Yenilenmek denince; Akla ilk gelen şeyler maddiyatla ilgili olanlardır.  Hayatınıza etken olan, elinizde var olan şeyleri yenileriyle değiştirme isteğidir.  Alış- verişe çıkmak, kendinize en son modaya uygun olan kıyafetler almak, evinizi yenilemek, yeni model araba almak gibi şeyler  akla ilk gelenlerdir...

Kendimizi yenilerken, zihnimizi yenilemeyi,eski kalıplaşmış düşüncelerden arınmayı, hayata karşı daha farklı bir açıdan bakmayı, herşeyin farkındalığını hissederek yaşamayı, bunun için neler yapılması gerektiği zaman zaman düşünülse de,  hep arka plana atalır , çokta gerek hissedilmez.

ZİHNİN BİZE OYUNU...

Aslında doğru düşüncelerle ,doğru şeyler yaparak beyninizi daha iyi hale getirdiğiniz de otomatik olarak hayatınızı da geliştirmiş oluyorsunuz. Yapılan bir psikolojik araştırma da insan beyninin gün için % 70 oranında beyninden olumsuz düşünceler geçirdiği saptanmıştır. Bu demektir ki gün içinde % 70 oranında tükenmişlik yaşıyoruz. Buda  tüm hücrelerimizi, dolayısıyla sağlığımızı etkilemiş  oluyor. Yaşam kalitesi düşüyor ve kişi bunu hiç önemsemeden '' stresli bir  gündü '' deyip geçiyor.

Bu olumsuz düşünceler bilinçli beyin dışında gerçekleştiği için, birçok insan onları  asla irdelemez. Sonuç olarak, bilmeden bu düşünceler doğrultusunda hareket ettiğimizde, onları daha da güçlendirmiş oluruz. Alışkanlıklar da bu şekilde hayatımıza yerleşir. 

Pozitif düşünce gücü kavramına günümüz de, sosyal medya da, kişisel gelişim kitaplarından olsun sık sık karşımıza çıkan bi kavram olsa da okuduklarımız için '' Ne kadar doğru yazmış '' deyip, sıra kendimize uygulamaya geldiğin de bu pozitif düşünce tarzını kendimize oturtmayı bir türlü başaramıyoruz. Bilinci oluşturan görünmez kuvvetler ortaya çıkıyor. Bu kuvvetler biyolojik bir alan yaratıyor ve bizi etkisi altına almayı başarıyor.

Zihnimiz de birbirinden farklı iki ayrı bölüm vardır. Birlikte  çalıştıkları için bunları ayırt edemeyiz, karıştırırız ve birbirine bağlarız. Bunlar '' Farkındalıklı Bilinç '' ve '' Bilinçaltı '' dır. Farkındalıklı bilinç yaratıcı bilinçtir ve bizim kişisel özelliklerimize bağlıdır. Bilinç ise  Kısa süreli hafızadan sorumlu, şakayı, espriyi anlar, yeni şeyleri öğrenmeye ve denemeye heveslidir. İradenin yeri, geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman belirgindir, mantıkçı ve muhakeme yeteneği sağlıklı karar verme yeteneğini sağlar ve farkındalık belirli özellikleridir.

Bilinçaltı; Alışkanlıklarımız buradadır, uzun süreli hafıza, şaka ve espriyi kavrayamaz, bir çok görevi aynı anda yapabilir, eleştirip yargılamadan hareket eder, tekrar ederek öğrenir, çabuk  ve kesindir, yirmi dört saat uyanıktır, savunma mekanizması vardır ve duyguların yeridir. Bilinçaltı kayıt sistemimizdir, deneyimleri kaydeder ve tekrar tekrar geri sayar. Bu geri sayımda ki  olumsuz telkinler genelde bize anne babamızdan kalan mirastır. Çünkü size anne babanız, ''Başaramazsın '' ''Yapamazsın'' '' Senden bir şey olmaz'' demiş olabilir yada anneniz babanıza bunları söylemiş ve siz duymuş olabilirsiniz. Belkide anneniz sürekli '' Ben hep  böyle  mutsuzdum '' ''Hep kötü bir hayatım oldu '' ''Çok şanssızım'' gibi söylemler de bulunmuş olabilir bunlar bizim bilinçaltımızda kayıtta kalır günü geldiğinde gün yüzüne çıkar ve bizde en ufak sorunda bu kelimeleri kullanmaya başlarız.

Bilinçaltı zihinde % 97 oranında yer kaplar,bilinçli zihin ise sadece % 3 bir alana sahip olduğunu düşünce bize çok zor gelebilir ama asla başarılamaz demek değildir. Şimdi size bunu nasıl başarabiliriz onu anlatıcam.

YENİ  YILDA ZİHNİMİZİ DE YENİLİYELİM...

