Askerliğimi Deniz Kuvvetleri’nde bir savaş gemisinde yaptım. Ege’de gemi ile gezmediğimiz sahil şeridi kalmamıştır. NATO ile yapılan ortak tatbikatlarda günlerce deniz üstünde geçen seyirlerimizi hatırlıyorum. Altımda kırmızı loş ışık saçan bir lamba, gecenin sihirli karanlığında gizlilik gereği lumbuzlar kapalı, etrafımda dört farklı telsizden şifreli gelen emirleri komutana iletmek üzere harekât dairesinde görevimi icra etmeye çalışırdım. NATO bağlısı ülkelerin en seçkin savaş gemileri, uçakları, silahları… NATO ülkesi olmanın hissettirdiği güven veren bir heyecan, bir nizam içindeydik.

Nasıl güzel bir Ege’miz var, ne de güzel koylarımız, sahillerimiz var! Her karışında yaşamaya, yaşlanmaya, uğruna gerekeni yapmaya değer… Nasıl bir denizdir o! Alışkanlık yapar, hep özlersin, hep kalmayı istersin. Vatani görevini Dünyanın en güzel yerlerinden birinde yapan şanslı kişilerden biriyim. Gecenin zifiri karanlığında sevdikleriniz sizi özlerken ve hep aynı gökyüzüne bakıp yıldızların pusulamız olduğu günlerdi. Sözde aynı amaç doğrultusunda kendi sularımızda seyir aldığımız, birbirimizin dümen suyunu takip ettiğimiz, güven veren görkemli ve gösterişli o nizamın; bugün burnumuzun dibinde, hatta bir kulaç mesafede bize karşı bir taarruz planı içinde olduğunu görüyoruz! Hem de Londra Antlaşması'nın 5’inci, Atina Antlaşması'nın 15'inci, Lozan Anlaşması'nın 8. ve 13'ncü, Boğazlar Sözleşmesi'nin 4. ve 6'ncı maddeleri ile 1947 Paris Antlaşması'nın 14'üncü maddesi ve ilgili ekleri, Yunanistan açısından 'GAYRİASKERİ STATÜ'nün tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kabulünü içeren Uluslararası Antlaşmalar olmasına rağmen! Sakız, Sisam, İstanköy, Rodos ve Meis'in Güneyindeki alanlar da bu tatbikat için ayrılmış…

Tartışmaya konu Adalar, '1923 Lozan' ve '1947 Paris' Antlaşmaları kapsamında gayriaskeri statüde olması şartıyla Yunanistan'a devredilen Doğu Ege adaları, Boğazönü adaları, On İki Ada ve Meis Adası’ndan oluşuyor. Buradaki 23 adanın tamamında bugün Yunan ordusunun tahkimatları görülüyor. Aslında Yunanistan da bu adaları silahlandırdığını inkar etmiyor. Bunu Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 51. maddesindeki “meşru savunma hakkı”na dayandırdığını iddia ediyor. Fakat sözleşmelerle gayri askeri statünün kabul edilmiş olması, devletin egemenliğine getirilen bir kural dışılığın kabulü anlamına geliyor. Çünkü gayri askeri statü (demilitarized), silahsızlandırılmış statüden (disarmed) farklı olarak egemen ülkenin tüm tahkimat olanağını ortadan kaldıran, üç boyutlu devlet ilkesi gereğince hava, kara ve deniz ülkesinde geçerli olan bir rejimi ifade ediyor. 'Silahsızlandırılmış' ifadesinin kullanılması askeri amaçlarla kullanılmayan askeri hava araçlarının uçuşuna ve hatta ikametine müsaade ederken, 'gayri askeri statü' ne uçuşlara, ne transit geçişlere, ne daimi ve geçici konuşlanmalara, ne de insansız deniz ve hava araçlarına izin veriyor.

Tatbikata dönecek olursak Tatbikatın adı; Yunanistan'ın daveti ile düzenlenen “Iniochos-2023” çokuluslu tatbikatı… Tatbikat, Ege ve Doğu Akdeniz'de belirlenen 10 sahadan 8'i, gayri askeri statüdeki Adalar ile Türkiye-Libya mutabakatının çizdiği sınırları kapsıyor(Ne kadar da manidar!).

Yunanistan, 26 Nisan-4 Mayıs tarihleri arasında Ege ve Doğu Akdeniz'de düzenleyeceği çokuluslu tatbikatın hazırlıklarını sürdürüyor. Bu yıl da geçen yıllarda olduğu gibi Fransa, Kanada, Güney Kıbrıs, İtalya, İspanya, Slovenya, Avusturya, Suudi Arabistan, Ürdün ve Slovenya'ya davet gönderildi. Ülkelerden sırayla geri dönüşler gelirken, bir yandan da tatbikatın icra edileceği sahalar belirlendi. İlan edilen son havacılık bildirimine (NOTAM A0886/23) göre, tatbikata katılan ülkeler 10 sahada ortak eğitimler yapacak.

İlginç olan, bu 10 bölgenin 8'inin ya Türkiye'nin silahsızlandırılmasını istediği adaları kapsaması ya da yasadışı Türkiye-Libya muhtırası ekseninde olmasıdır.

Tatbikata davet edilen ülkelerden bir bölümü çeşitli hava araçları ile tatbikata katılım sağlayacağını bildirdi. Buna göre, Yunanistan Hava Kuvvetleri F-16, Rafale, Mirage 2000-5 ve F-4 savaş uçaklarıyla tatbikatta yer alırken, Suudi Arabistan’dan F-15 savaş uçakları, İtalya’dan Tornado, Ürdün’den F-16, İspanya’dan F-18, Fransa’dan Rafale, Slovenya’dan PC-9 ve Güney Kıbrıs’tan helikopterler bölgemize gelecek. Kanada ise Hava Savunma Kontrolörleri ile katılım sağlarken, Avusturya istihbarat personeli ile tatbikatta yer alacak.

Bu ülkelerin haricinde davet gönderilenler arasında ABD, İsrail ve Mısır da yer alıyor. Ancak şu ana kadar tatbikata katılım sağlayıp sağlayamayacakları yönünde herhangi bir bilgi ortaya çıkmadı.

Yunan analistlere göre Kahire yönetimi, son dönemde Ankara ile başlatılan normalleşme süreci nedeniyle tatbikata katılmayacak. Geçen yıl tatbikata katılan ABD ve İsrail'in ise önünde iki seçenek bulunuyor:

•          ya seçimler öncesi “Türk kamuoyunu kışkırtmamak ve Erdoğan'a puankazandırmamak” adına “stratejik sabır” dedikleri politikayı yürütecekler.

•          ya da saldırgan tutumlarından taviz vermeyerek Ege ve Doğu Akdeniz'deki projelerini sürdürmeye devam edecekler.

Kimse masal anlatmasın! Amaç, Adalar üstünde gerçekçi bir savaş ortamı yaratmak ve Türkiye’ye gözdağı vermek! Ancak Türk Devleti bu Kuşatmayı da yarıp geçecektir…