Kocaman bir yılın son günü. 365 gün sen ne çabuk bittin? Yeni kararlar alma zamanı, yeni başlangıçlar yapma zamanı. Hayatımızdaki toksik her şeyden uzaklaşma zamanı. Evimizdeki fazlalıkları, kullanılmayan her şeyi boşaltma zamanı. Bu yıl yaşadığımız geçmiş günlerimize hoşça kal deyip yeni günlere merhaba zamanı. Sevgili Asuman Dabak’ ın şarkısında olduğu gibi;

"Hayat bi' gün, o da bugün

Bir buna aldırıyorum

Ne kalana ne gidene, kadehimi bu gece

Kendi şerefime kaldırıyorum"

 

İÇ HUZUR

İşte size yine benim kıssadan hisse hikayelerimden biri. Tokyo'nun kalabalık bir semtinde Yumi adında bir iş kadını yaşıyordu. Her zaman acelesi vardı, bir randevudan diğerine koşturuyordu, her zaman meşgul, her zaman stresliydi. Hayatı gürültüyle doluydu ama içinde derin bir boşluk hissediyordu.

Bir gün, işte özellikle stresli bir günün ardından, şehrin gürültüsünün ortasında küçük, gizli bir tapınağa rastladı. Burası huzur ve sessizliğin olduğu bir yerdi. Meraklı ve bitkin bir halde içeri girdi.

Tapınakta Kaito adında yaşlı bir keşiş derin bir meditasyon yapıyordu. Yumi bir süre onu izledi ve etrafını saran derin sakinliği fark etti. Kaito gözlerini açtığında Yumi'yi gördü ve gülümsedi.

Birden fazla soru sorarak, "Dinlenmek istiyorsun" dedi. Yumi başını salladı. "Ama onları nasıl bulacağımı bilmiyorum, hayatım çok gürültülü, çok kaotik." diye itiraf etti. Kaito anlayışla başını salladı. "Aradığın sessizlik senin dışında değil, senin içinde," dedi. "Sadece sessizliğin sesini duymayı öğrenmen gerekiyor." Yumi, kafası karışmış bir halde "Sessizliğin sesi mi?" diye sordu.

"Evet," diye yanıtladı Kaito. "Kendi kalbinin sessizliğinde konuşan ses. İç bilgeliğinizin, iç huzurunuzun sesidir." Yumi'nin kafası karışmıştı ama merak da ediyordu. Kaito'ya sessizliğin sesini nasıl duyacağını öğretip öğretemeyeceğini sordu. Sonraki haftalarda Yumi, her gün işten sonra tapınağa geldi. Kaito, ona nasıl meditasyon yapacağını, nefesine nasıl odaklanacağını ve düşüncelerini nasıl serbest bırakacağını öğretti. İlk başlarda Yumi için düşüncelerini susturmak zordu ama zamanla kendi iç dinginliğini bulmayı öğrendi. Ve o sessizlikte, sessizliğin sesini duymaya başladı. Bu sessiz bir sesti ama bilgelik ve şefkatle konuşuyordu. Yumi'ye rehberlik etti, stresle başa çıkmasına yardımcı oldu ve ona kaosun ortasında huzur bulmayı öğretti.

Bu hikayeden ne öğrenilebiliriz? İç huzur her zaman vardır. Dış dünyamız ne kadar gürültülü veya kaotik olursa olsun, iç huzur ve dinginlik her zaman içimizde mevcuttur. Sadece bu derin sakinlik kaynaklarına nasıl erişeceğimizi öğrenmemiz gerekir. Her birimiz içimizde bir iç bilgelik taşırız. Kaito'nun deyimiyle bu "sessizliğin sesi" bize rehberlik edebilir, bizi sakinleştirebilir ve hatta sadece onu dinlemeyi öğrenirsek şifa bile getirebilir.  Etrafımızdaki meşguliyet ve gürültüden bağımsız olarak, içsel bir sakinlik hali bulmak mümkündür. Yumi'nin hikayesi bize kargaşanın ortasında huzur ve sakinliği keşfedebileceğimizi gösteriyor.

