Ülkemiz ile ABD arasında yürütülmekte olan ve “İncirlik mutabakatı” olarak bilinen sürecin arkasından kapsamlı bir “paket anlaşma” çıktı. Söz konusu paket anlaşma, ABD’nin Türkiye’deki faaliyetlerini “NATO Antlaşması” ile sınırlayan SEİA’nın (Savunma ve Ekonomik İşbirliği Antlaşması) kapsamının genişletilememesi durumunda uygulamaya konulacak. Çünkü SEİA’nın beşinci maddesinin üçüncü fıkrası, ABD ile yürütülen işbirliğini sadece NATO çerçevesi içinde tutuyor.
   Askeri işbirliği, NATO çerçevesinden çıkarılıp, ikili ilişkiler bağlamında yeniden düzenlenecek. Hükümetlerin siyasi onay vermesi durumunda imzalanacak anlaşmanın kapsamında, İskenderun limanının lojistik merkeze dönüştürülmesi, İncirlik dışında Batman ve Malatya Erhaç havaalanlarının da “terörle mücadele” için gelecek koalisyon uçakları tarafından kullanılması ve Türk hava sahasının koalisyon uçaklarına açılması söz konusu olacak. 
   Paket anlaşma her ne kadar, IŞİD’e karşı yürütülen savaş bağlamında “terörle mücadele” olarak adlandırılsa da, ABD yönetiminin masaya koyduğu unsurlar, Washington’un uzun vadede Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek için Türkiye’yi kapsamlı bir üst olarak kullanmak istediğini gösteriyor. 
   Geçen yılın Ekim ayında başlayan görüşmelerde, yeni paket anlaşmanın unsurları içinde Suriye içinde güvenli bölge oluşturulması ile “Eğit-Donat” projesi de yer alıyordu.
   Ancak sonrasında AKP hükümeti, ABD yönetiminin baskısıyla “Eğit-Donat” projesini söz konusu paket anlaşmanın içinden çıkarıp, ayrı bir mutabakat muhtırası ile faaliyete geçmesini sağladı. Fakat proje, mutabakat muhtırasında öngörülen hedefleri karşılamaktan uzak kaldı. 
   SEİA’da bazıları kapatılmış olan 12 üstten, ağırlıklı olarak elektromanyetik izleme, radar uyarı ve muhabere için yararlanılması öngörülüyor.
   İncirlik’in ABD tarafından kullanılmasının ayrıntılarına ilişkin düzenleme ise, SEİA’nın üç numaralı tamamlayıcı anlaşmasında yer alıyor. İncirlik’e ön bildirimsiz veya blok izinle malzeme getirilmesi veya üstten çıkartılması söz konusu olmuyor. Antlaşma üstlere, görevdeki ABD personelinin gereksinimlerini karşılayacak kadar yiyecek ve silah gibi malzeme getirilmesine izin veriyor. Teçhizat ana kalemleri ile silah ve mühimmatın, ön izinle Türk topraklarına sokulabileceği veya üstlerden dışarı çıkartılabileceği net bir dille ifade ediliyor.
   Şimdi ise ABD yönetimi, yeni Ortadoğu stratejisi çerçevesinde, bu sınırlamaların fazlasıyla dışına çıkmak istiyor. Böylece iki ülke arasındaki askeri işbirliği, NATO çerçevesinden çıkarılıp, “ikili ilişkiler bağlamında” olarak yeniden düzenlenecek.
   Yeni anlaşma, lojistik merkez olarak kullanılacak liman ve üstlere getirilecek son düzenlemeleri ve Türkiye’ye gelecek ABD askerlerinin hukuki statülerinin belirlenmesini de kapsayacak.  
   Anlaşmanın imzalanması durumunda, yürürlüğe girmesi için TBMM’nin onayı gerekecek.   
   Tüm bunlara karşı sessiz mi kalacağız?      

Oben Özaydın Resmi Facebook Sayfası: https://www.facebook.com/Turkish.columnist