RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ

Merhabalar, öncelikle Nilsu Şirin Turan kimdir, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Yaşıyorum, yazıyorum ve düşünebiliyorum. Ankara doğumluyum. 12 yıl boyunca bir Fransız okulunda eğitim aldım.Lycée Tevfik Fikret d’Ankara sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi. İktisat Bölümü, bu önemli çünkü tek okuldu İktisat Fakültesi adı altında başka bölümler içeren o dönemlerde.İktisat ciddi bir bilimdir. Ciddi alınan bir yerde olmak bir şanstı. Bende severek okudum ancak bu kadar pratik etme şansımızın olması bence biz iktisatçılar için değişik bir deneyim oldu. Bazı doneleri görmezden gelmemeliyiz. Daha öncede dediğim gibi ekonomi bir bilimdir.Farkındayım ve farkındalığım da çok işime yarıyor.  Farkında olmak lazım.Dünyanın, durumların, koşullarınher neyse artık o şey. Fark et ki düzeltebilesin. Düzeltemezsen zaten, yönetemezsin.

Sizi müzik sektöründen de tanıyoruz,başarılı işlere imza atmışken müzik sektörünü niye bıraktınız?

Evet, uzun bir süre bir fiil ilgilendim müzikle. Ancak sizinde dediğiniz gibi müzik sektörünü bıraktım, müziği değil. Müziği iş olarak göremedim. Bence müzik bir iş değil. Tabii bunu meslek olarak yapanlar çok. Ancak benlik değil. Başarı kime göre neye göre? Bence çok başarılı duyulmadık sesler yazdık,en iyi enstürmanistlerçaldık, bu yeterli. Bence başarı bu, başarı listelere girmek değil. Ona da girdi, ama beni tatmin eden bitmiş işi dinlerken o an hissettiğimdir.

Bir sağlık turizmi şirketi yönetiyorsunuz? Bu nasıl oldu? Müzik sektöründen hızlı bir geçiş değil mi sizce?

Benim hayatım pek hızlı geçiş barındırmaz. Geçiş olarak da görmüyorum bunu. Ben bir iktisatçıyım aynı zamanda müzisyen ve bir francophone. Dünyanın birçok yerini görmüş zaman geçirmiş biri. Almış olduğumuz eğitim bizi bunlara hazırladı. Dört yıl önce eşimin kurduğu ve benimde geliştirdiğim bir şirket, Nobel World Turizm. Doğru hizmet politikasıyla yönetiyorum. Emir vermem çalışma arkadaşlarıma. Şirketimizde kast yoktur. Herkes her işi yapar, ben ve eşimde dahil olmak üzere. Doktorlarımız dünya standartlarında doktorlar hepsi birbirinden yetenekli ve ne yaptığını bilen doktorlar. Mutlaka danışanımıza istediği sonucu veririz. İstanbul’dayken bir aile oluruz. Tabii bu mantaliteyle yürütünce iş yürüyor ve büyüyor.

Ben bir idealistim. Her iş insanı gibi bende zamanında yanlış ticari kararlar verdim. Müziği ticarete dönüştürmeye çalışmakta bunlardan biriydi. Okumuş olduğum bölüm itibariyle birçok konudan anlarım. İşi koklayabilirim. Ancak şu an çok daha bilinçli ve farkındayım. Artık daha çok keyif alıyorum çalışırken. Başarılı iş kadını olmayı çok sevdim. Şarkı bittiğinde başarılı olma hissi ile uyanıyorum her gün. Her danışan mutlu bir şekilde ülkesine döndüğünde, biz de başarımızı kutluyoruz. Hayat tek bir şeyden ibaret değilmiş bunu anladım hayattan.

Peki, hem müzik sektörü hemde başka sektörleri görmüş ve zaman geçirmiş biri olarak aradaki fark ne dersin? Ya da fark var mı?

Olmaz olur mu? Dağlar kadar. Müzik maalesef elle tutulamayan bir olgu. Okuyanı var okumayanı. Okumamış ama bir yeteneği var ki sorma gitsin olanı da var. Saygı duyulmalı herkese. Ancak disiplindir müzik. Yediğin içtiğindir. Düzenli yaşamdır. Maalesef bu unutulmuş sektörde. Gecenin köründe toplantı mı olur? Bence olmaz. Uyanamıyor ki adam, kalksın gelsin. Ben öyle biri olmayı sevmedim. Birbirinden beceriksiz derdi başka olan yapımcılar vardı bir de bir aralar. Adamın müzikten haberi yok, müzisyen seçiyor. Olacak iş mi? Neyse ki artık mecralar var, müzisyenler bu vizyonsuz yapımcılardan bir nebze kurtuldu. Ancak maalesef bu yapımcılar zaten çok zarar verdi sektöre ve gerçekten yetenekli olan ama dik duran müzisyenler elendi. Bu sebeple en büyük sahnelerde detone olan şarkıcılar görüyorsunuz. Doğru adamlar elendi. Elimizde bunlar kaldı.

Sağlık turizmini nasıl tanımlarsınız. Türkiye’de son zamanlarda çok gelişti. Sizce doğru yönetiliyor mu?

