Herkese Selam Olsun... Yılın ilk ayı, Ocak, ömrümüzdeki zamanını dolduruyor. Bu sene Şubat 29 çekecek ve artık bir yılı deneyimleyeceğiz. Pandemiden sonra dünyanın ve elbette ülkemizin de içine girmiş olduğu sıkıntılı süreç, her birimize çok şey kattı ve götürdü. Elbette üzerine binen yangınlar, depremler, savaşlar… Gülmeyi unuttu sanki insanoğlu…

Hayata tutunabilmek için daha çok kültür-sanata başvurmak gerekiyor diye düşünüyorum. Kitaplara, müziğe, tiyatroya, sinemaya… Bence nefes alabilmek ve yaşadığını hissedebilmek için bol bol okumalı, müzik dinlemeli, dans etmeli… Sizler de benimle hemfikirseniz o zaman çarşambaları sayfamı takip etmeyi unutmayın… Zira her hafta sizler için keşiflerdeyim…

 Bu hafta sayfamda iki genç insanı ağırlamanın mutluluğu içerisindeyim. Her ikisi de yaşının üstünde başarılar elde etmişler. İkisini de tebrik ediyorum. Bu keşif yolculukları, hayata ve yeni nesle karşı inancımı yükseltti. Dilerim, sizler de benim gibi hissedersiniz.

 Keyifli okumalar…

HAFTANIN KEŞİF YAZARI: ‘‘AYŞE EYLÜL ŞENSOY’’

Bu hafta sizler için çok değerli, bir o kadar da çok genç bir yazarı keşfettim. İlk kitabını yazmaya başladığında henüz 16 yaşındaydı. Üstelik ilk kitabı tam 504 sayfa…Şimdilerde 19 yaşında olan Şensoy hem ilk kitabının devamını hem de 3. Kitabının taslaklarını hazırlamış durumda…

Ayrıca söyleşiyi yapmama vesile olan değerli arkadaşlarım Serli Seta Nişanyan’a ve Canser Çubuk’a çok teşekkür ederim.

Söyleşiyi yaptığımız Rüzgâr Gülü Kitap Cafe’ye ve değerli sahibi Esra Algan’a da sevgilerimle…

Huzurlarınızda Destek Yayınevi’nden çıkan ‘Bana Sarılır Mısın?’ kitabının yazarı Ayşe Eylül Şensoy

AYŞE EYLÜL ŞENSOY’U KENDİ AĞZINDAN TANIMAK İSTERİM…

Merhabalar, ben Ayşe Eylül Şensoy. 18 Mart 2005, İstanbul doğumluyum, balık burcuyum. Okulumu bu sene bitireceğim. 5.sınıfa kadar bale yaptım. Onu bıraktım, sıkılmıştım. 7 yaşımdan 14 yaşıma kadar piyano çaldım ama sınavlara çalışmak için bıraktım. Pera Piyano Festivali’nde 2 sene çaldım. Tiyatroyla ilgileniyorum. Baleyi bırakma nedenim aslında buydu. Sahnede olmayı seviyorum. 2 yıl Duru Tiyatro’dan oyunculuk eğitimi aldım. Ayrıca okulun tiyatro kulübünde 2 sene oynadım. Ama hukuk okumak istiyorum. Ailem de hukukçu….

MERAK ETTİĞİM KISMA BİRAZ HIZLI BİR GEÇİŞ YAPACAĞIM. ÇÜNKÜ HER ZAMAN YAZARLARA BUNU SORMAK İSTİYORUM: YAZMA SERÜVENİN NASIL BAŞLADI?

Okumayı çok zor öğrendim. Ananem öğretmen, onun sayesinde heceleyerek öğrendim. Babaannem çok kitap okurdu. Bana hep çocuk klasiklerini aldı ve ben hepsini okudum. 5. Sınıfta duygusal kitaplara ilgimin olduğunu fark ettim. İpek Ongun’un ‘Bir Genç Kızın Gizli Defteri’ kitabını okudum. 23 Nisan da kompozisyon yarışmasında okul birincisi oldum. Çok beğenilmişti ki ailem de hep kalemimin iyi olduğunu söylerdi.