Pozitif düşünebilmemizin tek yolu bilinç ve bilinçaltımıza hükmetmektir. Bir çoğumuz gün  boyu bilinçaltımıza bir sürü düşünce tohumu ekiyoruz ve bunları farketmeden yapıyoruz. Aslında bilinçaltına ektiğimiz tohumlar, düşünce alışkanlıklarımızın temeliyle oluşuyor. Siz neyi düşünürseniz hayatınız o şekilde ilerliyor,siz mutlu olmayı geleceğinizin güzel olmasını empoze eder bunu kabul ederseniz, bi şekilde beyniniz bilinçaltınız kabul ediyor o doğrultu da  ilerlemeniz için size destek oluyor. 

Bilinçaltı verilen komutlarla hareket ediyor, siz ona ne derseniz deyin o şekide gidiyor. Size karşı gelmek gibi bi durum söz konu değildir. Siz '' Ben şu an çok mutluyum '' dediğinizde, bilinçaltınız '' Hayır, sen mutlu değilsin'' demez seni mutlu kabul eder. Siz bilinçaltınıza '' Ben mutsuzum '' derseniz,  mutsuzluğu kabul eder ve sizi mutsuzluğa yöneltmek için görevine başlar  '' ben  bunu tüm hücrelerimi hissettirmeliyim '', mutsuz olduğumu bilmeli der. O yüzden bilinçaltına hükmetmeniz pozitif düşüncenin temelidir. Beyin gerçekle hayali ayırt edemez, yaşadığınız şey gerçek mi, hayal mi beyin bunu farkedemez. Sizler düşünceniz kadar güvendesiniz. Siz derseniz ''Ben şu an güvenli bir ortamdayım  '' , beyin diyor ki güvenli bir ortamdasın ve etrafa panikle bakmana gerek yok, ama '' şu an güvensiz bir ortamdayım '' derseniz vücudunuz bütün salgılarını bu doğrultu da ilerletecektir...

Bir yerde okumuştum ve çok hoşuma gitmişti.

''Öyleymiş gibi yapıyorum, Öyle oluyorum!..''

Mutluluk bireysel bir durumdur onu seçebilirsin. Hayatınızda mutlu olduğunuz anları hatırlıyormusunuz desem, mutsuz anlarınızın daha çoğunlukta olduğunu farkedersiniz. Beyniniz tüm mutsuz anlarınız kaydeder ve her fırsatta bunu karşınıza çıkarır. Mutlu olduğunuz anlar ise size çok az gelir, çünkü mutluluk sadece bir andadır. Mutsuzluk devamlıdır.  İnsanlar mutluluğu para, çocuk ve aşka bağlar, gerçek mutluluk bunlar değildir. 

Gerçek mutluluk içinizde yapmak istediklerinizdedir. İçinizdeki kavramı ortaya çıkarabilirsiniz, başarabileceğiniz bir uğraş veya bir proje düşünüyorsunuz ve bir anda eğer olumsuz düşünceler oluşuyorsa, etrafınızda karabulutlar dönmeye başladıysa, içinizdeki o canavar konuşmaya başladığında hemen olumlu şeyler düşünmeye başlayın, etrafınızdaki o kara bulutları olumlu düşüncelerle tek tek yok edin.Siz kendinize inandığınızda beyninize neyi empoze edersek o olur demiştik.  İşte o zaman gerçekten kendinize inanmaya başladığınız nokta olucaktır. Beyninizde size inanarak tüm olumsuzluklara çözüm yolu aramaya başlar. 

DAHA İYİ BEYNİMİZİ NASIL GÜNCELLERİZ...

Şu anki hayatınız ve imkanlarınızı düşünerek size rahatlama, tatmin duygusu ve mutluluk hissi yaşatacak, bu pozitif niyeti besleyecek alternatif yollar, davranışlar belirleyin.

Dr. Masaru Emoto su üzerine yaptığı deneyde su moleküllerinin olumlu veya olumsuz düşünceden etkilendiği ispatladı. Pis suya söylenen güzel sözler suyu temizliyor, temiz suya söylenen kötü sözler de suyu kirletiyordu. Bedenimizin %70’i su. O yüzden her gün kendinize söylediğiniz sözler bedeninizi, bilinçaltımızı etkiliyor. Artık şikayet etmeyi, şikayet içeren sözcükleri kullanmaktan vazgeçin.

Duygularınızı içinize attıkça biriktirir daha sonra da öfke sorunları yaşayabilirsiniz. Eğer biri sizi kırmışsa, canımızı sıkmışsa duygularınızı karşınızdaki insana, onu kırmadan söyleyin.

Bilinçaltınızı daha temiz tutmak istiyorsanız çevrenizde moralinizi bozan ve enerjinizi düşüren her ne varsa kendinizden uzak tutun... Mevlana’nın dediği gibi, “Kiminle arkadaşlık yaptığına dikkat et, çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.” 

Yeni Yıl; Sizlere Yenilikçi Düşünceleri de  Beraberinde Getirsin...