 2024 size aradığınız iç huzur getirsin istiyorum ama bilin ki o iç huzur sizde saklı. Mutluluk sizin içinizde. Ve öyle avaz avaz aranıp çağırılarak gelecek bir şey değil. Sizin kendinizi anlamanız, kendinizi sevmenizle ilgili.

YASAK AŞK

Neden hep dizilerde mutlaka bir yasak aşk var, vallahi anlamıyorum. Başrolün mutlaka evliliğine yansıyan bir yasak aşkı var. Yani “yakışıklı gençlerin, zengin adamların mutlaka hayatında ikinci bir kadın olur, esas kadın hep üzülür ama bir türlü gidemez, çünkü adam vazgeçilmezdir” gibi bir subliminal mesaj mı verilmeye çalışıyor. Anlayan varsa bana da anlatsın. Ama benim anladığım şeylerden biri kadınlarla ilgili bunca yüceltici şey yapmaya çalışılırken, gözlerimize aslında kadını aşağıya çeken bir şeylerin yansıtılması.

İKİ YÖNETMENİN KÜSLÜĞÜ

Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan, 17 yıldır süren küslük ve ortaya atılan iddialarla ilgili ilk kez art arda açıklamalar yaptı.Açıklamaların hepsinde her iki yönetmen kendine göre haklı olabilir. Bütün bunlar ikisinin arasında yaşanmış şeyler. Burada beni üzen çok başarılı sevdiğimiz iki yönetmenin belaltı vuruşa geçmiş olması. Yoksa geri kalan hikayeden bize ne?

 

Pİ KIZKARDEŞİM KÖYÜ

Benim favori dizim yargı'nın başarılı karakterlerinden sevgili Uğur Aslan, depremzede kanser hastaları için Pİ Kadın Kanserleri Derneği tarafından Hatay’da kurulan Kız Kardeşim Köyü için sahneye çıktı. Bilet gelirlerinin tamamı Pİ Kız Kardeşim Köyü’nün ihtiyaçları için kullanılacak gecede hem seyirciler hem de Uğur Aslan duygusal anlar yaşadı. Uğur Aslanın kendi hayat öyküsünden yola çıkarak sahneye taşıdığı Afara bir Arabesk Müzikali, Pi Kadın Kanserleri Derneği tarafından Hatay Samandağı ilçesine bağlı Yaylıca köyünde yaptırılan Pİ Kız Kardeşim Köyü için Mall of İstanbul Moi sahnedeydi. Afara’da şarkılar, depremzede kanser hastası kadınların aileleriyle birlikte kalacağı köy için söylendi. Duygusal anların yaşandığı geceden elde edilen gelirlerin tamamı, çalışmaları sona yaklaşan Pİ Kız Kardeşim Köyü’nün ihtiyaçları için kullanılacak.

"BU ÇABANIN PARÇASI OLMAK BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR"

Proje ile ilgili duygularını aktaran Uğur Aslan, "Afara bir Hatay, Amik Ovası hikâyesi. Bir derdim vardı bu hikâyeyi anlatırken. İçinden geçtiğim doğayı anlattım bu hikâyede. Yaşanan depremle ilgili, bu müzikali sahneye her koyduğumda biraz gergin oluyorum, buruk oluyorum. Şu anki temel duygum; biraz içimde hüzün var. Bir yanıyla da çok mutluyum, tüm bu acıların toplamına rağmen katkı sağlıyor olmak, Pi Kadın Kanserleri Derneği ile birlikte onların ortaya koyduğu bu çabayla beraber o çabanın bir parçası olmak beni çok mutlu da ediyor" dedi. Benden de kocaman bir alkış ve teşekkür gelsin o zaman.

 

