Geçen iki hafta kadar Kongre yönetime yani Başkan Obama’ya kullanmak üzere yeni borçlanma imkanı vermemesi yüzünden “hükümet kepenk kapattı”. Bazı istisnai görevler hariç memurlar ücretsiz izne gönderildi. Birçok kalemler bu gelişmenin kapitalizmin sonu olduğunu yazdılar.
Bu satırlar yazıldığı zaman Kongre’nin muhalif aynı zamanda çoğunluk kanadında olan Cumhuriyetçilerle Başkan anlaşmıştı. Ancak bu anlaşma üç aylığına. Kılıçlar çekilmiş Aralık sonu bekleniyor. Başkan ve demokratlar herkesi kapsayan sosyal güvenlik için Cumhuriyetçilerin geri atmasını beklerken, Cumhuriyetçiler ise Başkan’ın bu ısrarından vazgeçmesini istiyor. Beyaz Saray’da oturan başkanın annesi daha önce sosyal güvencesi olmadığından hastaneye kabul edilmeyip hayatını kaybettiği dikkate alındığında Obama’nın ısrarı daha iyi anlaşılır. Öte yandan ikinci dönemde seçildiğine göre halkı için her şeyi yapması gerekmektedir.
Gerçekten de dünyanın süper gücünün hükümeti durumundaki başkanın Beyaz Saray’da eli kolu bağlı oturması biraz ilginç geliyor. Üstelik bu başkan bütçede yaşanan sorunları dikkate alarak daha önceden planlanmış Uzak Doğu gezisini iptal etti. Belki bir şekilde bu geziyi gerçekleştirebilirdi. Ancak ücretsiz izne gönderilen memurlara da verecek cevabı kalmazdı. Yöneticilerin, liderlerin önce kendi yaşayışları numune ve inandırıcı olma zorunluluğu ABD için de geçerli. Bu gerçekten hareketle Obama, konusu yeni pazarlar ve yatırım kısaca halkın ekonomik çıkarları için planladığı geziyi iptal etmiştir.
Belirtmek gerekir ki kapitalizmin çöküşü, icadıyla beraber ortaya çıkmıştır. Fransız İhtilali, 1830 ve 1848 ihtilalleri Batı Avrupa’da kapitalizmin gelişmesi sürecinde önüne çıkan engellerdi. İhtilaller döneminin fikir adamı olarak Karl Marks yine Batı Avrupalı bir düşünür olarak kendi toplumunu hedef almıştır. Marks’tan sonra I. ve II. Dünya Savaşları toplumsal yapılarla birlikte uluslararası sistemi yeniden yoğurmuştur. En önemli gelişme ise işçi-işveren yani emek-sermaye arasında yaşanmıştır. İşin gerçeği sanayi devriminin her aşamasında yeni ürünlerin daha geniş kitlelere ulaştırılması, bir şekilde toplumun tüketici haline gelmesi gerekmekteydi. Kendi toplumumuzda mesela buzdolabı bir asır önce bilinmiyordu, otomobil yarım asır önce istisna idi. Halbuki artan üretimin pazarlanması gerekmektedir. Bunun için de işçi sınıfına daha geniş haklar verilmelidir.
Toplum kesimlerinin refahı ve mutluluğu bütün toplumun refahıdır. Obamacare ile getirilecek sosyal güvenlik sistemi ile hiçbir hasta dışarıda kalmayacak. Bunun için zenginlerden daha fazla vergi alınacak. Bununla beraber daha fazla sağlık hizmeti ve personel masrafları ülke içinde bir yerlere gelir olarak akacak.
Cumhuriyetçiler, bir takım tarihi gerçeklerin de etkisiyle ne fazla vergi vermek ne de Afrika-Güney Amerika-Karaipler.. vs’den iltica etmiş bu kitlelerin sosyal güvenceye kavuşmasını istiyorlar. Sadece Kongre’deki temsilciler değil adeta ABD’deki halk da bölünmüş durumda. Bununla beraber ABD’de böyle bir bütçe krizi ilk defa yaşanmamıştır. Sistemin özünden kaynaklanan, kısaca Beyaz Saray’daki Başkan ile Kongre’deki temsilcilerin çoğunluğunun ayrı partilerden olması temel sebeptir. Daha önce benzer şartlarda bu krizler yaşanmış, bir şekilde atlatılmıştır.
Daha önceki devrimlerle veya işçilerin sosyal ve ekonomik haklarının iyileştirilmesiyle yahut genel oy hakkı ile kapitalizm sona ermedi, belki daha da güçlendi. Bugün de ilk bakışta demokratik kapitalist ülkelerde kriz görülse bile bu kriz şirketlerin değil devletlerin siyasal sistemlerin sorunudur. Kapitalist sermaye ana ülke parçalansa dahi kaçacağı yeri ayarlamıştır. Daha önce olmayıp günümüzde olan ise bilişim toplumudur. Bir uluslararası kartelin bilgisayar odası ile gecekondudaki üniversite öğrencisinin ki aynı ağ üzerinde hareket etmektedir. Birinin ulaştığı bilgilere diğeri ulaşabilmektedir.
Bir başkan veya bir temsilcinin sözleri, mimikleri, kararları aynı gün bütün toplum tarafından paylaşılabilmektedir. Yeterli ve doğru bilgi, klavye başındakiler için bin bir türlü amaç için kullanılabilmektedir. Daha önce sadece haber saatlerini izleyenlerin gündemine giren konular şimdi isteyen herkesin, istediği zaman girebilmekte ve bunları çok farklı amaçlarla kullanılabilmektedir. Bu hassas geçitten sadece başkanlar veya siyasiler geçmemekte finansörler, kapitalistler, iş adamları da her an hedef tahtasında bulunabilmektedir.
19. yüzyıldan beri her toplumsal-ekonomik gelişme ile kapitalizmin yıkıldığı zannedilmiş. Fakat kapitalizmi hedefe alanlar da sömürgeciliğin ‘nimetlerinden’ vazgeçememişlerdir. Günümüzde ise düşük bir maliyetle sömürge ülkelerinin gençliği de bilişim sektörüne girmiştir. Bunlar içinde sadece suç örgütleri, uyuşturucu ve insan çetelerinde yok. Gelecek son derece belirsiz.