Notre Dame De Sion u kazandım. Hazırlığın yarısında pandemi patladı. 9. Sınıfın 2. Döneminde edebiyattan dönem projesi vardı. Bir ünlü ile röportaj yapmam lazımdı. İpek Ongun’un torunu kuzenimin arkadaşı çıktı ve onun sayesinde kendisiyle irtibata geçebildim. İpek Hanım beni çok sıcak karşıladı. Bu süreç beni çok etkiledi. Bu arada okul bir ödev daha verdi. Fareler ve İnsanlar hakkında zor bir ödevdi. İlk önce hoca ödevimi beğenmedi. Ben de kendisine neyi eksik yaptığımı sordum. Böylelikle bir kitap hakkında nasıl doğru bir yaklaşım yapabileceğimi keşfettim. Tam o sırada kitabını yazmaya başlamıştım.

'AŞK, ONA OLAN İNANCIMI KAYBETTİĞİM ANDA GELİP BENİ YENİDEN BULDU…’

BANA SARILIR MISIN KİTABININ DOĞUŞUNU KONUŞALIM BİRAZ DA…

Annemle bir gün oturuyorduk. Anneme ‘Ben çok sıkılıyorum ve aklımda bir şeyler var. Hayallerime giriyor. Bu hayalleri kitap yapmayı düşünüyorum’ dedim. Onlar da beni desteklediler ama bu kadar büyük bir şey olacağını düşünmüyorlardı. Nasıl yazılır, hiç bilmiyordum. Ama çok okuyordum. Wattpad diye bir uygulama var, oradan okuyordum. Ama hiçbir atölyeye gitmedim. İpek Ongun’la yaptığım röportaj beni çok etkiledi. Artı yazı ödevinde yaptığım hataları tekrar düzeltip, yazmaya başladım.

Dizi izlemeyi çok seviyorum. Özellikle Türk dizileri. O dönemde de ‘Menajerimi Ara’ dizisini çok izliyordum. Aslında benim için çıkış noktası diziler oldu. Çünkü kitaptaki ana karakterim de oyuncu.

‘AŞK, İKİ İNSANIN KALBİNİ YAKIP YIKABİLECEK, ALTINDA DA ENKAZLAR BIRAKABİLECEK GÜÇTE OLAN BİR ATEŞTİ…’

 BANA SARILIR MISIN KİTABININ KONUSUNDAN DA BAHSEDER MİSİN?

Aslında otobiyografik bir kitap. Kendimden yola çıkarak yazdım. Ana karakterim Sorbonne da Hukuk okuyor. Benim de en büyük hayalim. Su aslında bana benziyor. Uzun yıllardır süren bir ilişkisi var. Sevgilisi Türkiye’de. Yani uzak mesafeli bir ilişki onlarınki. Ama bir şekilde aldatıldığını öğreniyor. Su hemen Türkiye’ye geliyor, Muğla Selimiye’ye. Otelde kalıyor. O esnada Efe Yalçın adında ünlü bir oyuncunun da film çektiğini ve aynı otelde kaldıklarını öğreniyor. Tanışıyorlar ve aralarında bir aşk doğuyor.

YAZIM SÜRECİN NASIL GEÇTİ? TAKTİKLERİN, OLMAZSA OLMAZLARIN NELERDİ?

Bence başlangıç ve final kısmı çok zor. Kafandaki kurguyu okuyucuya aktarabilmek kısmı insanı tıkayabiliyor. Final kısmında da karakterlerden ayrılmak çok zor geldi. Genelde akşamları yazdım. Kısık bir müzik eşliğinde. Özellikle Olivia Rodrigo’nun aşk acısıyla yazmış olduğu 'Drivers Licence' bana çok yardımcı oldu. Elbette bu bazılarına komik gelebilir. Onun dışında Yüz Yüzeyken Konuşuruz, Madrigal gibi grupları da çok dinledim. Genelde duygusal müzikler tercih ediyordum. Özellikle Ed Sheeran’ın  ‘Perfect’, Son Feci Bisiklet’in ‘Bu Kız’ ve John Legend’ın ‘All of Me’ şarkılarını çok dinledim. Hatta bazı şarkıların isimlerini kitabımda da kullandım. Okul, ders, sınavlar derken yazma serüvenim 1,5 seneye yakın sürdü. Mayıs 2021 de başladım; Eylül 2021 arasında yarısını kadar yazabildim. Sonraki süreçte okulda derslerim çok ağırlaştı. Bölük pörçük yazmak zorunda kaldım. 2022 Eylül de bitmişti. Sonra basım süreci başladı.

