Ticaret Odası Başkanı ve KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Öztürk, kökü Selçuklu Devletine uzayan üniversitenin gelişim sürecini anlattığı bir basın toplantısı düzenledi. Peşin söyleyelim “Para kazanma gayesi taşımadan, ilim ve bilim için kurulduğu” her açıdan görülen Karatay Üniversitesi tebriği hak ediyor.

Öncelikle Konya Ticaret Odası çatısı altında KTO Karatay Üniversitesi, KTO Eğitim ve Sağlık Vakfı, Uluslararası Fuar Merkezi ve Mesleki Eğitim Merkezleri bulunduğununa vurgu yaptı; tarihiyle, kültürel değerleriyle, sahip olduğu sosyal ve ekonomik gücüyle Konya’yı bir dünya şehri yapmak amacında olduklarını söyledi. Öztürk 2023, 2051, 2053 ve 2071 hedeflerine yakışır şekilde bir vizyon belirleyerek geleceğe hazırlandıklarına da vurgu yaptı.

2009 yılında kurulan Karatay Üniversitesi ismini, 1251-1914 yılları arasında tam 663 yıl kesintisiz eğitim veren ve Selçuklular’ın resmî yükseköğretim kurumu olan Karatay Medresesi’nden alıyor. Üniversiteye hayat verilerek 94 yıllık Cumhuriyetin yüzlerce yıllık tarihine de sahip çıkılmış oluyor.

Öztürk'ün konuşmasında en dikkat çekici cümle, tarihi bir gerçeğe ışık tutması ve reddiyecilere cevap olması bakımından önemliydi;

"...Osmanlı Devleti’ni kuran atalarımızın eğitim gördüğü Karatay Medresesi’nde, tam 102 yıl sonra yeniden ders verilmeye başlanmıştır."

-Evet… Selçuklu Devleti içine düştüğü buhrandan kurtulmayı, Başkent Konya’dan uzakta yeni bir devlet kurmakta gördü. 

Osmanlı’da öyle yaptı; İstanbul’dan uzakta Ankara’da yeni bir devlet kurulmasına yol vererek buhranı atlattı.-

Kuruluşundan itibaren 1914 yılına kadar kesintisiz eğitim veren Karatay Üniversitesi'nin tarih şuuruyla 8 yıl önce yeniden ülkeye kazandırılması takdire şayan bir gelişmeydi. Öztürk de bu kararı alan başta dönemin KTO Başkanı Hüseyin Üzülmez olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

...

Karatay Üniversitesi 6 Fakülte, 34 Enstitü ve 2 Meslek Yüksek Okulu ile hem Konya hem Türkiye'ye önemli bir değer katıyor.

Özellikle Türkiye’de ilk kez Karatay Üniversitesi tarafından açılan “İslam Ekonomisi ve Finans Bölümü” bu alanda ilmî olarak yeni bilgiler üretip ve araştırmalar yapacak kalifiye insan kaynakları ihtiyacını karşılayacaktır. Öztürk gayelerini böyle açıklıyor. Alanlarında duayen olan İslam Ekonomisi ve Finans Bölümü hocaları Prof. Dr. Hamdi Döndüren ve Prof. Dr. Murat Çizakça bu anlamda önemli bir yükü omuzlamış bulunuyor.

2012 yılında bin 24 öğrencisi olan Üniversite bugün 8 bin 500 öğrenciye hizmet verir durumda ve 75 farklı ilden öğrenci örgüsüne sahip. 2013 yılında 130 olan akademik personel ise bugün 288'e ulaştı.

Temel atma töreninde bulunmuştuk. Tamamlanan ilk binadan sonra aynı arazide süren yapılaşma ile bugün 77 bin 137 metrekare kapalı alan bulunuyor ki, yapımı devam eden inşaatla bu rakam 90 bin 133'e ulaşıyor.

