Farkında mısınız bilemiyorum;’’çok yüzlü yada yüzsüz’’insanlarla iç içeyiz.

Bunu sıklıkla yaşayan ve gözlemleyen biri olarak inanın çok rahatsızım.

İnsanlar arasında iki yüzlü insan diye tanımladıkları mızı arar oldum.

Ya çok yüzlüler ya da ‘’yüzsüz!’’

Herkes neredeyse’’çok yüzlü olmuş.’’ bin çıkar içinde iletişim kurabiliyor,işini halledebiliyor.

Ne erdemlilik,ne de onurlu kişilik yapısı kalmış.

Menfaatleri için çok yüzlülüğü beceremedikleri vakit ek meslekleri haline getirdikleri ‘’yüzsüzlükle’’ hayatlarını idame ediyorlar.

İnsanlar birbirine günaydın demekten selam vermekten aciz değiller.

Bilinçli olarak kimse kimseye selam vermiyor.Ama işin içinde menfaat var ise bir anlık tanıştığı insanla dost olabiliyor.

Bu tür menfaate şartlanmış insanlar için dost arkadaş veya yalnızlık söz konusu değil.

Çıkarı gereği bulunduğu ortama uyum sağlıyor. Bukalemun  gibi renk değiştiriyor.nabza göre şerbet veriyorlar.

Kalp denen organ kapkara olmuş,

Nerde vicdan,nerde merhamet,

Nerede gurur şahsiyet.?

Kendisinden başkasına şefkat duymuyor.Şefkatin ismi;’’bencillik ve çıkar!’’

Bu yüzden aile içinde sevgi denen iletişim koşullu şekle bürünmüş.

Zaten anne ve baba sevgisinden uzak büyüyen çocuklar bakıcı kültürü ile yetişiyorlar.Bakıcının vicdanına kalmış,

’’ah canım çalışan anne çocukları…’’

Bakıcıda gün,saat,zaman doldurma peşinde iken önceliği tabiî ki alacağı para(menfaati)oluyor.!

Bu yüzden yarınlara şefkatli,duyarlı çocuk yetiştiremiyoruz.

Bu çocuklara alınan bir armağanda bile;hediyenin fiyatına göre değerlendirme yapan yeni nesilleri yarınlar için büyütüyoruz.

Aile içinde en fazla konuşulan yaşam iksiri para olduğu için gençlerde aynı şekilde eğitim ve öğretimin değersiz olduğunu düşünüyorlar. Hangi yoldan daha kolay para kazanılır çıkarı içindeler.

Corona ve pandemi süreci bu yalnız bencilliğe daha çok yardımcı oldu.

Sosyal mesafeyi duygusal mesafe olarak algılayanlar her şeyden önce çıkar hastalığına yakalandılar.

Ekonomi her ne kadar insanları zorlasa da değerler,duygular çıkar için yok oldu.

Toplum içi konuşmalarda birinden dert yakınırken iki yüzlü diye bahsedilenler insanlar yok artık.

İki yüzlülük sayısı azaldı.yerini ‘’çok yüzlülük,kişilik bozukluğu yada yüzsüzlük aldı.’’

Sanki ;

çok yüzlülük hayatın kurtarıcısı,

Yaşamın vazgeçilmezi oldu.

Çok yüzlülük meslek haline geldi.

Çoğu insan için de; en ucuz sermaye oldu.

Peki;

Bin bir yüz değişirken insanların ruh sağlığı yerine mi geliyor.?

Yoksa duygu durum bozukluğu onarılıyor mu?

Tabi ki,’’Hayır!’’Sadece ruh sağlığı bozuk toplum bireyleri oluverdik.

Endişelenme,kaygı bozukluğu,güvensizlik,şüphecilik,kişilik bozukluğu,duygu durum değişikliği,depresyon vb. ruh hastası olunmuş durumda ama kabullenen yok!

Bu durumda olanlara yüzlerini anlatmaya çalışıp,neden çok yüzlüsünüz diye sorulduğun da;

-Zeki  insan aklını kullanır ve çıkarı için yaşar.’’

-Ben mi kurtaracağım bu dünyayı,ben kendim için yaşarım,bana ne!

-Ben cebimdeki paraya bakarım.

-Para benim arkadaşım,şefkatim.

Neler oluyor?

İnsanlar nereye gidiyor?

Hangi yüzleriydi doğru olan?

Kimse kimselere inanmıyor,güvenmiyor,ne bilgi ne dostluk paylaşılmıyorken,insanlık nasıl ayakta duracak?

İnsanlık can çekişiyor,yüzler değişiyor,duygu durumları travma yaşıyor .

Ve;

Bu dramı akıl oyunu sanan yüzünü unutanların çok yüzlerinden hangisi doğru ?

Hangi yüzleri onların ruh sağlığını sağlamlaştıracak?

Ya da çıkarları,kişilik bozuklukları onları ne zaman sağlıklı kılacak?

Düşüneniniz var mı?

Bilincimizi doğru çalıştırırsak emin olun hayal ettiğimiz koşullar zaten kapımızda boy gösterecek.

Bunun zararını yarınlarda psikiyatri koridorlarında sıra beklemeden düzeltelim mi?

Corona virüs de biter ama kişiliğin bin yüzü bizi bizden alır.

Yüzsüzlük gibi aşağılayıcı durumdan kurtulup,onurla yaşayalım.

Gelin fazlalıkları,çok yüzlülüğü hemen şimdi çöpe atalım.

Ne dersiniz?