Önce Vatan Gazetesinin Değerli Okuyucuları Merhabalar;

BERKAY ATEŞ HEM YAZDI HEM OYNADI...

D22 Sahne Sanatları Tiyatrosu bünyesinde Yiğit Sertdemir'in yönettiği Berkay Ateş’in hem yazıp hemde oynadığı tek kişilik oyunu 'Uykusuz Bir Rüya, Salim' i geçtiğimiz hafta içinde  Atlas 1948’de izledim.  Oyunu izlemeye gelenler arasında Nursel Köse, Ulrich Mertin, Meltem Baytok, Mustafa Uğurlu, Üstün Akmen Tiyatro Jürisi olarak Kıvanç Terzioğlu olarak ben ve Derya Özgören'de bulunuyordu. Adana’da ailesi ile yaşarken, İstanbul’a amcasının yanına gönderilen Salim’i hikâyesinin anlatıldığı oyunun konusu ise şöyle: “Amcasının kebapçı dükkânında çalışırken, şahit oldukları Salim’i geri dönüşü olmayan bir yola sürükler. Çocukluğundan bu yana en çok bildiği duygu olan çaresizlikle tekrar baş başa kalan Salim’e kaderi bir oyun daha oynamıştır. Salim de izleyiciye sorar: Keşke mi daha zordur kader mi?” 

DRACULA MÜZİKALİ...

Kumbara Görsel Sanatlar tarafından sahneye konulan 2 perdelik Dracula Müzikali; Uyarlayan,Yöneten ve Dekor Tasarımı Andrea Bahar, Genel Sanat Yönetmeni ve Kostüm Tasarım ve Koreografisi  Merdis Uçkan, Müzik Tuvana  Ceylan, Yönetmen Yardımcısı Ayça Ergün, Müzik Direktörü Lütfücan Kapucu imzasını taşıyor. Oynayanlar ise; Seymur Alakbarov, Aysu Serindağ, Andrea Bahar, Çağdaş Balta, Tuvana Ceylan, Elmir Qasimıv, Ege Aydemir, Aslı Ahmetoğlu, Ayça Ergün, Nilüfer Ömürlü, Hayri Diken bulunuyor. “Yalnız kalmamalısınız; çünkü yalnız olmak korku ve endişelerle dolu olmaktır.” Yeni bir kan bulmak ve ölümsüzlerin lanetini yaymak için Transilvanya'dan İngiltere'ye gitmeye çalışan DRACULA'nın hikayesidir. Yazarın deyimiyle "Ölü Olmayan" hayatını yeniden canlandıran ortaçağ asilzadesi DRACULA’nın Mina'ya olan aşkıyla yeni soylu bir yaşam kurmak ve bir hipnoz sonucu kendi sonunu hazırlayan kaderinin planı, iyilikle kötülüğün amansız savaşıdır Bram Stoker’ın klasik eseri DRACULA sahne sanatlarıyla bir araya geliyor. 

YİĞİT ÖZŞENER’İN ATATÜRK MAKYAJI VE KIYAFET DETAYLARI BELLİ OLDU...

