Farkında mısınız?
Amerika katarlar dolusu ağır silahı Suriye’ye sevk ederken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bu silahların PKK’da, PYD’de, Suriye’de ne işi var?” diye haykırırken sesi çıkmayan küçük bir zümre, Zeytin Dalı’nda terör yuvaları hercümerç edilmeye başlayınca, nasırına basılmışçasına çığlık atmaya başladı.

Farkında mısınız?
Türkiye’nin, Suriye’de bulunan terör unsurlarına silahlı müdahalede bulunmasını, dini-diyalektiği farklı o kadar batılı ülke bile haklı bulurken, sözde bu ülkenin insanı, sözde bu ülkenin vatandaşı küçük bir zümre savaş karşıtlığı söylemlerine tutuldu!

Farkında mısınız?
Beş bin tır dolusu silahı PKK, PYD, YPG, PJK işte adı her neyse; cümle teröristlere hibe eden Amerika bile operasyona yüksek desibelde tepki veremezken, “savaş karşıtlığı” söylemleri yine; sözde bu ülkenin bir kısım aydını arasından çıkarılmaya çalışılıyor!

Farkında mısınız?
PKK’ya, PYD’ye “terör örgütüdür” demeyen güruh, Mehmetçik teröristlerin tepesine binince “insansever” oldu, savaşın “insanlık suçu” olduğunu hatırladı!

Farkında mısınız?
Bu ülke 40 bini aşkın evladını teröre şehit verirken gıkı çıkmayan belirsizler cenahı, terörist leşlerini görmeye başlayınca acıma duygularını dışa vurmaya başladı!

Farkında mısınız?
Türkiye, Afrin’de ele geçirdiği teröristlerin kimliklerini tek tek deşifre ederek dünyanın gözüne sokmaya başladı.
Hani, merhum Akif’in dediği gibi; o zamanlar kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela olanlar, şimdi kimi Amerikalı, kimi Almanyalı, İngiltereli, bilmem ne belalı!

Farkında mısınız?
Cumhurbaşkanı’nın “İnlerine gireceğiz” dediği yer aslında demirle, çimentoya örülmüş, yer altına tahkim edilmiş modern sığınaklarmış. Kefere, sınırlarımıza saldığı teröristlerine silah vermekle kalmamış, aylarca saklanıp, yaşayabileceği inler yapmış.

Farkında mısınız?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şehit ailesini teselli ederken, terörist için kullanılabilecek en güzel dili seçip; “Geberteceğiz” dedi.

Farkında mısınız?
Hayatında bir kere olsun, terörizme karşı çıkıp, “teröristlik bir insanlık suçudur” demeyenler, şimdi savaşın “halk sağlığı sağlığı sorunu olduğundan” dem vuruyorlar!

Farkında mısınız?
Yakın zamana kadar, teröristleri, “hak arayıcı, özgürlük savaşçısı” filan diye cilalayanların yerini “barış seviciler” almaya başladı.

Farkında mısınız?
Mehmetçik topuyla, tüfeğiyle Suriye’ye girdi. Hayat normal akışında devam ediyor.
Hatırlar mısınız?
Amerika, Irak’a baskın verdiğinde bu ülkede kara borsa patlamış, insanlar akın akın marketlere koşup yığınak yapmıştı.
Hatıradır; gazetede gaz sobasıyla ısınırdık. Her gün bir arkadaşımız petrol istasyonunda, elinde beş litrelik bidonla sıraya girerdi; fazlasını vermezlerdi, alamazdık.
Hayat birden bire pahalanmış, enflasyon üç başlı canavar oluvermişti.

Farkında mısınız?
Amerika Başkanı halen, Türkiye Hükümetine mektup yollayıp, “Benden aldığın silahları benim teröristlerime karşı kullanamazsın” diyemedi.
Hayatın akışında ciddi bir değişim olmadı.
Ne cephanemiz bitti, ne ekonomimiz battı. 
“Farkındayız” dediğinizi duyar gibiyim. 
O halde, kırk yıllık soruyu hep bir ağızdan soralım;
Terör bir halk sağlığı sorunu değil miydi, majeste?