YAŞ SINIRI ...14....16
HEDEFİ....ÇOCUKLAR...
ÜRETİĞİ...ZEHİR....
MESLEĞİ....ÖLDÜRMEK....
Uyuşturucu bir çok ülkelerde ve yurdumuzda çoğaldıkça uyuşturucu kullanım yaşı,
13,ve 16 lara kadar düştü.Narkotik polislerimizin yaptığı başarılı operosyonlarda bir çok şahıslar torbacılıktan, ve yetiştirip kullanıcılara satarken yakalandılar. Kağıthane ilçemizde Uyuşturucular genelde okul bahçelerinde mahalle aralarında boş olan parklarda satılırken, bu hafta Kağıthane ilçemizde, 2, gencin ölümüyle sonuçlandı.Ölen gençlerimiz birer fidanken solup gittiler ve arkalarında gözü yaşlı ailelerini bırakıp bir çok sorularıda beraber götürdüler.Çoğu heves ,arkadaş, kendini kanıtlama,ve aile baskısı ve bir çok piskolojik sorunlar gençlerimizin kendi hayatlarını uçuruma doğru sürükleyerek ölümle sonuçlandırmak. Uyuşturucuyu peynir ekmek gibi satmak ve çocuklarımızı gençlerimizi zehirlemek ve bundan büyük derecede gelirler kazanmak insan fıtratına uygun olmayan bu davranışı kökünden halletmek en kısa zamanda çözüm bulmak gerekir. Bence en büyük görev aileye düşüyor, çocuklarımıza hem arkadaş hem sırdaş olup yakınen takip ettmeli.Çocuklarımız bizimle problemini paylaşırken onu sorgulamak eleştirmek, yerine ona arkadaşça yaklaşarak sevgimizi vererek ve en önemlisi onu dinlemek. Anneler babalar çocuklarımızı dinlerken ona şunu vermeliyiz ,evet seni dinliyor ve anlıyorum,geçmişimize bakalım bizde bir zamanlar onun yaşındaydık en basit bir duygu veya problem bizim için çözülmez, hal alıyor hatta dünyanın sonu gibi geliyordu.Bizi kimse anlamıyor ve o dönem büyüklerimiz örf adetlerinden dolayı çocuklar geri planda kalıyorlardı biz neden evlatlarımızı o aşamalara getirelim. Her mücadelle çocuklarımız içinse neden uyuşturucuya kurban verelim. Benim düşüncem her daim kale içeriden yıkılır bizden önce geleceğimiz olan çocuklarımız olmalı, olmalıki hüsrana uğramayalım evlatlarımız doğduğu gibi kalmıyor günden güne büyüyor bizse onlara bebek muamelesi yaptıkça artı baskı uguladıkça kaçışı yalnış arayışalarda bulacaklar umuduyla bizlerden uzaklaşıyorlar. Sığındıkları uyuşturucu onları sinsice ölüme götürürken ellimiz kollumuz bağlı seyircimi kalacağız. Bu günlerde bir çok ailenin uyuşturucu vakkalarından evleri perişan olurken anaların babaların yüreklerine ateş düşerken, gün gelipte bizde onlar gibi olabiliriz. Suç veya suçlu aramak yerine sevgi yumağı oluşturup evlatlarımıza açık olup onların büyüdüklerini kabullenip karşımıza aldığımızda onların bizimle rahatça her şeylerini paylaşabileceklerini empoze ettmeliyiz. Onlarında birer birey olduklarını unutmamalıyız. İnanki bizlere anlatmak istedikleri çok şeyleri var yeterki onları dinlemeyi ve onların büyüdüğünü kabulenelim. Kalemiz içerden sağlam olduğu sürece dışardan gelen her türlü yıkıma hazırlıklı olur. En büyük gücün aile, sevgi saygı olduğunu bilmeleri yeterlidir. Benim teorim, asla kötü insan yoktur, yaşam biçimlerinden zamanla şekil alıp farklı karektere bürünürler her doğan insan saf tertemiz birer bebek olarak dünyaya gelir. Uyuşturucuyla mücadelle vermek istiyorsak ailemizden başlayarak komşularımızın çocukları, sınıf arkadaşları, hepsine örnek olabiliriz bu davranışımızla eminimki bir çok gencimizi kurtarabiliriz. Önce evlatlarımıza onları ne kadar çok sevdiğimizi söyleyelim sevgi tohumlarını onların küçük tertemiz kalplerine verelim. Ellerimizi kenetleyip bu zehirden kurtaralım gençlerimizi.