Mehtap …Yıldızlar… Ay… Uzay…  

Üzerine ne şarkılar yazıldı;

Benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında…

Mehtaplı gecelerde hep seni andım…

Deniz ve mehtap sordular seni…

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar…

Seni sordum yıldızlara…

Hatta Beethoven’den   Ay Işığı Sonatı

Gizemliydi oralar ulaşılmazdı. Romantizmin tavanıydı.

Şüphesiz Anadolu’da uzayı ilk gözlemler, araştırmalar tarih kitaplarında yerini almakta. Ancak yakın geçmişin bu konudaki adımlarına bazı kaynaklardan destek de alarak bir uzanayım dedim.

Uzay yarışları 1950 li yıllarda soğuk savaş dönemiyle başlıyor. Bakın akış çok hızlı;

Sovyetler Birliği 1957 tarihinde uzay tarihinin ilk uydusunu Sputnik 1- insansız olarak- daha sonra Sputnik 2 içinde uzaya giden ilk canlıyla- 7 gün sonra ölen köpekle- uzaya gönderdi.

ABD ise ilk uydusu Explorer 1’i 1958’de ve 1959 yılında da Baker ve Able isminde iki maymunun karnına elektrot yerleştirerek bir Jupiter roketinin burun hunisinde uzaya gönderdi.

Ay’ın yakınlarına ulaşan ilk uzay aracı ise Sovyetler Birliği tarafından  1959 yılında uzaya gönderilen Luna 1 oldu. (Ay’ın yüzeyine inmedi)

Yapılan onlarca çalışmanın ardından Sovyetler Birliği 1961 yılında kozmonot Yuri Gagarin’in de içinde bulunduğu Vostok tipi insanlı uzay gemisini dünya yörüngesine fırlattı ve ilk insanlı yolculuk uzay tarihine geçmiş oldu ki çoğumuz Gagarin ismini ezbere biliriz.

1963 yılında Vostok 6 ile uzaya giden ilk kadın Sovyet Valentina Tereshkova, uzayda 70 saat 50 dakika kaldı.

1969 yılında Apollo 11, ay yüzeyine iniş yaptı. ABD li  astronot Neil Armstrong ise Ay’a ayak basan ilk insan olarak tarihe geçti. Babamın -şimdi antika olan- radyosunun başında nefes almadan dinlediğimiz bu haber aslında bilinmeyen dünyalardaki romantizmi de ufaktan ufağa tehlikeye sokacaktı. Günümüz  gerçekçi bakışın dayanılmaz rahatlığı, romantizmi tutsak edecek pus aralanacaktı. Hiçbirimiz bu günlere geleceğini hayal bile edemezdik. Neyse efendim…

Rusya’nın Soyuz mekiğini örnek alan Çin, Shenzhou 5 mekiği, 2003 yılında içinde bulunan taykonot Yang Liwei ile uzaya gönderdi. 

SpaceX, 2020’de Kennedy Uzay Merkezi’nden “Crew Dragon” isimli uzay aracını 2 astronot ile uzaya göndererek uzaya insan gönderen ilk özel şirket olarak kabul edildi.

Eveeet

80 li yıllarda siyah beyaz ekranlarda tek kanal TRT televizyonuna komşu teyze mekanına tüm aile doluşup merakla seyrettiğimiz Uzay Yolu dizisi o günlerde ne kadar da ütopikti.

Sonra Hollywood konularına galaksi, yıldızlar, yaratıklar ve  savaşlarını ardı ardına  işledi.

İki güçlü dev uzaya sen çıkardın ben çıkardım derken biz ne yaptık?

Bandırma Füze Okulu Türkiye'de ilk füze kulübü olarak Sputnik'in uzaya gönderilmesinden ve Nasa'nın uzay faaliyetlerinden etkilenerek 1957 yılında Bandırmalı bir grup lise öğrencisi tarafından kuruldu. Öğrenciler, imkansızlıklara rağmen tasarladıkları füzeleri gökyüzüne gönderdi. Denemeleri başarılı olamadı belki, ama öyküleri genç nesillere yol gösterdi. (Bandırma Füze Kulübü bugün Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği olarak faaliyetini sürdürüyor)

O başarılı okulu Bandırma Füze Kulübü günümüze aktaran filmin TRT ile ortak yapımcısı  ve emeği geçenlere de minnettarım. İzlemeyenlere de tavsiye edilir.

Veee günler gökyüzüne uzanan heyecanlı ilk yolculuğumuzu Türk astronotumuzla taçlandırdı. Silifke’nin bir köyünden başlayan uzay sevgisi Alper Gezeravcı’yı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bilimsel çalışmalara katılarak bayrağımızı tee oralara gururla götürdü.

Biz de varız dedik.

Ancak aynı dönemlerde duyduğum bu haber de son derece acı; İstanbul Teknik Üniversitesi Uzay Mühendisliği Bölümü mezunu Okan Bayram işsiz kalınca yaşamına son vermiş.

Böylesi zor bir bölümden mezun ol ve işsiz kal.

Yorum vicdanınızda kalsın.