1918-1923 yılları arasında yaşanan gerçek olaylara dayanan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde büyüyen milli mücadeleye destek için İstanbul’da oluşan yapılanma ve mücadeleyi spor üzerinden farklı bir anlatımla izleyiciye sunacak olan ZAFERİN RENGİ filminde, Mustafa Kemal Atatürk’e usta oyuncu Yiğit Özşener hayat verdi. O dönem Anafartalar Kahramanı olarak nam salan Mustafa Kemal Atatürk’ün Fenerbahçe Spor Kulübü ile yolları Union Club/İttihat Spor Sahası olarak adlandırılan şimdiki Fenerbahçe Stadı’nda gerçekleşen idman bayramı etkinliğinde kesişti. Sonrasında arkadaşı ve kulüp başkanı Sabri Toprak ile Fenerbahçe’yi ziyaret etti ve hatıra defterine ebedi şeref vesilesi olan cümleleri yazdı. Bu satırlar şöyledir: (yeni Türkçeye göre sadeleştirilmiş hali) "Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta beğenilip değer verilen, ortaya çıkmış eser ve çalışmalarını duymuş ve bu kulübü ziyaret edip bu işte emeği, yardımı olanları tebrik etmeyi görev edinmiştim. Bu görev ancak bugün yerine getirilebilmiştir. Takdir ettiğimi ve kutladığımı buraya kaydetmekle övünüyorum." Kulübü ziyaretinden 6 ay sonra, İstanbul’da yaklaşık iki ay yayın hayatında kalan Mustafa Kemal’in gazetesi  “Minber” de yayınlanan tek spor haberi,  “Fenerbahçe’nin İngiliz İşgal kuvvetlerine karşı oynadığı Maç” haberi olmuştur. Zaferin Rengi filminde Mustafa Kemal Paşa’yı canlandıran başarılı oyuncu Yiğit Özşener’in makyajını İran asıllı, ünlü özel efekt makyaj tasarımcısı Babak Eskandari uyguladı. Heykeltıraşlık tekniğiyle kalıp çıkarma, silikon ve protez parçalarla kalıbı oluşturma, boyama, aksesuarların hazırlanması gibi süreçleri kapsayan makyajın hazırlık aşaması 6 hafta sürerken, makyajın sanatçıya uygulama işlemi ise beş saatte tamamlandı. Ödüllü uluslararası projelerde de yer alan Eskandari, “Atatürk makyajının hazırlık sürecinde ciddi bir araştırma yaptığını, Atatürk’ün özellikle güçlü karakterinden, iradesinden ve giyimine verdiği özenden etkilendiğini; bu güçlü karakteri yansıtacak ifadeyi doğru bir biçimde aktarabilmek için büyük çaba sarf ettiğini ve Yiğit Özşener’le uyumla çalıştıklarını belirtirken, Özşener’in sabrından, disiplininden ve şevkinden çok etkilendiğini” söyledi. Kostümler, askeri kostüm danışmanlarının denetiminde gerçeğe uygun olarak hazırlandı ve üretildi. Kıyafetler için Ferruh Karakaşlı ile çalışıldı. Kalıp, kesim, materyal seçimi, renk tonu gibi detaylar büyük bir hassasiyetle, orijinalleriyle birebir örtüşecek şekilde hazırlandı. 16 Şubat’ta vizyona girecek olan ve yönetmen koltuğunda Abdullah Oğuz'un oturduğu, ZAFERİN RENGİ filmi, oyunculukları, dekor, makyaj ve kostüm tasarımlarıyla da izleyiciyi bir asır öncesinin İstanbul’una geri götürecek.

UNUTULMAZ AŞK KLASİKLERİ ŞUBATTA KUNDURA SİNEMA'DA....

Kundura Sinema’nın beşinci yaşına özel hazırlanan film programı “Kundura Sinema’nın Hafızası”, Şubat’ta devam ediyor. Efsanevi oyuncuları ve klasikleşmiş sahneleriyle Hollywood’un unutulmaz aşk filmleri, restore edilmiş kopyalarıyla Kundura Sinema’nın perdesinde yeniden canlanıyor. Programda, Michael Curtiz’in Humphrey Bogart ve Ingrid Bergman’ı sinema tarihine kazıyan aşk destanı “Casablanca” (1942), Charles Vidor’un Rita Hayworth’u ilahi varlığa dönüştürdüğü kara filmi “Gilda” (1946), Audrey Hepburn’e En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ı kazandırmış William Wyler imzalı romantik komedi “Roma Tatili” (Roman Holiday, 1953) ve Billy Wilder’ın Marilyn Monroe, Tony Curtis ve Jack Lemmon’ı buluşturduğu komedisi “Bazıları Sıcak Sever” (Some Like It Hot, 1959) yer alırken, Leo McCarey’in 1957 yapımı dokunaklı aşk filmi “Unutulmayan Aşk” (An Affair to Remember) da 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel gösterimde romantik sinefilleri bekliyor olacak.
 

Saygılarımla...
Sağlıcakla Kalın ama Sevgisiz Kalmayın...