RÖPORTAJ: Habib BABAR

İSTANBUL

En büyük hayali Türk Sineması’nın sultanı Türkan Şoray gibi şöhret olmaktı… 1967 yılında henüz 16 yaşındayken Lise eğitimini yarıda bırakarak oyuncu olmak için Bursa’dan İstanbul’a geldi Figen Han ve soluğu Yeşilçam sokağında aldı… Gerçek adı Neval Karpuzcu olan Figen Han figüran olarak kameralarla tanıştı ve setten sete koşmaya başladı… Muhteşem güzelliğiyle yapımcıların dikkatini üzerine çeken Han, rol aldığı filmlerle kısa sürede isminden söz ettirmesini bildi. 1975 yılında Sadri Alışık ile ‘Atını Seven Kovboy/Red-Kit’ isimli sinema filminde başrol oynayarak çıkış yakalayan Han, 1983 yılında rol aldığı ‘Bir Zamanlar Kardeştiler’ filminin ardından sinemayı bıraktı. Beşiktaş’taki evinde hayatını idame eden emektar oyuncuyla dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun keyifli sohbetimize…

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben 1950 yılında Bursa’da dünyaya geldim…İlk okul, orta okul eğitimimi de burada tamamladım. Sinemaya aşık biriydim. Tek isteğim bir döneme damga vuran  Belgin Doruk, Türkan Şoray gibi oyuncular gibi olmaktı. Bu nedenle de eğitimimi yarıda bırakarak ailemden habersiz İstanbul’un yolunu tuttum.

OKULUMU YARIDA BIRAKIP İSTANBUL’A KAÇTIM

AİLENİZDEN HABERSİ Mİ İSTANBUL’A GELDİNİZ?

Öyle oldu… Ailem bu isteğime karşıydı. Onlar okumamı istiyordu. Ancak benim oyunculuk aşkım daha ağır basmıştı. Soluğu Yeşilçam sokağında bulunan film yapımcılarının yanında almıştım. Ve fgürann olarak setten sete gitmeye başlamıştım. Hayalim gerçekleşiyordu. En büyük hedefim Sinema dünyasının ünlüleri kervanına katılmaktı. Gecemi gündüzüme katmıştım. Bu işi başaracaktım. Bir süre sonra Cüneyt Arkın gibi jönlerle kamera karşısına geçmiştim.

CÜNEYT ARKIN İLE HANGİ FİLMDE OYNADINIZ?

Rol aldığım filmlerle kısa süre içinde isim yapmıştım. 1966 yılında Cüneyt Arkın Selda Alkor Ali Şen Ulvi Uraz gibi oyuncuların başrollerini paylaştığı filmde oynadım. Sinema severler beni 1969 yılında Hayati Hamzaoğlu’nun başrolünü oynadığı ‘Osman Efe’filmindeki rolümle tanıdı. Bu filmle kısa sürede şöhreti yakalamıştım. İnsanlar beni tanımaya, sevmeye başlamıştı. Bu filmle birlikte yapımcılarında dikkatini çekmiştim. Ardı ardına teklifler almaya başlamıştım. Filmleriyle o döneme damga vuran Sadri Alışık ile başrol teklifi almıştım. 1975 yılında Aram Gülyüz’ün yönetmenliğini yaptığı ‘Atını Seven Kovboy Red-Kit’isimli sinema filminde oynadım. Bu film şöhretime şöhret kattı.

SONUNDA MURADIMA ERMİŞTİM

HAYALLERİNİZE KAVUŞTUNUZ YANİ?

Evet hayallerime kavuşmuştum… Azmimin zaferini kazanmıştım. Artık Türk Sineması’nın tanınan oyuncuları kervanındaki yerimi almıştım. 

SİNEMAYA NE ZAMAN ARA VERDİNİZ?

 Bu sorumuz karşısında sessizliğe bürünüyor… Gözleri doluyor… Ben 1983 yılında ‘Bir Zamanlar Kardeştiler’filminde oynadıktan sonra köşeme çekildim. 

NEDEN BIRAKTINIZ PEKİ?

O dönem şartlar onu gerektiriyordu…

SİNEMAYI, SETLERİ ÇOK ÇOK ÖZLEDİM

PEKİ SİNEMAYI ÖZLEDİNİZ Mİ?