Başkan Öztürk "Bu alanda kalacak mısınız, yoksa yeni bir kampüs alanına ihtiyaç duyacak mısınız?" şeklindeki soruya idealist bir cevap verdi;

"Burada 90 bin metrekarelik kapalı alanın yanında 52 bin metrekare açık alana sahibiz. Karşımızda da eski projede şehir hastanesi olan 85 bin metrekarelik bir alan Karatay ve Büyükşehir Belediyelerince revize edilip üniversite alanı olarak belirlendi. Burayı da edinmek üzere girişimlerimizden olumlu mesafeler aldık. Böylece 200 bin bin metrekareye ulaşıp fiziki yapılanmayı tamamlamak, ilmi ve bilimsel çalışmalara ağırlık vermek istiyoruz. Daha fazla öğrenci edinme gibi bir gayemiz olmayacak."

...

Öztürk, MEVKA'nın da desteklediği 674 bin TL bütçeli “Güneş Enerjisi Santrali Projesi”ni hayata geçirdiklerini müjdeledi;  "Yaklaşık 3 haftadır kendi elektriğimizi üretmenin mutluluğunu yaşıyoruz. A Blok üzerine yerleştirilen 265 watt’lık 800 adet panelle, yıllık elektrik tüketiminin %25’ini, toplam 200kW’lık olan bu santralden sağlayacağız."

Öğrencilerinin yüzde 66'sının burslu olduğunu ve 2016-2017’de 44 milyon 494 bin lira burs verdiklerini de anlatan Öztürk, gerçek bir Vakıf Üniversitesi olmanın gururunu yaşadıklarını söyledi.

Yayınlara verdikleri ehemmiyeti de anlatan Öztürk, Prof. Dr. Hamdi Döndüren’in “İslam Hukukuna Giriş” ve Prof. Dr. Osman Okka’nın “Proje Yönetimi ve Mühendislik Ekonomisi” adlı eserlerinin doldurduğu boşluğa dikkat çekti.

Son ayların gündemi "Direniş Karatay" adlı film çalışması ise başlı başına yazı konusudur. Selman Kayabaşı’nın aynı adlı kitabından senaryolaştırılan yapım, insan yetiştirmeye adanmanın, bir toprağı vatan yapmanın filmi olarak hazırlanıyor.

...

Yaşam Boyu Öğrenme fırsatı sunma gayesi ile kurulan KARSEM ihtiyaç duyulan her alanda eğitim, sertifika programları, kurslar, seminerler düzenliyor; danışmanlık hizmetleri sunuyor.

Bir de KAR-DİL, yani Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi var; Kosova’dan Filistin’e, Kazakistan’dan Afganistan’a, Meksika’dan Kolombiya’ya kadar dünyanın farklı coğrafyalarında Türkçe'nin konuşulması için çalışıyor. Merkez, 2012 yılından bu yana, 73 farklı ülkeden gelen 465 yabancı uyruklu öğrenciye Türkçe öğretmiş.

...

Öztürk'ü en çok mutlu eden ise, “Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırmasında” 2016 yılında Türkiye Geneli Sıralamasında 39. sıradayken, 2017 yılında 30. sıraya yükselmeleri. 

Ar-Ge Topluluğu öğrencileri tarafından yapılan “Diriliş 1251” adlı elektrikli otomobil de, İzmit'te TÜBİTAK Alternatif Enerjili Araç Yarışlarına katıldı. Geçmiş senelerde yapılan araçların tecrübesiyle Diriliş 1251'in motor, motor sürücü, batarya yönetim sistemi, yerleşik şarj birimi, batarya paketlemesi, telemetri, araç kontrol sistemi ve mekanik aksamları Karatay Üniversitesi öğrencilerinin tasarımı olarak, tamamen yerli imkanlarla üretildi.

Burada Karatay Üniversitesi’nin Sanayii ile iç içe olduğuna da vurgu yapalım.

Elbette 800 yıllık tarihin verdiği güç ve cesareti göz ardı edemeyiz. 1914'den sonra kesintiye uğrasa da Karatay Üniversitesi, özüyle bütünlük arz eden bir dönüş yaptı.

Üniversiteler ilim ürettikçe, bilime katkı yaptıkça Türkiye'nin değerine değer katacaklardır.

Bu anlamda KTO’yu ve Karatay Üniversitesi’ni tebrik ediyoruz.