Sağlık turizmi Türkiye’nin gelişmiş tek sektörü olabilir şu anda. Doktorlarımız gerçekten çok başarılı. Hastanelerimiz de öyle nitekim. Yönteme gelince, TÜRSAB bence doğru bir kurum ve ilgili, ellerinden geleni yaptıklarını gözlemliyorum. Ancak maalesef hala arada bu işi gerekli belgelere sahip olmadan yapanlar var. Bu durum hem sektöre zarar veriyor hem de danışanlar devlet tarafından kontrol edilememiş oluyor. Ancak gereken önlemlerin alındığını görüyorum. Çok daha iyiye gidecektir.

Peki, sizce sağlık turizminde ve ya her hangi başka bir sektörde başka bir branşta başarılı olmak nedir? Nasıl başarılı olunur?

Sağlık turizmi için kesinlikle yabancı lisan. En az iki tane dil bilmek şart. Vicdan lazım. Bulunduğunuz konumda insanlar kendini size bırakıyor. Emanet ediyorlar. Siz onlar için en doğrusunu düşünmelisiniz. Bu da vicdan.Her sektör bence aynı doğru ve dürüst olmak kazandırıyor ama özellikle sağlık turizmi daha da fazla dürüstlük gerektiriyor. Biz bu konuda çok doğru repütasyon sahibiyiz. Her zaman danışanın yerine kendimizi koyduk. Biz olsak ne yapılmasını isterdik diye düşündük. Bu da başarı getirdi. En önemli ikinci konu da aslında başka toplumların kültürüne hâkim olabilmek. Yani başka bir ülkede kendini yalnız hissetmemelerini sağlamak ta diyebiliriz. Genel anlamda başarıyı sorarsanız da kesinlikle para değil. Bir duruş, bir tavır, bir tatmin aslında.  kesinlikle kişisel bir durum. Bireysel, insanların ne düşündüğünden bağımsız.

Peki, size dönelim, müzik kariyeriniz biliniyor. Bu iş hayatında olumlu mu olumsuz mu etki yapıyor?

Tuhaf bir şekilde olumlu, ben o işide zamanında yaptım çünkü. Açıp izlediklerinde iyi bir şarkı, iyi bir klip izliyorlar. Kaliteli. Duruşuma uygun. Bana bir özgüven verdi müzik deneyimi. Sahneye çıkmış biri sunum yaparken de, toplantıdayken de bazen panik durumlar da sakin kalmayı becerebiliyor. Dolayısıyla benim için gerçekten çok yararlı oldu diyebiliriz. Bir de hoşuna gidiyor genelde insanların, onu da yapmış bunu da diyorlar. Kolay bir şey mi yazmak, söylemek o noktaya getirmek. Dolayısıyla yapmış olduğum müziğin tarzı ve içeriği açısından da sorun yaşamadığım için aslında hep olumlu bir dönüşü oluyor bana.

Gençlere ne öneriyorsunuz? Yeni nesil sizce iş hayatına girerken ne yapmalı?

Kesinlikle okul şart. Bir konuda uzmanlaşmak şart. Üniversite insana vizyon katar. Üniversite sadece bir konuda uzmanlaşmaktan çok bir vizyon katar insana. Zaman gerçekten hızlı geçiyor. Vakit iyi değerlendirilmeli. Dolayısıyla gençlik çalışma zamanı. Bunu unutmamak lazım. Kendilerini zamanında vermeliler ama acelede olmuyor. Artık günümüzde en az iki lisan bilmek şart. Global anlamda başarılı olabilmek istiyorlarsa buna da önem vermeleri gerekiyor. Ama onun dışında en önemli şey umut ve kendilerine olan inançları. Hiç bir zaman tek bir yol yoktur. Geniş düşünebilmek lazım. Bir yere saplanmadan, yol almak önünü görebilmek lazım. Kolay kazanç diye birşey yoktur. Gençlerde bunu gözlemliyorum en çok. Emek vermeden bir yere varılmıyor. Kariyer, hayat emek istiyor. Kolaya kaçmadan önlerine baksınlar derim.

Peki, gelecek planlarınızdan söz edelim biraz, sizi neler bekliyor? Amaçlarınız, hedefleriniz nedir?

Çalışmaya devam etmek, bir amaçtanda öte oldu benim için artık diyebiliriz. Ama uzun vadede şirketimizi dünyanın farklı ülkelerinde şubeleştirmek istiyoruz. Hali hazırda dünyanın her yerinde resmi olarak partnerlerimiz var. Ama bizim amacımız Türk doktor ekiplerimizle dünyanın farklı farklı ülkelerinde Nobel World Clinic olarak hizmet verebilmek. Çok da uzun olmayacak bir zaman dilimi içerisinde başaracağımızdan da eminim.

Şehnaz Dilan Öyle Bir Dayak Yedi Ki! Şehnaz Dilan Öyle Bir Dayak Yedi Ki!

Önce Vatan Gazetesi adına bizimle yaptığınız bu içten söyleşi için çok teşekkür ederiz. Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.