Hem de çok… Biraz öncede size anlattığım gibi artist olmak için eğitimini yarıda bırakıp İstanbul’a kaçıp gelen bir insanım. Oyunculuk hayatta vazgeçilmezlerimin başında geliyor. Set benim hayatımın önemli bir parçası. Bir süre sonra setlere geri dönmek istedim olmadı. Özel Tv’ler çıkmaya başlayınca benim gibi birçok Yeşilçam oyuncusunun kapısını kimseler çalmadı ne yazık ki…

Oyuncu arkadaşlarınız ile görüşüyor musunuz?

Bizim sektör vefasız… Ne yazık ki kimse ile görüşemiyorum. 

BUGÜNE KADAR KAÇ FİLMDE OYNADINIZ?

500’ü aşkın film çevirdim, bunların büyük bir kısmını başrol oynadım. Her yaptığımızın adı ne yazık ki  'kötü film' oldu. Belki hataydı, ama oldu. Konulu filmlerdi, aralarda öpüşme, sevişme sahneleri vardı. Şimdi yok mu? TV’de dizilerde bile o sahneleri görmemiz mümkün ve onca sinema filmindeki sahneler ortada. Bizler günah keçileri seçildik… Günahkar oyuncular olduk.

YEŞİLÇAM’IN ZOR YILLARIYDI

ÇOK ÖNEMLİ FİLMLERDE VE İSİMLİ JÖNLERLE BAŞROLLER OYNAYAN OYUNCUYDUNUZ NEDEN BU FİLMLERDE OYNADINIZ PEKİ?

Yeşilçam ekonomik darboğaza girmişti… Yapımcıların büyük çoğunluğu şirketinin kapısına kilit vurmuştu. Çok zor yıllardı, özgürlüğümüz elden gitmişti. Paraya ihtiyacımız vardı, gidip bir yere sıfırdan başlayamazdık, adımız vardı. 100 -200 bin lira kazanıyorduk en fazla, para yoktu yani. Bu işin kaymağını yapımcılar yedi. Tek başıma yürüyemiyordum. Aaa, bak kötü filmi artisti, sinema oyuncusu değil, kötü film  yıldızı. İtibarsızlık ve aşağılama, sanki külotsuz dolaşıyormuşum gibi bakışlar. Çok kötü günlerdi, hem de çok… Bu filmlerin kaymağını da yapımcılar yedi. Bizler bu filmlerde de karın tokluğuna çalıştık. Baktığınızda filmleriyle döneme damgasını vuran Arzu Okay, Mine Mutlu gibi çok başarılı isimlerde bu filmlerde yer aldı. Çünkü onlarında bizim gibi oynamaktan başka şansı yoktu.

Müzik dünyasından iş dünyasına uzana bir başarı hikayesi: “Nilsu Şirin Turan” Müzik dünyasından iş dünyasına uzana bir başarı hikayesi: “Nilsu Şirin Turan”

PEKİ BOŞ ZAMANLARINIZDA NELER YAPIYORSUNUZ?

Ben yıllardır Şişli’de kendime ait evimde hayatımı sürdürüyorum. Boş zamanlarımda kitap okuyor, müzik dinliyorum. Tabii bazen de albümlere bakıp hayallere dalıp gidiyorum.

Çok teşekkürler Figen hanım,

Bana bu imkanı verdiğiniz için ben size teşekkür ederim. Yıllar sonra bir gazeteciyle röportaj yapmak beni çok duygulandırdı. Çok sağolunuz.

BAZI FİLMLERİ: Göklerdeki Sevgili 1966,, Bar Kızı 1966, Killing Canilere Karşı 1967, Osman Efe 1969, Dönüşü Olmayan Yol 1969, Sevgili Babam 1969, Uykusuz Geceler 1969, Cilalı İbo Almanya'da 1970, Adım Beladır 1970, Her Günaha Bir Kurşun 1970, Ölüm Fermanı 1970, Gülüm Nuri 1970, Kralların Öfkesi 1970, Duyduk Duymadık Demeyin 1970, Bir Çuval Para 1970, Mazi Kalbimde Yaradır 1970, Casus Kıran / Yedi Canlı Adam 1970, On Küçük Şeytan 1971, Ölüm Bana Vız Gelir 1971, Cilalı İbo Yetimler Meleği 1971, Biricik İş Peşinde 1971, Öldüren Yumruk 1971, Vurguncular 1971, Vahşi Ve Güzel 1972, Son Duanı Et 1972, Parola Yıldırım 1972, Kara Şeytan 1972, Karateciler İstanbul'da 1974, Atını Seven Kovboy 1974, Ceza 1982, Son Söz 1979, Sevenler Ölmez 1982,Bir Zamanlar Kardeştiler 1983