HAYALİNİ HAYATINA KAT

Yazar Zuhal Gürçimen’in tanıklık ettiği vakalar üzerinden kurgulanan Hayalini Hayata Katma Okulu'nda yaşanan duygular, kimi zaman bir olayda kimi zaman bir konuşmada; farklı karakterlerde iş, arkadaş, dost olarak karşınıza çıkacak. Bize “En son ne zaman kattın hayalini hayatına?” diye soruyor ve devam ediyor. Biliyorum, kaybolduğunu düşündüğün anlar var. Tıpkı Hayat Kerimzade gibi. O, bittiğini sandığı noktadan yeni bir yol çizdi kendine ve hayat ustalığı yolculuğuna çıktı. Kendi hayatının bir yönetim kurulu olduğunu ve kararları başkalarının verdiğini fark etti. Sorunların bataklıklarını ve onları kurutan okaliptüsleri tanıdı; kişilerin değil, fikirlerin liderlik ettiği bir dünyanın daha yaşanası olduğunu gördü. Tüm bunlar, koca bir belirsizliğin içinde bilgeliği taşıdı ona ve zafere giderken seferden de keyif almayı öğretti. Yani sevgili okur, cesaret etmeden bilemezsin yeni yolların seni nereye ulaştıracağını. Hele bir çık bakalım yolculuğuna, yerinde sayma. Yaşanmış, gözlemlenmiş vakalarda senin de kendinden parçalar bulacağın bu kitapla bulmacayı birlikte çözüyoruz.Hadi, vakit kaybetme! Hayallerini hayatına katmaya davet ediyorum seni... O zaman biz de başucu kitaplarımıza katıyoruz.

BAŞKAN

2 Ocak Gala gecesi ev sahipliğini Nurdan Tol ‘un, Medya İletişim Danışmanlığını Deep İletişim / Filiz Öcal’ın yaptığı film vizyona giriyor.

