Çocukluğumuzun Kovanağzı mahallesinde iş dünyasında olan insan pek azdı. Namı yürüyenlerin başında gelen Ali Taşoluk, Harmancık’tan itibaren neredeyse bütün Kovanağzı’nı parselleyip satışa sunan insandı.

Okuma yazması zayıf olmasına rağmen metrekare hesabını kendi yöntemleriyle iyi yapar, ödeme konusunda da müşterilerine kolaylık sağlardı. “Arsacı” namıyla bilinen Taşoluk amcanın biri Kurtuluş, diğeri Selbasan mevkiinde olmak üzere iki evi vardı. Çakılharmanlar Caddesi ile Balaban Caddesinin kesiştiği yere Cami ve Kur’an kursu yaptırdı. Bizim nesilden itibaren çocukların pek çoğu namaz surelerini, Elif Ba’yı ve Kur’an-ı Kerim okumayı bu kursta belledi. Caddeye nazır inşa ettirdiği dükkânlar da caminin gelir kaynağı oldu.

İsmini verdiği Ali Taşoluk İlkokulu ise mektepli çocukları karda kışta yayan yapıldak Alparslan İlkokuluna gidip gelmek için kilometrelerce yürümekten kurtardı. İlk yapısı beş derslik, müdür, müdür yardımcısı ve öğretmenler odasından müteşekkil olan okulun bahçesine daha sonra iki katlı bir ek bina inşa edildiyse de yetmedi. Zamanla eski binanın üzerine ikinci kat çıkıldı. Nüfus yoğunluğu giderek artan mahalledeki okul ihtiyacını karşılamak için bu günlerde yıkılan eski binanın yerinde beş katlı bir bina yükseliyor.

Arsacı Ali Taşoluk amcanın oğulları Adnan ve Ali babalarının yolundan yürüyerek emlakçılık işini sürdürdüler.

Bağında bahçesinde yetiştirdiği mahsulü pazar günleri Muhacir pazarına götürüp satan pek çok komşumuz vardı. Bunlar arasında, bir ayağı Protez olan ve üç tekerlekli motoruyla her sabah gün ışımadan satış tezgâhına giden Mustafa Bozkurt amca,  Çayırbağlı “Tat” tamıyla bilinen Remzi amca, “Arap Ali” namıyla bilinen Çayırbağlı Ali ağanın oğlu Mustafa Özdemir’i sayabiliriz. Mustafa ağabeyin büyük oğlu Mevlüt İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra sanayici olmayı tercih edip oto kılıf ve aksesuarları üzerine “Betil” markasını üretti. Diğer oğlu Ali oto elektrikçisi olup sanayide “Ali Dayı” namını aldı. Mustafa Bozkurt amcanın oğullarından Hüsrev’e biz Mürid derdik. Kardeşleri Halil ve Mevlana ile birlikte, işleri ayrı olmak üzere baba mesleğinde yol aldılar.

Bizim bahçemizde de iyi mahsul olurdu ama pazarcılık yapmaya hem alışık değildik hem de o kadar ürünümüz olmazdı. Fakat yaz güneşinde altın sarısı gibi parlayan ve civarda kimsede bulunmayan eriklerimiz göz kamaştırırdı. Kur’an öğrenmek üzere, babası Ali amca ve annesi Havva abla ile akşam oturmalarına gelen Mustafa ağabey, “Telef olup gitmesinler” diyerek babamı da ikna edince o hafta sonu onların at arabasına iki kasa erik yükledik. Ben de onunla pazarın yolunu tutup ilk ve son defa pazar tezgâhının satıcı tarafında durdum.

Kovanağzı Caddesindeki bağ sahiplerinden Cambaz Tahir ağanın torunu Süleyman Temizci Konya Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisini bitirip İnşaat Mühendisi oldu. Sültem Proje İnşaat şirketini kuran Süleyman Bey Havzan Mahallesini Konya’nın en gözde semti yapan Sültem Sitelerini inşa etmekle kalmayıp Saraçoğlu Boya Kimya Şirketi bünyesinde Cabella markasıyla su bazlı saten ve plastik boya, Saraver markasıyla da ısı, ses, su ve yangın izolasyonu sağlayan ürünleri inşaat sektörüne kazandırdı. Sosyal ve kültürel hayatın merkezinde olmaya gayret eden Süleyman Bey Mevlânâ Türbesi civarındaki Hotel Ney’in de sahibidir.

