Monarşinin, Oligarşinin, Demokrasinin ortak adı Siyasettir. Siyaset ahlaklı olmazsa koskoca bir ülke sefaletin, yokluğun ve sonuç da esaretin kurbanı olur. Ahlaksız siyaset muhataplarını iki taraflı rencide eder. O zaman Ahlaksız siyasetin sevilecek hiçbir yönü yoktur.

       Ünlü bir atasözümüz der ki YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR Geçim sıkıntıları yoksulluk ve işsizlik gibi problemler de onun  konu edemediği yada seslendiremediği mevzulardır. Şayet bu onuları konuşamıyor halktan kaçıyor ve gündemi sürekl değiştirip başka yönlere dikkatleri çekmeye çalışıyorsanız  ya yalan söyleyeceksiniz  yada boynunuz bükük başınız öne eğik kalacaksınız  kısacası Ülkemizde siyasetçi olmak  zor hem de çok zor İnsanların gözünün içine baka baka doğruları aktarmak yada kuyruklu yalan ve düzmece iftiralar gerekmektedir.Çok partili hayatımızın başından beri ahlaklı siyaseti ülke yönetiminde hakim kılamadığımız içindir ki Demokratik yapımızda pek çok kez kesintiler olmuş, Ülkemiz olgun bir demokrasiye kavuşamamıştır

       Demokratik yapımızdaki kesintileri sorgularken öncelikle kesinti önceleri ni hiç ama, hiç sorgulamadan iktidarı da muhalefeti de Demokratik kesintilerin müsebbiplerini en acımasız şekilde eleştirip Vatan hainliğine kadar götürürken madalyonun öbür yüzünü görmemezlikten gelmek insani değerleri yıkıp yok etmektedir.

       Normal yaşantımızda alenen suç unsuru olan galiz küfürler ve ithamlar siyaset sahnesinde olduğu iğrenç yüzünü bu cemiyetlerin içine salarken utandıracak boyutları ile bazen haramla harmanlanıp, yalanla yoğrularak günaha dönüşüp bir milli felaket olmaktadır. Yüce dinimizin ana umdesi GÜZEL AHLAK olup, sevgili peygamberimizin ‘’ BEN GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİM’’ hadis i şerifleri bu dine inananlarında güzel ahlaklı olmalarını mecbur kılmaktadır.

       O halde insanlığın Tarihine ışık tutan evrensel nitelikli yasalarla Siyasetin disipline edileceği yasaların getirilmesi zamanı insanlığın tarihinde gelmiş ve geçmektedir bile.

       Dünyaya açılan bir pencere olan Ekranlardan izleyip gördüğümüz çirkin manzaralı parlamento haberleri ile miting ve meydanlardaki gösteriler içinde kullanılan küfür ve galiz sözler nezaketli insanları çocukları ve torunları yanında izahı mümkün olmayan acılara kamufle, utanan yüzler olmaktan bıkıp bizar kılmaktadır.

       Söylemlerinin arkasında sadece bir koltuk hırsının olması gerçeğini göremeyen Kendi geçmişini sorgulamaktan aciz insanlar çıkıp bu insanların ortak değerlerini bile rencide etmektedir. 

       

        Dünya İnsanlığının başına bela olan Siyasetin Güzel bir örnek Atatürk Devrimleri içinde disipline edilmesinin Bizim Parlamentodan çıkması hayalinin ne denli özlenen bir büyük hayal olduğunu haykırıp ifade etmek geliyor içimizden. Her sosyal kültür kendi siyasetçisini üretir. Bu siyasetçi ise sistemi yeniden besleyerek kendi anlayışına uygun bir kültürün yaygınlaşmasını sağlar. Sağlam yapılandırılmış bir sosyal kurumsal yapı siyasilerinde ahlaklı dürüst vede denetime açık olmalarını sağlamaktadır. Bu sağlanamazsa siyaset yapan ( siyaset kurumu ) sosyal ve ekonomik yozlaşmanın tetikleyicisi ve hızlandırıcı motoru olarak görev yapmaktadır.

Ahlaklı siyaseti toplum olarak benimsemeli ve özümüze dönmeliyiz ki erdemli bir toplum olabilelim Toplumda "Ahlâk" ın ne demek olduğu üzerinde bir bilinç sağlanmaksızın, iyi hazırlanmış olsa bile, Anayasa''nın çok fazla bir etkisi de olmaz. Olsa idi, Kur'an-i Kerim'in İslâm ümmetine etkisinin bugünkü etkisinden çok çok fazla olması gerekirdi. Bu gerçeği de asla göz ardı etmeden Ahlaklı siyaset  ve siyasi kurumlar için ahlaklı bireyler olma yolunda eğitimimizi yeniden revize etmeliyiz

Bazen hayallerin süslediği rüyalar olur ya, işte böyle bir arzu var içimizde. Birbirlerine galiz küfürler yerine yol gösterip ışıl tutan gönüllerle dolu insanlarımız olsun bu ülkede, o zaman israfı ile geri gelmezliğin peşimize takılmış kötülüklerinden sıyrılıp çıkmış insanların yurdu olur bu ülke… O nedenledir ki siyasetinde bir Kanunu olmalıdır temennimizi yineliyoruz.