Başımıza bir şeyler geldiğinde yada ruhen daraldığımızda söylediğimiz tek şey: “Ben Çok Şansızım’’ insan şöyle bir düşününce hiç te ufak şeyler yüzünden şanssızım dememesi gerektiğini anlıyor…
Uyandığım her sabaha; “ben çok şanslıyım, bu gün de sağlıkla uyandım!’’ diyorum…
Ya sizler…?
Çok insan içinde, kendinizi minik bir kedi yavrusu gibi hissedip; yalnızlığınızı yok edecek bir sese ihtiyaç duyduğunuz da, herhangi çok kişiden sadece birine ''alo'' derken, mutluluk sarıyorsa ruhunuzu; ''şanslısınız'' demektir.
Nedeni ve tanımı olmayan bir duygu sıkıştırıyorsa içinizi, neşeniz kaybolmuş dalıp gidiyorsanız düşüncelere ve bu düşünce tünelinin karanlığında boğuluyor iken; aklınıza, çok kişiden sadece biri geliyor ve sizi hüzün uykusundan uyandırıyor ise; çok şanslısınız.
Süslü, şık nesnelere sahip olmuş, özel üstü yaşam konumunda olup ama hala kendinizi bir maden ocağında, çaresiz ve güneşsiz hissettiğinizde; yaşamınızdan çok uzakta, yüzü kirli, gözü parlak bir sokak çocuğunun bakışı, tebessümü daha çok keyif veriyorsa size; çok şanslısınız...
Umulmadık bir anda, aniden bir kaza ile karşılaşıyor, panik yaşıyor; trafik polisinden, yakınlarınızdan önce çok yoğun arkadaşlarınıza değil, sadece dostunuza telefon açıp, sıkıntınızı anlatabiliyorsanız; çok şanslısınız..
Hayatın, parasal dozunu olabildiğince yaşamış, hala avucunuzdaki paranın ağırlığı sizi mutsuz edip, elleriniz terliyorsa; o köşedeki simitçi çocuğun gözleri, az parayla ışıl ışıl ise ve sizin gözünüzün ferini o simitçinin başarısı değiştirebiliyorsa; şanslısınız..
Etrafınıza, onca insan toplanmış ve çıkarcı İltifatlarıyla tam siz boğulacakken uzaktaki birinin soft duruşu, kalpten; ''merhaba'' deyişi enerjinizi yükseltiyorsa; çok şanslısınız..
Yerinizde olmak isteyen insanların, arkanızdan koşa koşa akan gölgelerini görüp, kırılmaz, eğilmez ahşap merdiven basamaklarına yaklaşmış; azim ve başarınızla tam çıkacakken, o merdiveni ayağınızın altından çektiklerinde, sarsılmaz tavrınızla hala onurlu, cesur basamaklı merdivene sahip iseniz; ''çok şanslınız.''
Güzel yüzler, arkasındaki gri çekişmeleri görüp, çoğunluğa karşı güven kaybı yaşadığınız bir dönemde; düzgün birinin elini görüp, temiz kalbin, şeffaf bilincin bir sahibi size mum yakıyor ise; çok şanslınız..
Çok şeyi kaybettiğiniz, bir deprem çöküntüsünde saatlerce, aç, susuz kaldığınızı sandığınız vakitlerde hala içinizdeki umut sevinci dualarınızda var ise; çok şanslısınız..
Diş ağrısının dayanılmazlığına sitem ederken, ayağını kaybetmiş birini gördüğünüzde, günlerce hastanelerde umutsuz sağlık, şifa bekleyenlerin ağrısında hala dişiniz ağrıyor ise; çok şanslısınız...
Çocukluğunuzdaki, ''saklambaç'' oyunu gibi; herkes saklanıyor, her birileri diğerini menfaati için sobelerken siz hala erdemli bir ebe iseniz; çok şanslınız.
İnsanlar,beş paralık çıkar için takla atarken,sizin düz yolda eğilmeden yürüyüşünüze enayi diyorlar ise de; çok şans lınız..
İki dakika önce karşılaşmış birileri, alt tarafı bir bardak çayı bedava içmek için, henüz tanıdığı kişiye; ''seni çok seviyorum'' diyor ve siz çayınızı hala koyu demli ama yalnız içiyorsanız; çok şans lınız..!
''Aşk geçiciymiş..(?)'' 
Siz aşk kelebeğinin kanAtlarına binip,gökyüzüne çıkacak kadar büyük,bir o kadar minik bir fanus içinde;''aşkım, uğurum'' diye bir kelebeğe inanıp, enerji yakalayabiliyor, ve şans çiçeğinizi bir kaç yıl değil on yıllarca; ''Leyla-Mecnun'' misali gibi, inancınızı kaybetmiyor, dokunmuyor ama bir satırlık ses ile başarıdan başarıya koşabiliyorsanız; siz sahte sevgilerden çok ötede gerçek sevgiyi yaşayan sıra dışı,özel ve asil aşkı yaşadığınız için ;çok şanslısınız..
Kendinize aldığınız kırmızı karanfili, sanki sevdiğiniz almış gibi mutlu oluyor, köşedeki çiçekçi kızın son demet kırmızı karanfillerini bitire biliyorsanız; siz çok şanslısınız.!
Beklentisiz seviyor, özlüyor, siz istediğiniz için seviyorsanız, karşıdakinin aramasını beklemeden; neden, niçin aramadan, sevginin, aşkın tadını yüreğinizin derinliğinden gelen o iki sözcükle, korkusuz ve çıkarsızca; ''Seni Seviyorum'' diyebiliyorsanız;  harbiden siz çok şanslısınız..!