Mobilya Tarihi derslerini anlatırken oturma ünitelerinin, kişiye göre yapıldığını, boyutlarının küçük ya da büyük tutulmasında, kullanıcının sosyal statülerinin önemini vurgularız. Krallar, din adamlarının oturma gruplarında, devasa sırtlıklar, abartılı tarzlar ve vuruculuklar ön plandadır. 
Günümüzde baskın olan ergonominin önemi pek yoktur. İş sosyal statü oldu mu sırtlar dimdik, ayak yükseklik normları, herşey yoruma kalır. Abartılır da abartılır. Oturanın ölçülerinin önemi ise hiç yoktur. Bu koltuğa oturacaksın dediler mi rahmetli tonton gibi ayaklarının yukarı da kalması içten bile değildir.
Tasarımlara etrafı ezici nitelikleriyle birlikte oturan başkalaşım geçiriyor herhalde ki kimse kalkamıyor. Ayaklar yerden kesilsin kesilmesin ruh epeyi yükseliyor. Başka bir boyut ve pencereden bakmaya başlıyor. Bunun örneklerini tarihte de görüyoruz.
İnsanoğlu böyle birşey işte.
Açlık ruhsal olunca da çok berbat oluyor canım…
Bir gözlemim de yaşlılığa karşı!
Kaç yaşında gösteriyorum diye gururla soran botokslu, gerdirmeli, liposuctionlı kırım kırım kırılan teyzeye;
Kaç yaşındasınız?
Kaç yaşında gösteriyorum?
50 falan…
Bir arkayik gülümseme 
70 yaşındayım…
Karşıdan şu cevap geliyor 
“Maşallah hiç göstermiyorsunuz.”
Ya 70 yaşında arkadan liselik, önden müzelik göstermenin gerekçesi nedir bilemiyorum.
Bu sohbetlere erkekler de katılmaya başladı… 
Kapitalizmin abartılarının ülkemizde bol çıkarı olduğunu ve her türlü yeni teknikler ve de ilaçlarla ülkemizde üzerimizde denediklerini ve bunun sonuçlarından hiçbirimizin haberi olup olmadığını hiç düşünen yok.
Bakın neler neler…
Ultherapy, radio frekans ile göz çevresi sıkılaştırma, acısız gençleşme yöntemi Pelleve, yeni trend kendi kanınla gençleşme, botox, lifting, ozon, yaş enjeksiyonu, doldurma vs…
Gençleşmek için bıçak altına yatmaktan, verilen maddelerin yapılan işlemlerin sonucunu düşünmeden -ki kansere kadar gidebilir- herkes çıldırdı. Sadece kadınlar değil erkekler de maalesef…
Kadınlar evinde işyerlerinde, adamlar işlerinde evlerinde yaşlanmak istemiyor. Herkes zaten hayatını sokakta yaşayıp biribirine nispet yapıyor. 
Gençlere kızarken yaşlanmamak için komik durumlara düşen yetişkinlere, bir de genç pencereden bakabilirsek çok iyi olacak. Nasıl ti-ye alıyorlar Allah bilir. Tamam…
Sağlık çok önemli, bakım çok önemli!
Koşun, yürüyün, spor yapın, gülün, kahkaha atın ağlayın… kaliteli yaşamın gerekliliklerini yapın.
Ama bırakın kendinizi artık;
Yaşlanın!
Her kırışıklığımız bize tecrübemizi anlatır. Biz onlarla yaşlanalım ki çocuklarımız örnek alsınlar ve bize saygıyı öğrensinler. Kestane pişiren teyzeler vardı hayatımızda onların hayatında da olsun.
Her meyvenin olgunluk dönemi gelir ve düşer. Gelin varoluşumuza ters kürek çekmeyelim evrenin bir kuralı var zorlamayalım.
Bu hırslar nereye kadar gidebilir ki? 
Kabullenmek de çok büyük bilgeliktir.
Varın ruhumuza yatırım yapalım!
(Not: Umarım 10 sene sonra da böyle düşünürüm.)