Her bireyin yaşam sevinci toplumda ki bireyin çaldığı bir enstrümana eşlik eder.

Notalar ise toplumun merhamet ve etik damarlarında tıkanma olduğu zaman onları, müziğin ultrasonografi dalgası ile açar.

Ve halk orkestrası “adalet ezgisini” tekrar çalmaya başlar.

Bu ezgi susmamalı,

Akordu ile oynanmamalı,

Yoksa; adalet, vicdan ve merhamet, yok olur ve toplumun ruhu çekilir.

Şuuru yiter.

Çorak toprakta yaşam filiz vermez.

Müzik susar.

Şuursuz bir orkestra, ancak yürek tırmalar. 

Adaletsiz bir toplumun yön belirlenmesi, 

Cesaret onur ve akıl üçgenlerinin oluşturduğu denge ile mümkündür.

Ve yönü aydınlığa çevirili bir toplum tarafından kucaklanır.

Her kurulan cümle kişiden kişiye değişiklik gösterir.

Toplumun yönü; 

Ancak adalet ve etikliğin olmadığı yerde, 

“Sineklerin uçuştuğu” bir onurdan söz edilir.

Onur ancak; 

Ahlaklı zeminde yaşayan toplumların yönüdür 

Gücünü akıldan alan, 

İki sevgilini el ele tutuşmasındaki, 

Kibritin ilk çakılınca çıkardığı ses gibi, 

Toplumun değer yargıları, 

Geleceğe dönük,

Fikre sahip olmalıdır.

Hangi fikir olursa olsun önemli olan farklılıklar değil ortaklıkları hedef alan bir görüşün, 

“Cıvık olmayan” 

Bir karakterde vücut bulmasıdır.

Kişi veya olgunun,

Kendi etik değerlerini oluşturmuş,

Orkestrası; her olgunun veya kişinin veya kişileri, enstrümanda ezgi katkısı kadardır.

Orkestra ne kadar güçlü şekilde adaletin şarkısını çalarsa,

Toplum o kadar aydınlanma ve hoş görüye sahip olur 

Saygıyla

Abdulkadir DESTAN