çalıp şarkı söylediğini gördüm. Bu konuda başka ne söylersiniz?

Filmi çekildi.18 kasımda gösterime girecek. Film İstanbul’da çekilmesi planlanıyordu, belediyemizin mali durumu iyi olmamakla birlikte kent içindeki en büyük sponsoru biz olduk. Ve burada çekilmesini sağladık. Bu bir eleştri konusuda olabilir. Oraya ayırdığın kaynakla 50 işcinin maaşını verebilirdin

- Hadi biraz kendinizi anlatın bize… Amasra sevdanız, başkanlığa uzanan yolculuğunuz nasıl başladı?

‘Çankırı Ilgaz doğumluyum. Büyüme yerim ise İstanbul… 

Amasra hikayem 23 yıl önce  başladı. Eş adayının- o zaman aynı yerde  görev yapıyorduk- tayini buraya çıktı. İstanbul’da yaşama planları yapıyorduk. O’nu da alıp geri dönmek üzere onu ziyarete geldim. Ancak Amasra’yı görünce büyülendim, birlikte büyük şehir İstanbul’un kahrını çektiğimiz yeter dedik. Amasra’ya ilk gelişim 1999, 2001 den beri buradayım. Öğretmen olarak gelişim ise 2021, 2014 yılında da bana dönük aday olmam yönünde bir basınç vardı. ‘Biz zaten memlekete hizmetimizi yapıyoruz’ dedim. Hem öğretmen olarak hem çevreci, demokrat, emekten yana bir insan olarak açıkçası bana dokunmayın demiştim. Zaten hep çevre emek demokrasi mücadelelerinin yanında ve önünde olduk.   

2019 öncesi yaşanan siyasi, termik gibi travmalarımız vardı. 2019 seçimin öncesi aday adayı olmam konusunda tekrar başlayan bir basınç olunca artık kaçmayalım. Biz yola çıkalım da olur olmaz dedik. Bugün buradayız. Kentin, insanının bir çok sorununa müdahil olduk, ekonomisinden turizmine hizmet etmeye çalışıyoruz.

- Seçildiğiniz ilk günü ne hissettiniz ve aklınızdan neler geçti?

4 Nisan 2019 da göreve başladık. Yüzlerce kişiyle birlikte görev yapacağımız yere gittik. 5 yıllık bir görevin başına geçmenin sorumluluğu vardı. Siyasi gerilimin varlığı tabii belediyeleri etkiledi ve doğal olarak pandemi, 2 yıllık bir sürecin bütçe planlamalarını ve hedeflerini de şaşırttı. Ekonomik kriz de üzerine eklendi. Benim ilk hissettiğim duygu hala süregelen sorumluluktur.

-Bunlar moralinizi bozdu mu?

Yok, ben her sabah sıfırlayarak başlıyorum. Öyle de devam ediyoruz. Kentte ciddi farklar yaratmaya başladık.

-Gelişen yeni iş kolları ve istihdam adına çalışmalarınız nelerdir?

İki başlık olarak turizm ve alt başlığı tarih dersek, zaten gastronomi, deniz, kum, güneş dediğimiz kitle turizmi mevcut ve devam ediyor biz bunu tüm yıla yayarak kültür sanat ve tarihle birleştirmek adına ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bu alanla ilgili yeni iş kolları oluşuyor. Turizm alanları, plajlarımız, parklarımız daha efektif kullanımları olması adına yol açtık. İşletmeci ve istihdam anlamında sektörel bir artış oldu.

-Sosyal etkinlikler içerisinde katılabildiğim tarihi Bedesten’de blues konseri ve yarattığı ambians çok hoştu. Katılımcılar çok keyifle eğlendiler dans ettiler. Dolunay dönemine  gelmesi de mistik bir hava yarattı. Sırada başka festivaller var mı? Mesela son günlerde diğer şehirlerde yapılan gastronomi ile ilgili bir festival?

Geniş çerçeveden bakarak gastronomiye gelelim. Kentimizde göreve başladıktan sonra bir arama konferansı yaptık. Kamu gruplarını çağırdık. Arama konferansında belirlediğimiz başlıkları ele alarak yine üniversite, kamu kurumları, gönüllülerin katılımıyla çalışma grupları oluşturduk. 9 ayrı başlıkla ele aldık. Gastronomi bunlardan biri idi. Hedeflerimizden biri şuydu;

12 Aya 12 yayılan etkinlik, sonra da 52 hafta hedefledik. 

Gastronomi bu başlıklardan biriydi. Amasra’da  salatamız ve balığımız meşhurdur. Tercih sebebi günü birlik olarak bunları tatmaya gelenler çok. Başka değerlerimiz de var çilek gibi kestane gibi. Yine anlaşmalı olduğumuz, protokolümüz olan üniversitemizden bir hocamızla çileğin kullanımı ve yöresel işleniş biçimleriyle  ilgili bir çalışma yapacağız ve hatta kitabı da basılacak. Yakında belediyemizden de bu kitap çıkacak. Yavaş yavaş 12 ay 52 hafta hedefine  adım adım gidiyoruz.

-Belediyede çalışan engelli memur var mı? Engelli vatandaşlar için hizmetleriniz nelerdir?