Sadece bağlardan müteşekkil olmayan Kovanağzı’nda hayvancılık yapanlar da vardı. Bunlardan en meşhur olanı ise Kömürcüler Camiine nazır Ali Olgun’a ait Olgunlar Tavuk Çiftliği idi. Fakat semtte nüfus arttıkça insanlar tavuk çiftliğinin yaydığı kesif kokudan rahatsız oldu. İşleri babasından devralan Ahmet Olgun, şikâyetler artınca çiftliği Bayat köyü yakınlarına nakletti.

Ermenekli Hasan ağa uzak mahallelerden gelip giderek Denizköy Sokak’ta bir arsaya briketten ahır yaptırmıştı. Bahçesinde kocaman bir küspe havuzu olan ahırda epey bir zaman büyükbaş hayvan beslendi. Hasan ağa bu yatırımı Avrupa’da çalışan gurbetçi kardeşi Kamil Uysal adına yapmıştı. Sonraki yıllarda yurda dönüş yapan Kamil amca kadim komşularımızdan biri oldu.

Erzurumlu Ramis amca küçük çapta besicilik yapar, fabrikalarda çalışırdı. Evliya Tekkeli Sabri amca ise oğulları Seyit ve Lokman’ın da işe dâhil olmasıyla besicilikte daha ileri seviyeye ulaştı.

Konya mutfak kültüründe fırın kebabının özel bir yeri vardır ve Bardakçukuru’nda yıllarca Mis Mis Fırın Kebapçısı olarak hizmet eden Ömer amca Kovanağzılı idi. Onunla tanışmamız ilginç olmuştu. Taşoluk durağında otobüs beklerken arabasıyla önünde durup, “Çarşıya gittiğini ve beni Anıt civarında bırakabileceğini” söyledi. Bindim. Tanışma faslında, mesleğimi sorup, gazeteci olduğumu öğrenince “Basıyor musunuz, satıyor musunuz?” diye devam etti. “Muhabirim, spor haberleri yazıyorum” dediğimde ise sureti bulutlanır gibi oldu. Anlaşılan, yaptığım işi beğenmemişti. Bir süre suskun kaldıktan sonra, yaptığım işin İslâm’da yeri olup olmadığını sordu. Bunun üzerine, sporun ehemmiyetine dair yol boyu epeyce sohbet ettik. Futbolun eski çağlarda Türklerin “Tepük” adıyla oynadığı bir oyun olduğunu, Peygamber Efendimizin çocuklara at binmeyi, ok atmayı ve yüzmeyi öğretilmesini tavsiye ettiğini, cihada katılmak isteyen iki çocuktan zayıf olanın ısrarı üzerine, diğeri ile güreşmesini izlediğini konuşsak da, spor gazeteciliği Ömer amcanın aklına pek yatmamış, işimle ilgili ehil bir hocadan fetva almamı tavsiye etmişti. Sonra ben ona ne iş yaptığını sorup, “Kebapçıyım” cevabını alınca, aklımdaki “muzipçe” sorular dolandı. Kebapçılığa da fetva gerekir miydi acaba? Bu soruya, “Pişiriyor, tartıyor, satıyoruz” diye cevap verdi. Bizde maça gidiyor, izliyor ve yazıyorduk; işimiz buydu…

Ömer amcanın oğlu Ali ağabey, babasının ölümünden sonra işlerini bir müddet devam ettirdiyse de daha sonra Antalya’ya yerleşti ve Koronavirüs salgınına tutulup dünyasını değiştirdi.

Lalebahçe yolundan Kovanağzı Caddesine girişte bir bölge “Kebapçılar’ın Evi” olarak anılır ve burada meşhur Ali Baba Kebapçısı İbrahim ve Ali İyigökler otururdu.

Konya’nın ilk muhasebecilerinden sayılan Zeki Sızma’nın bağı da aynı caddenin üzerindeydi. Facit hesap makinası kullanılan yetmişli, seksenli yıllarda muhasebecilerin pek çoğu onun ofisinden yetişmiştir. Bizim de okul arkadaşımız olan oğlu Hasan Sait baba mesleğini sürdürüyor.