‘…EĞER BU İKİ KALP BİRBİRLERİ İÇİN DOĞRULARSA, YARATTIKLARI ATEŞ BAŞKALARINA DA UMUT OLUR, YOL GÖSTERİRDİ AMA YA TAM TERSİ OLURSA?...’

YAZMA SÜRECİNDE TIKANDIĞIN YERLER OLDU MU?

Aslında çok tıkanıklık yaşamadım. Günde 2 sayfa yazayım diye kendime hedefler koydum. Çünkü hep planlı gittim. Ama sonuna doğru artık toparlayayım dedim. Çevremden bitir diye çok baskı oldu. Birine okutmayı çok seviyordum. Al bunu oku. Fikirlerini söylemelerini hep istedim. Hatta arkadaşlarımla Zoom’da buluşuyor, o vakte kadar yazdıklarımı okuyorduk. İlk etapta kıyafet betimlemelerine çok giriyordum. Çünkü benim için çok önemliydi. Ancak, arkadaşlarım ve yakın çevrem bunu eleştirdikten sonra kitabımın ilerleyen kısımlarında bunu azalttım.

EPEY EMEK VERDİKTEN SONRA İŞTE O AN: KİTABIN ELİNDE. NASIL BİR ANDI SENCE?

Bunu ben mi yazdım diye düşündüm. Çok gurur duyduğumu ve heyecanlandığımı hatırlıyorum. Ailemle yemeğe gitmiştik, eve gelince bir baktım, kitaplar gelmiş. O an hakikaten oldu mu, inanamadım. Hemen ananemi aradım. Sağ olsun, yazım hatalarım konusunda bana çok desteği dokundu. Yakın arkadaşlarımı aradım. Onlara kitabımın fotoğraflarını yolladım. Zaten kitapta da onlar da var. Ana karakterin yakın arkadaşları. Ama isimlerini değiştirdim. Hatta isimlerini kendileri koydu.

‘…GEL BALIM, KARANLIKTAN ÇIKARACAĞIM BİZİ… YETER Kİ SEN BENİMLE GEL!...’

 KİTABININ DEVAMI GELECEK Mİ?

Evet, gelecek. Taslak hazır. Ama zamansızlıktan bir türlü başlayamadım.

AÇIKÇASI YENİ KİTABI ÇOK MERAK ETTİM. BİRAZ İPUÇU ALMA İMKÂNIMIZ OLUR MU?

Birinci kitap biraz muallak bir yerde bitti. Ana karakter öldü mü, yaşıyor mu? Zaman aşımı ile başlayacak. Karakterlerin 26 ve 30 yaş hallerini göreceğiz. Daha olgun bir ilişki göreceğimizi düşünüyorum. Ama elbette tatlı sürprizlerim olacak. Okuyucuların kızacakları yerler de olacaktır.

DİZİLERİ SEVDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİN. GÜNÜMÜZDE DE BİRÇOK KİTAP HEM DİZİLERE HEM DE SİNEMAYA AKTARILIYOR. BANA SARILIR MISIN SİNEMAYA AKTARILSA KİMLER OYNASIN İSTERSİN?

Olmasını çok isterim. Yeni bir oyuncu olması lazım. Erkek karakteri için hep Deniz Can Aktaş olsun diye hayal etmiştim. Zaten kitabı da onu düşünerek yazdım. Ama Menajerimi Ara dizisindeki haliyle. Kızı da hep kendim olarak düşündüm. Ama dürüst olmak gerekirse erkek karakteri daha çok seviyorum.  