Belediyede 13 engelli çalışanımız var. Amasra’da engelli vatandaşlarımıza proje düzeyinde  ‘Engelsiz Amasra’ başlığı altında Tübitak, Bartın Üniversitesi, PEMDER (Peyzj Mimarlığı Eğitim ve Bilim Derneği) ile birlikte ciddi bir çalışma yaptık. Kentte engelsiz erişimi sağlayan, 5 mahallemizide kapsayan konsept projeyi, uygulama projesine dönüştürüp finansmanını da sağlayarak Amasra’yı engelsiz bir kent yapmak gibi bir hedefimiz var. 

-Coğrafya insanları da şekillendirir, tezinden yola çıkarak Amasra’da engelli vatandaşların oranı ne durumdadır? Bu soruyu global sıkıntıların insanlar üzerindeki olumsuzluklarını düşünerek soruyorum- Gerçi bu cennette sıkıntıların tolere edilebileceği çok pozitif noktalar mevcut ama yaşlı ve emekli de var - Engelli oranını sorsam?  

Amasra’yı bir bütün olarak kabul edersek özellikle belli bir bölgede bir grup köyde zihinsel engelli oranı Türkiye’nin ortalaması üzerinde. Onun dışında böyle bir şeyden bahsedemeyiz.

-Bu bölgenin varlıklı insanları ya da başka kaynaklardan belediyeye yeterli destek görüyor musunuz?

Sınırlı destekleri var. Ancak pandemi döneminde kitle örgütleri ve hatta bireylerin de katılımıyla, belediyemiz %25 ise, onların  %75 katkısı oldu. İmece usulü de iyi oluyor.

-Şehrin içinde yer alan otogar için neler düşünüyorsunuz? Kapasiteyi karşılıyor mu?

Mevcut otogar, geçici terminal olarak kullanılıyor. Park sorunu Amasra için önemlidir. Göreve geldikten sonra tüm muhtarlarımız, kitle örgütlerimiz, bütün siyasi parti yöneticilerimiz, meclis üyelerimiz kent konseyimiz- ki dönemimizde  aktif oldu- birlikte bir proje  gerçekleştirdik. Otogar için bir proje oluşturduk. Kentimizde atıl alanları bol olan bir kamu işletmemiz var. Kömür işletmesi. O alanın içindeki 14 dönüm alanı talep ettik. Henüz bir sonuca ulaşabilmiş değiliz. En temel çözüm orası …

- Şehrin dışında bir alan mıdır?

Şehre yürüyüş mesafesi olarak yakın. 6-7 dakikalık bir uzaklıkta. Araçla ulaşmak isteyenler ve engelli vatandaşlarımız içinde bir ring sistemi olacak, hatta bunun için belediyemize bir otobüs de aldık. Kamusal bölümüyle uğraşıyoruz. İzinler bitince de önemli bir isteği gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımızın da talebiyle hep birlikte oluşturulmuş bir fikir projesi.

-Belediye yollara yeteri kadar özen gösteriyor mu? Araçlar için  park sorunu var mıdır?

Merkezi yayalaştırmak istiyoruz.  Kent merkezinde olabildiğince işletmelerimizin ve  hemşehrilerimizin malzeme ihtiyaçlarının giderilmesine belirli saatlerde izin verip, bunun dışında araçların girişini sıfırlamak. Belediyemizin yanındaki Ethem Ağa Konağı’nın önünden Kemere Köprüsü yolunu araca sınırladık. Şimdi bir bariyerimiz var. Şu an aktiftir. İlk yayalaştırma adımı da bu şekilde atılmış oldu.

-Bir ay önce Amasra’ya geldiğimde o yol açıktı. Hızlı adımlar atıyorsunuz…

Tarihi Boztepe ve Kaleiçi mahallelerimize geçişi sadece  için sadece hemşehrilerimiz için mümkün kılan HGS benzeri bir sistemle, plaka kayıt yoluyla, plakası kayıtlı olmayanın giremediği bir sistem oluşturduk. Çok çalışıyoruz.

-Sağlık  hizmeti için sokakların darlığı nasıl bir çözüm gerektirdi. Böyle bir başlık var mıdır?

Göreve geldikten kısa bir süre sonra sayın sağlık bakanımızı ziyaret ederek, bölgeyle ilgili bir hasta nakil aracı talep etmiştik. Hazırlandı ve şimdi görevde. Gördüğünüz gibi standart ambulansların giremeyeceği bir bölge. O şekilde altlık hazırlanmış oldu. Hastanemize bağlı çalışmakta. Daha önce kötü örnekler yaşanıyordu. Hastaneye hastalar elle ya da battaniye ile taşınıyordu. Şu anda girişimlerimizle çözülmüş oldu.

-Mahallelerde aile hekimleri var mı?

Sağlık hizmeti olarak Sağlık Bakanlığına bağlı aile hekimlikleri daha önce mahallelerdeydi. Şu an entegre hastanesine taşındı. Bu konuda bizim de paylaştığımız kamusal bir itirazımız  var. Aile hekimleri mahalleye en yakın yerlerde olmalı. Talebimiz bu. Sağlık Bakanımız  ve vekilimiz Aysu Hanım ile yaptığımız görüşmeler bu yöndeydi. Ama ‘entegre hastane’ tanımı olduğu için aile hekimlerinin orada kalacağı yönünde bir görüş aldık. Şunu ifade ettim, kışın 4 bin, yazın 44 bin kişi olan bir kentte insanların kısa sürede hizmet alacağı bir yer yok. Sadece 112 istasyonu eski sağlık ocağında bulunduruluyor. Talebimizde ısrarcıyız. Devlet Hastanesinde acilimiz var. Ama uzman doktorumuz yeterince yok. Sadece aile hekimlerimiz var.

Devam Edecek...