Konya sanayinin uluslararası markalarından biri olan Sarıkızlı Halim Usta mahallenin eskilerindendi ve evi Kömürcüler Camii ile eski Sağlık Ocağı arasında Elbistan Sokaktaydı. Üretime başladığı yüz metrekarelik atölyeyi yıllar içinde geliştirip Dördüncü Organize Sanayi Bölgesinde yirmi yedi bin metrekarelik bir teknoloji üssüne dönüştüren Halim Usta Hidroliksan markasıyla bugün Almanya, Amerika, Rusya başta olmak üzere otuz beşten fazla  ülkeye ihracat yapıyor. Yüzden fazla kişiye iş imkânı sağlayan Halim usta oğulları Hüseyin, Cihan ve Erhan ile birlikte Konya sanayinin parlayan yıldıı olmaya devam ediyor.

Kozlulu Haydar Akkuş Muhacir Pazarı civarındaki Örnek Konya Yufkacısında kalfa olarak çalışır, ikindi vaktinde pedallı üç tekerleklisiyle mahalleye dönerdi. Zaman içinde, çalıştığı dükkânı devralan komşumuz işyerini ve işlerini büyütüp Anadolu’nun en büyük yufka, kadayıf tesisini kurdu.

Denizköy Sokak’ta Ramis amcanın evlatları Nafiz, Bayram ve Fehmi ilk gençlik yıllarında peş peşe İstanbul’a gidip iş hayatına atıldılar. Yıllar içinde işini Konya’ya taşıyan Bayram Güntekin endüstriyel mutfak malzemeleri üretiyor. İktisatçı amcazadesi Fuat Güntekin de o fabrikanın mali işlerini yürütüyor.

Mustafa dayımın küçük oğlu Gürcan Parla uzun yıllar bir kargo şirketinin sorumluluğunu üstlendikten sonra Karatay Sanayi Şubesini açarak bu alanda hizmet vermeye devam etti.

Taşkıran Sokak’ta oturan merhum Cafer ve Hüseyin Gedik ağabeyler Konya sanayiinin önemli makasçılarındandı. Makas dediysem; berber sındısından değil, tonlarca yük taşıyan kamyon ve tırların makaslarından bahsediyorum. Sonraki yıllarda oğulları Şevki, Zeki ve Mehmet sektörün farklı ürünleri üzerinde ticaretlerini devam ettirmeyi seçti.

Erdoğan Sokak’ta oturan kıdemli bacanağımız Yahya Yıldırım’ın büyük oğlu Fevzi okul hayatıyla meslek eğitimini birleştirmenin avantajıyla iş hayatına erken atıldı. Fevzi, Diş Teknisyeni oldu ve bir süre özel sektörde tecrübe edindikten sonra Esil Ağız ve Diş Sağlığı Kliniğini açtı. Sektörün önemli kuruluşlarından biri haline gelen Esil, Cihanbeyli’de de bir poliklinik hizmete açtı.

Davutlar Sokaktaki Bozkırlı İdris amca Hayra Hizmet Vakfında çalışırdı. Oğlu Mustafa Tezcan’a, “Biz yokluk içindeyiz ama Allah sana ihsan edecek, zengin olacaksın” der, çok çalışmasını tavsiye edermiş. Alparslan İlkokulunun yolunu her gün birlikte arşınladığımız Mustafa iş hayatına Konerdem Plastik firmasını kurarak atıldı ve mutfak eşyaları üretmeye başladı. Zamanla da babasının duasına mazhar oldu. Mustafa varlığa kavuşunca semt değiştirmek yerine Hatıpsultan’da yaptırdıkları eve taşınarak mahalle ile bağını sürdürdü.

Tulassalı Selahattin Özcan’da bizim sınıf arkadaşlarımızdandı. Okumayı değil de çalışmayı seçip erken yaşta üç tekerlekli iteklemeli araba ile mahalle aralarında tabak çanak türevi mutfak ve ev gereçleri satmaya başladı. Bir zaman sonra da semt pazarlarında tezgâh açar oldu. İş potansiyeli yükseldikçe kendine daha çok pazar arayan Selahattin köylerde de satış yaptı. İlerleyen yıllarda Antalya’ya yerleşen Selahattin, toptan züccaciye ticaretine devam ediyor.

Balaban Caddesi sakinlerinden Derbentli Yusuf Yiğit Konya’da önemli bir sektörün doğuşuna vesile oldu. Merkez Postanenin arkasında baraka tarzındaki küçük bir dükkânda fotokopi çekimi yaparak başladığı iş hayatında Fotokopi 99 markasını oluşturup fotokopiciliği matbaacılık boyutuna taşıdı. Metrelik ve renkli fotokopiyi Konya onun sayesinde tanıdı.