Romantik kitap severlerin çok seveceği ‘Bana Sarılır Mısın?’ tüm seçkin kitapevlerinde ve online satış noktalarında…

 Bu güzel söyleşi için Ayşe Eylül Şensoy’a çok teşekkür ederim. Yeni kitaplarını heyecanla bekliyorum… Dilerim basıldıkları zaman size ilk haber verenlerden biri ben olurum…

HAFTANIN KEŞİF ŞARKISI: ‘‘ONUR SEVİGEN’DEN LAMBO’’

İNGİLİZ MÜZİĞE YENİ KAN

Onur Sevigen yeni şarkısı LAMBO ile Brits Müziğe yeni bir Hype, yeni bir kan getiriyor

Müzik çalışmalarını pandemiden beri Türkiye’de sürdüren Londralı şarkıcı/söz yazarı/besteci ve aranjör Onur Sevigen son iki Türkçe EP’den sonra yeni İngilizce şarkısı LAMBO ile yine yeniden uluslararası arenada. 26 Ocak’ta piyasaya çıkan LAMBO Brits Müziğe yeni enerji, yeni bir hype getiriyor.

Farklı tempo ve janr'larm eklektik karışımı ile kendine özgü sound'uyla tanınan ve son yıllarda çıkardığı Türkçe sarkılarına eklediği Anadolu müzik ve enstrümanlarıyla Türk hyper pop’un öncüsü kabul edilen Onur Sevigen bu sefer ters köşe yaptı. Bu sefer darbuka başta olmak üzere doğu enstrümanlarının ağırlıklı yer aldığı yeni bir İngilizce albüm yaptı. Onur Sevigen’in ‘Brits Müziğe yeni bir hype getiriyorum’ diye tarif ettiği ve Hiphop rap/trap ve pop tadındaki yeni İngilizce albümünün ilk şarkısı LAMBO 26 Ocak’ta yayımlandı. Bunu aynı tarzdaki diğer İngilizce şarkılar takip edecek.

İlk olarak 2018’de İngilizce yaptığı şarkılarla Londra’dan adını duyuran sanatçı Sevigen EARMİLK, Reprezent, Hoxton Radyosu da dahil olmak üzere birçok radyo ve müzik bloglarından ve dergilerinden beğeni aldı. EDM'nin öncüsü Martin Garrix'in de dikkatini çekti. Onur Sevigen’in üç parçadan oluşan “Bir Millennial Rhapsody” adlı albümü güçlü bir çıkışla daha ilk günde Spotify’ın All New Indie, Solaris, New Music Friday İngiltere ve Türkiye’de play listelerine girdi. Fransa’nın ünlü ‘Sound of Brit’ adlı bloğu da ‘KİM BU ONUR?’ başlığıyla ONUR’un özgün müziğine yer verdi. BBC Radio London ve Hoxton Radio'da kendisiyle uzun söyleşiler yapıldı. 1883 Magazine ve Fred Perry’s Subculture'da röportajları çıktı.

2020'de Pandemi başladığında İngiltere’den Türkiye’ye gelen Onur Sevigen 2021 yılında yayınlanan ilk Türkçe single’i ‘Paramı Ver’ ile müzik yolculuğundaki rotasını Türkiye’ye çevirdi. Bunu 'Beyinler Sakat’, 'Ölüm Gelene Kadar Yüzüm Kanadı' ve 2022 yılınnda yayınlanan 'Yaşasın Aman' single çalışmaları izledi.

Geçtiğimiz yıl yayınlanan ''Az Bile" EP'si ile dikkatleri üzerine çeken Onur Sevigen’in Aralık 2023’te piyasaya çıkan ‘Angara Angara’ şarkısı büyük ses getirdi ve 2023’ün hitleri arasında yer aldı.

Onur Sevigen’in bu heyecanlı müzik yolculuğunu takipte kalın...

Spotify’da @onursevigen : https://artists.spotify.com/c/artist/6gFBo7yR4DMzxIUuYUUDvk/

Youtube’da @onursevigen : Youtube’da Onur Sevigen diye ara

Instagram’da @onursevigen: https://www.instagram.com/onursevigen/

Tiktok’da @onursevigen : https://www.tiktok.com/@onursevigen?lang=en

ALBÜMÜN KÜNYESİ :

Söz&Müzik                                        : Onur Sevigen

Aranje                                                : Onur Sevigen & Leith Wiles & Danius Trepekunas

Mixing                                               : Onur Sevigen

Video Klip Yönetmeni                      : Meltem İldeş

Artistik Görsel Sanat Yönetmeni      : Simay Es

Ayrıntılı Bilgi İçin                             :  Didar Arslan

[email protected]