Yılın komedisi olarak iddiasını ortaya koyan ve seri film olarak yola çıkan Başkan filminin basın. Toplantısı gerçekleştirildi. Dev oyuncu kadrosu ve görkemli prodüksiyonu ile dikkat çekien film, bol kahkahalı bir iki saat vadederek, 5 Ocak 2024’ten itibaren beyazperdedeki yerini alacak. Oyunculuklarıyla kaliteli bir seyirlik olarak izleyicinin önüne çıkacak olan Başkan’da Diren Polatoğulları, Necip Memili, Büşra Pekin, Nursel Köse, Şerif Sezer, Füsun Demirel, Bülent Çolak, Sinan Demirel ve Salih Kalyon’un yanı sıra ayrıca Muttalip Müjdeci ,Sadık Gürbüz, Gürberk Polat, Sercan Batık, Gözde Kaya, Nil Eray, Ataberk Tufan, Pamir Kurt, İbrahim Yıldırım, Fatih Yücebağ, Cavit Özer, Sevcan Aldatmaz ve Yunus Emre Orhan adlı yıldız oyuncular da yer alıyor. Ovacık Belediye Başkanlığı için adaylıklarını ilan eden Fikri (Diren Polatoğulları) ve Zeynel (Necip memili), başkanlık yarışını komedi lisanı yüksek bir dille anlatıldığı filmin senaristi ve yönetmeni Ulaş Bahadır. A Time Medya / Hale Algan ve Lale Algan’ın yapımcılığını üstlendiği filmin basın toplantısında oyuncular özlenen komedi filminin nihayet izleyici ile buluşacağını ifade ettiler. Oyuncu Büşra Pekin, ekiple tekrar bir araya gelmenin sevinci içinde olduğunu belirterek, "Biz Tunceli'de 4 hafta bu güzel ekiple vakit geçirdik. Çok güzel bir senaryosu olan, çok güzel bir coğrafyada, şahane bir film çektik. Şehir dışı işlerde ekipler başka türlü kaynaşır. Biz sanırım onun da üstüne çıktık hep beraber. Bir aile gibi olduk. Birbirimizi çok sevdik. Filmde de iki farklı aile ve o ailelerin yakın çevresine hepimiz hayat veriyoruz. Bu lezzeti o dostlukla, o güzel senaryo ve o diyalogların içerisinde verebildiğimize inanıyorum. Çok mutluyum." dedi. Filme çok inandığını dile getiren Pekin, Ulaş Bahadır'ın çok kıymetli bir senarist ve yönetmen olduğunu ifade etti. Belediye başkan adayının eşini canlandırdığını kaydeden Pekin, "Çok güçlü bir kadın. Bu mücadelede kocasının, ailesinin ve yaşadığı halkın yanında. Naif, çok tatlı, çok güzel bir kadın ama aynı zamanda kocasının başına bir şey geldiğinde de dişlerini, tırnaklarını çıkarabilen bir Anadolu kadını." şeklinde görüşlerini aktardı. Oyuncu Necip Memili de başkan adaylarından birini canlandırdığını ve filmin seçimlere yakın vizyona girmesinin "manidar" olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Eğer hizmet istemeyi, bir halkın daha ferah ve rahat yaşamasını siyasete bağlayacaksak, bizim filmimizdeki siyaset sadece bu. Bir başkan kendisine göre bir hayat yaşamak istiyor. Diğeri de 'Halkın arzularına, isteklerine cevap vererek hizmet etmemiz gerekiyor.' diyor. Bizim siyasetle bağdaşacak tek yerimiz bu olabilir ama bizimki biraz daha işin latif şinas tarafı. O yüzden çok ayrılıyoruz. Bu başkanlık sürecinde, iki ailenin başından geçenlerin halka yansımalarını göreceğiz biraz. Çok eğleneceğiz." Nursel Köse de belediye başkanının eşini canlandırdığını belirterek, "Hacer Donsuz, Ovacık'taki tek sosyete kadın. Tek başına sosyete oluşturan bir kadın. Şahsına münhasır, giyimi, tarzı... Kocasını çok destekliyor." ifadelerini kullandı. Usta oyuncu Şerif Sezer başkan adaylarından birinin ablasını canlandırdığını söyleyerek, "Benim çok fazla filmim yok. Çok filmde oynamıyorum, oynamayı kabul etmiyorum. Eğer bir şeyi kabul ettiysem ki gerçekten onu sevmiş, çok iyi olacağına inanmışımdır. O yüzden oynamışımdır. Onu bilesiniz." dedi. ''Berber Sefer"i oynayan Bülent Çolak da projeyi 9-10 yıl önceden bildiğini ve film için saçlarını usturaya vurmak durumunda kaldığını dile getirdi. Projeyi konuştuklarında öncelikle saçlarını kesmeyi kabul etmediğini vurgulayan Çolak, ancak Tunceli'de çekime gittiklerinde ise usturaya vurmayı kabul ettiğini aktardı. İnsanların uzun zamandır beklediği bir film olduğunu sözlerine ekleyen Çolak, "Fragmanı izleyenlerden Vizontele tadını aldık diyenler oldu. Güzel bir tat bu. Bizim filmimizin, bize özgü, çok güzel, özgün bir mizahı var. İnsanlar o tadı özlemiş. Büyük merakla bekliyorlar. Sıcacık bir film oldu bence." diye konuştu. Yönetmen ve senarist Ulaş Bahadır ise yapımcılara teşekkür ederek, şunları kaydetti: "Yapımcılarım Hale ve Lale Algan'a çok teşekkür ederim. Erkek egemen bir ülkede, koca yapım şirketlerinin yapamadığını, iki kadın çok güzel bir projeye inandılar, benimle birlikte yolculuğa çıktılar. Çok teşekkür ederim. Çok da güzel bir film armağan ettik bu ülkeye. Bizi yetiştiren, büyüten bu ülkeye biz de ölmeden bir imza attık. Güzel bir şey bıraktık. Tekrar tekrar izlenecek, Yeşilçam filmleri nasıl 40-50 yıl geçti hala izleniyor. Bu da öyle olacak. Evde canınız sıkıldığında, eşinizle kavga ettiğinizde, 'moralimi düzelteyim' diye tekrar izleyebileceğiniz bir şey var. Onun dışında siyaset yapmadan siyaset anlatmayı başarabildik. Çok muazzam bir şeydi."

Gülmeye olan ihtiyacı dile getiren Bahadır, "Bütün oyuncularımız sağ olsun var olsun, senaryomuzu sevdi. İşimize sıkı sıkıya sarılıp hep birlikte aile olduk, bağlandık. Her birimiz ülkemizi çok seviyor, ülkemizdeki insanlar mutlu olsun istiyoruz. Bunun için güldürmeye geliyoruz. Gülmeye çok ihtiyacımız var." ifadelerine yer verdi. Filmin ikincisinin de geleceğinin müjdesini veren Bahadır, "Hikaye bir seri film hikayesi. İkincisi de gelecek." dedi. Film 5 Ocak 2024'te sinemaseverlerle buluşacak.

BOLLUK BEREKET DOLU SAĞLIKLI VE HUZURLU YENİ BİR YILDA BULUŞMAK ÜZERE.