Muhtar Osman Çiğdem’in oğulları Mustafa ve İbrahim el ele vererek kurdukları Osmanoğulları firmasıyla nikelaj kaplama işinde uzun yıllar faaliyet gösterdi. Denizköy Sokak’ta büyüyen Çayırbağlı hala-dayı çocukları İbrahim Eroğlu ve Muammer Aksoy da Anadolu Galvaniz’i kurarak kaplama sektöründe faaliyet gösterdi.

İbrahim Eroğlu, Muammer Aksoy, Ömer Şimşek ve kardeşim Sadık Muharrem çocukluk yıllarından itibaren sıkı arkadaştı. İş hayatlarında da yolları ayrılmadı. Bir araya gelip BÜSAN Sanayiinde Vital Asansör firmasını kurarak asansör kapı ve kabinleri üretmeye başladılar. Üçüncü Organize Sanayinde on üç bin metrekare alanda ürettiği ekipmanlar uluslararası kalite testlerinden başarıyla geçen firma Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar elliden den fazla ülkeye ihracat yapar duruma geldi. Paris Hava Alanında hizmet veren asansörün Vital tarafından üretilmiş olması da kalitenin tezahürü olsa gerek.

Hem Alparslan Okulundan hem de mahalleden arkadaşımız Servet Küçükdemirel erken yaşlarda başladığı kuyumculuk mesleğinde sabırla ilerledi, Türkiye’nin en çok tanınan takı tasarımcılarından biri oldu. Cumhurbaşkanından muhalefet partisi liderlerine kadar pek çok siyasetçi, ünlü sanatçı ve işadamı için özel tasarladığı yüzük ve sair takılarla meşhur oldu.

Hasırcılar Sokak’ın çatal başında Pamukçulu Hacı Muzaffer Kaya’nın evi vardı. Oğulları Ali ve Mesut Kaya Çelikkayalar Marketler Zincirini kurup kırka yakın şube açarak Konya’da sektörün en büyüğü oldu. Petrol istasyonları açıp GES yatırımı da yapan Kaya kardeşler iki binin üzerinde insana da istihdam imkânı sağlıyor. Ali Kaya KONSİAD Konya Şube Başkanlığı da yaptı.

Konya sanayi ve ticaret hayatına damga vuran,  Doğrular Madeni Eşya firmasının kurucusu Doğru ailesi Hasırcılar muhitinde otururdu. Fahrettin ve İsmail Doğru’lar Konya Organize Sanayiine sığmayıp Rusya’da da üretim tesisleri kurdu; Perilla markası ile uluslararası pazara açıldı. Doğru Metal, Evelux Ergo, Romee, House Plus gibi markalarla da ürün yelpazesini artırdı.

Tulassalı Hasan Özcan köyden Konya’ya hicret ettikten sonra el hizarı ile seyyar ağaç kesim işleri yaparak geçimini sağladı. Diler Sokakta, Ayşe Sönmez İlkokulu civarında otururdu. Oğulları Hikmet, İsmail ve Yusuf ilköğrenimi köyde tamamlamış, Konya’ya geldiklerinde de sanayi de çıraklığa başlamışlardı. Üç kardeş el ele verip 1990’lı yılların ortalarında Özkayalı Makine firmasını kurdu; hidrolik aynalar, hassas makine mengeneleri, beş eksen mengene, fast point tabla grubu, hassas döner punta gibi CNS makine takımları üretmeye başladı. Çıraklıktan ustalığa ve nihayet patronluğa erişen Özcan kardeşler Beşinci Organize Sanayiinde beş bin metrekare kapalı alanı olan fabrikalarında otuzdan fazla ülkeye ihracat yapıyor.

Aşağı Kovanağzı Caddesinde Beyşehirli Dikkaya’lar vardı. İsmail amca ardında altı erkek evlat bırakarak genç yaşta vefat etti. Oğulları Yusuf, Nurullah, Lütfullah, Erdoğan, Fikret ve Mehmet kardeşler azmin ve gayretin sembolü oldu. Lütfullah ve Fikret Dikkaya Organize Sanayii de Orpa Mobilya firmasını kurarak Ferman Yataklarını üretti. Nuryat firması ile de ihracat ve ithalat işlerini sürdürüyorlar. Gençlik yıllarında karate sporu yapan Erdoğan Dikkaya ise otomotiv sektöründe faaliyet gösteriyor.

Karaaliler Caddesinde Tulassalı Faruk ağabey vardı. Oğlu Mehmet Damgacı’nın Meram Sanayiinde alüminyum, cam, metal kaplama üzerine kurduğu Metal 42 adlı firma sahasında Konya’nın önemli işletmelerinden biri oldu.

Denizköy Sokak’ta oturan ve Konya Belediyesinden emekli olan Çayırbağlı Hasan Hüseyin ağabeyin ortanca oğlu İbrahim Akıncı da dış cephe kaplama, alüminyum ve demir doğrama sektöründe Akın Metal olarak faaliyet gösteriyor.

Bir zamanlar Alparslan İlkokulu’nun karşı yönünde oturan, sonra Yem Sanayi civarına taşınan Gödeneli terzi Durmuş ağa ile İhsaniye’deki dükkânında epeyce meşveret etmişliğimiz vardır. Evlatlarından Celalettin Çelik iyi bir dökümcü ustası olarak yetiştikten sonra sanayici oldu. Konsan Sanayi’de Celali Metalurji firmasını kurdu; oğulları Emrullah, Ertuğrul ve Durmuş Ali ile işlerini geliştirdi.

Bağ evleri döneminde bakkal dükkânlarının lüks sayıldığı semtimizde Nuri İyitaşçılar da mezar taşları yontup yazardı. Evlerinin olduğu sokağa da onların işlerinden ötürü Taşkıran adı verilmişti. Karşıdaki bağın kerpiç duvarlarına istifledikleri mermer, mozaikli ve sille taşlarını keski ve çekiçle yontarken etrafa taş tozları yayılır, çekiç sesi yüzlerce metre ötelerde çınlardı. Ticaret Lisesi’nde okuyan oğlu Abdullah aradan geçen onlarca yıla rağmen Hocacihan Mezarlığı civarında baba mesleğini icra ediyor. Anadolu’nun aranan fırın ustalarından biri olan Abdullah, birkaç sene önce Konya Esnaf Odaları Birliği tarafından Yılın Ahisi seçildi.

Gayri federe semt takımımız Şahin Gençlik’in acar futbolcularından Hüseyin Gezginç çocukluk yıllarında matbaacı kalfasıydı ve mesleğine dair güçlü hayalleri vardı. O yıllarda selefon kaplama işlerinin Ankara’da yaptırılıyor olmasını fırsata çeviren bilge arkadaşımız genç yaşında selefon makinelerini Konya matbaa sektörüne kazandırarak Ebru Selefon firmasını kurdu ve Konya matbaacılık sektöründe bir ilke imza attı. Fakat Hüseyin’in ömrü Koronovirüs salgınında bitti. Kardeşi Ali ise Ayakkabıcılar Sanayiinde çanta üretimi yapıyor.

Hasırcılar muhitinde oturan Bozkırlı Durmuş Ali Tülen de Şahin Gençlik’in futbolcularındandı. Çalışkan bir mizacı olan arkadaşımız gecenin sabaha yakın vaktinde fırına gidip simit açar, öğleyin de Beyhekim civarındaki fırında etliekmek ustalığı yapardı. Hamur çeşitlerinde mahir olan Durmuş Ali Havzan semtinde kurduğu Havzan markasıyla etliekmeği fırın mamulü olmaktan restoran kültürüne taşıdı ve zamanla altı şube açıp hizmet sahasını genişletti. Vaktiyle berberlik yapan ve Şahin Gençlik’in de kalecilerinden olan kardeşi Hidayet ile Zeki de Havzan Şubelerinde hizmet ediyor.

Fenerciler sülalesinden Bayram Ali Yeniçağ halkı güğümlerde, kazanlarda su ısıtmaktan kurtaran güneş enerjisi sistemi üzerine kurduğu firma sayesinde bilhassa hanımlardan epeyce hayır dua aldı. Okuldan ve Kur’an Kursundan arkadaşımız Mustafa Taşkın da güneş enerjisi sektöründe önemli bir marka haline geldi ve çatılar onun monte ettiği kolektör ve su depolarıyla süslendi.

Elli yıl önce semt pazarlarında lahana satan Kovanağzılıların ikinci üçüncü nesli işlerini ülke ve dünya pazarına taşıyarak, yaşadıkları muhitin mümbit topraklarından yetişen nitelikli insanların numunesi oldu.